TURİZM VE YÜKSEKÖĞRENIM İÇİN ÖDEVLERİMİZ VAR

Onur Olguner

Artık korona sürecinin son normalleşme adımlarına girdik. Tabii, ‘bizim normalimiz’ ne kadar normaldi, bu da başka bir tartışma konusu.

Artık korona sonrası dünyada sadece denizimizle ve üniversitelerimizle turizm ve yükseköğrenim geliri elde ettiğimiz zamanlar bitti. O dönem geride kaldı. Artık yeni bir dönemdeyiz.

İnsanlar ve devletler bütçelerini kısma yoluna gidiyorlar. Önümüzdeki süreçte çocuklarını okutmak için Türkiye’den veya diğer ülkelerden ülkemize gönderen aileler, maliyeti daha düşük olacak şekilde çocuklarını kendi ülkelerinde ve hatta kendi şehirlerinde okutmayı değerlendirecekler.

2020 yılında ve sonrasında, turistler artık her şeyiyle gidecekleri ülkeleri değerlendirerek tatil planlarını yapacaklar. Taksi ücretinin konaklama ücretinden fazla olacağı, toplu taşıması bulunmayan ülkelere gitmeden önce birkaç kez düşünecekler.

Burada artık devlete, siyasete ve özellikle de halka bazı görevler düşüyor.

ÖNCELİKLE HALK TALEP EDECEK,

SİYASET TALEP EDİLENLERİ ÇALIŞIP YAPILANDIRACAK,

VE GRUPLARIN ÇIKARLARININ ÜZERİNDE, KAMU YARARINA OLACAK ŞEKİLDE DEVLET POLİTİKALARI BELİRLENCEK.

  • Mesela ülkemize öğrenci mi gelsin istiyoruz, öncelikle bütünlüklü toplu taşıma sistemlerini yapılandıracağız. Öğrenci ve turist, Ercan Havalimanı’na indiği andan itibaren Karpaz Burnu’na da, Lefke’ye de toplu taşıma sistemi ile gidebilecek. Temiz, sistemli ve dakik olan güvenilir bir toplu taşıma sistemi kuracağız.
     
  • Turist mi istiyoruz, artık bu ülkeye müze yapacağız! Öyle yapacağız derken de, yeni müze inşa edeceğiz değil. Bir kere o mahkemeler binasını ulusal merkezi bir müzeye çevireceğiz. Tarihi ve kültürel zenginliğimizi depolarda saklamak yerine, Lefkoşa’nın göbeğindeki bu müzede sergileyeceğiz.
     
  • Bu sürede öğrenci sayımızın azalmasından mı korkuyoruz, işte o zaman belki de bazı belediyelerde öğrenci konseylerini kuracağız. Öğrencilerimizin sorunları ile ilgili her üniversiteden gelen temsilciler, arkadaşlarından aldıkları şikayetleri bizlere iletecekler. Ve biz de bunları iyileştireceğiz.
     
  • Daha fazla mı turist istiyoruz, artık o Girne Limanı’nı elden geçireceğiz. Limanda yürürken yelkenlileri ve denizi görmek yerine nargilecilerin sahnelerini gösteren düzeni komple iptal edeceğiz. Limanı tekelden kurtarıp turistin gezmekten zevk alacağı, yelkenlere bakarak şarabını, rakısını veya kahvesini yudumlayabileceği bir hale getireceğiz.
     
  • Öğrenci ve turistlerin sayısını artırmak mı istiyoruz? Bu ülkede UBER’i çalıştırmak için adım atacağız. Bir turist veya öğrenci ülkemize geldiğinde nasıl Google Haritaları güvenerek kullanıyorsa, aynı şekilde taksileri de güvenli ve kolayca kullanmasını sağlayacağız.
     
  • Turist mi istiyoruz, sadece klasik otelleri değil, AirB&B ve Booking.com gibi yatak ve kahvaltı kiralama platformlarını teşvik edeceğiz. Turizm bakanlığı altında eğitim verecek, belki de lojistik destek sağlayacağız. Evet, belki devlet olarak bu işten vergi alamayacağız ama bu platformlar sayesinde ülkemize çekeceğimiz her turist ülke ekonomisini büyütecek.

Bunları yapacağız ki ekonomimizde daralma olmasın, bunları yapacağız ki gelen öğrenci ve turist sayısındaki azalma en aza insin. Hatta belki de zaman içinde artsın.

Eğer bunları yaparsak "değişim" sadece lafta kalmaz. Eğer yapamazsak, demek ki biz devlet, siyaset ve halk olarak bu süreçten hiç ders çıkartmamışızdır!

Ödevlerimizin bir kısmı bunlar, turizm ve yükseköğrenimi geliştirmek istiyorsak çalışmalıyız!