Türk-AB İlişkileri Üzerine ve Dijital Covid Sertifikası

Niyazi Kızılyürek

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin her yıl hazırlayıp Genel Kurul’da tartışmaya sunduğu Türkiye İlerleme Raporu 18 Mayıs tarihinde yapılan oylama sonrasında 480 evet, 60 ret ve 150 çekimser oy ile kabul edildi.

Raporda Kıbrıslı Türkleri doğrudan ilgilendiren iki önemli konu dikkat çekiyor:

Kıbrıs Sorununun çözümü ile AB müktesebatının adanın kuzeyinde de uygulamaya gireceği ve Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk toplumunun demokratik güçleriyle yakın ilişki içinde olması...

Çözümle beraber AB müktesebatının Kuzeyde de uygulanacağının belirtilmesi, Kıbrıslı Türkler açısından çözümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. AB üyesi olmak için toplumlar uzun süren müzakere ve reform süreçleri yapmak zorundayken, Kıbrıslı Türkler Kıbrıs sorununun çözümüyle otomatik olarak aktif ve tam AB üyesi bir toplum olacak!

Kıbrıslı Türklerin demokratik çözüm güçleriyle daha yakın ilişkiler kurulması gereğine gönderme yapılması, ayrıca önemlidir. Avrupa Parlamentosu bu notuyla, Kıbrıs Türk liderliğinin iki-devletli modellerden söz ettiği bir dönemde Kıbrıs Türk toplumunda federal çözüme inanan demokratik güçleri çözümün taşıyıcısı olarak gördüğünü belirtmiş oldu.

Şimdi önemli olan, Kıbrıslı Türk federalistlerin de AB ile daha yakın ilişki kurmak için hareketlenmesidir...   

Rapor Türkiye’ye dair maalesef olumsuz göndermelerle doludur. Raportör Nacho Sanchez Amor, yaptığı açıklamada son yılların en olumsuz raporunu hazırlamak zorunda kaldığını söyledi. Bu olumsuz tablo, kuşkusuz, hukuk devleti ve temel haklar konusunda Türkiye’nin sicilinin kötüleşmesinin sonucudur. Bu konularda gerileme ve kötüleşme devam ederse, üyelik müzakerelerinin askıya alınması bile söz konusu olabilecektir. Türkiye’nin en erken zamanda üzerine düşeni yapması fevkalade önemlidir. Bu, hem ülkenin demokrasi yolunda ilerlemesi açısından zaruridir, hem de her hal ve şartta Türkiye’nin üyelik sürecinin önünü kesmek isteyen siyasi grupların elinden insan hakları kozunu almak için gereklidir.

Bilinmelidir ki, Türkiye’nin temel taleplerinden olan Gümrük Birliği’nin modernleşmesine genel olarak olumlu bakan Avrupa Parlamentosu, bu konuyu da hukuk devleti ve insan hakları koşullarına bağladı.

Raporunda Kıbrıs konusuna da yer verildi  ve iki devletli çözüm politikasının kabul edilmez olduğu ve bunun ciddi hayal kırıklığı yarattığı ifade edildi. Kıbrıs Sorununun iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde çözülebileceği belirtilerek, taraflara Crans Montana’da kaldıkları yerden müzakerelere devam etme çağrısı yapıldı. Türkiye’nin Maraş konusunda BM kararlarına sadık kalması ve Doğu Akdeniz’de gerilimlerden uzak durması da talep edildi.
 

Dijital Covid Sertifikası: Kıbrıs’ta serbest dolaşım şart

Uzun tartışmalardan ve Avrupa Parlamentosu, Komisyon ve Konsey arasında sonuçlanan müzakerelerden sonra, Avrupa Birliği Konseyi, AB yurttaşlarının serbest dolaşımını kolaylaştıracak Dijital Covid Sertifikasını karara bağladı.

Sol grubun (GUE/NGL) aktif olarak katıldığı ve pek çok konuda görüşlerinin dikkate alındığı uzlaşmada başlıca şunlar yer alıyor:

-kişisel verilerin korunması,

-12  ay sonra bu uygulamanın sona ermesi,

-sınır-ötesi çalışan işçilere özel muamele yapılması,

-üye devletler gerekli görürülerse seyahat sınırlaması uygulayabilecekler ama bu konuda çok net bazı kurallara uymak zorunlu olacaklar.

-solun önerisi olan herkese bedava rapid test yapılması kabul edilmemişse de, Avrupa Birliği’nin bu konu için üye devletlere 100 Milyon Euro ayırması karara bağlandı.

100 Milyonluk bütçe öncelikle sınır-ötesi işçilere, öğrencilere ve sağlık nedenleriyle seyahat etmek zorunda kalanlara ayrılacak.

AB’nin bu kararından sonra Kıbrıs’ta geçit noktalarının kapalı kalmasının hiçbir anlamı yoktur. Yetkililerin derhal harekete geçip Kıbrıs’ta serbest dolaşımın bir an önce hayata geçirilmesini sağlamaları gerekiyor.

Bizde resmen sınır yoktur ama barikat-ötesi işçiler ve öğrenciler vardır. Bu kişilere yapılacak testlerin bedava yapılması AB’nin kararıdır. Diğerlerine yapılacak testlerden kaynaklanacak masraflar ise yukarıda da belirtildiği gibi, AB’nin üye devletlere vereceği 100 Milyonluk hibeden karşılanacaktır.

Kısacası, AB üyesi Kıbrıs’ta geçit noktalarının kapalı tutulması için hiçbir neden kalmamıştır...