Tribünde değil sahada olmak!

Cenk Mutluyakalı

AEK Larnaka - Fenerbahçe maçı, Kıbrıs sorununun varlığına "rağmen" sıradan bir maç değildir.
Tam da budur Kıbrıs sorununun kendisi!
Kıbrıs adası "bölünmüş" haliyle huzursuzdur çünkü...

O nedenle, sanki bu ada bölünmemiş gibi davranmak nafiledir.
"Kıbrıs Cumhuriyeti"nin tek yanlı kuşatılmışlığı yokmuş, adanın kuzeyinde etkin ve fiili kontrol Türkiye'de değilmiş gibi söylenmek anlamsızdır.

Fenerbahçe, İstanbul'dan Rodos'a oradan da Larnaka'ya uçtu.
Niye?
Ercan'dan gelse, en fazla bir yıl Avrupa liglerinden uzak tutulurdu.
Çok daha sıradan bir gerekçeyle, finansal fair play kurallarına uymadığı için bunu yaşadı zaten!

Asıl sebep başkadır!
Kıbrıs'a Ercan Havaalanı'ndan da gelse...
Dünya "Kıbrıs Sorunu"nu yeniden anımsardı ancak Kıbrıslı Türkler için sonuç değişmezdi.
Sahada olmazdık!

Sonuç değişmezdi çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "garantörü" Türkiye'dir ve o Türkiye, "bölünmezliğini" garanti ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "bölünmesini" öneriyor ve dünya bunu anlamıyor.

O kadar da karışık değil mesele!
Öz şu...
Fenerbahçe'nin Kıbrıs'a Ercan değil de Larnaka'dan gelmesini Türkiye Cumhuriyeti garanti ediyor.
Ercan'dan gelse "ceza" alacak ama bu bedele karşılık da hiçbir değişiklik olmayacaktı.

Şimdi Fenerbahçe'nin "yasal liman değil" dediği Ercan'dan adaya gelenler için "yasal muamele" beklemek saflık!
Çünkü hayatlarımızı "normalleştirmek" istiyorsak eğer...
Uluslararası topluma katılmak...
Uluslararası siyasete katılmak...
Uluslararası ticarete, spora, ekonomiye hepsine katılmak...

Sahaya inmek istiyorsak sahaya!
Tribünde "izleyici" olmak için çözüm aramak yerine...

Önce bu "yalan" düzenden ve binbir "çelişki"den kurtulacağız.

Fenerbahçe - AEL Larnaka maçı sahadaki futbolcu, kulübedeki teknik direktör, düdük ağzında hakem için sportif bir oyundur, taraftar için şuttur, goldür, heyecandır, rekabettir.
Hepsi bu!
Kıbrıslı Türkler açısından ise dünyadan yalnızlaştığımız gerçeğidir ve sıkıntı olarak gördüklerimiz de sorunun kendisidir.
Yürekleri temiz, güzel, fanatizmden uzak insanlar keyfini çıkaracak, nefret dilinden ve etnik hınçtan uzak durarak... Kıbrıs sorunun da "çözüm" beklemeye devam edecek.

Keşke diyorum, Fener maçının "bileti" kadar Türkiye havaalanlarından kapı dışarı edilen insanlarımız için farkına varsak kıstırıldığımız kapanın!

Son bir not:
"Ercan'ı doğrudan uçuşlara açma" önerisi masada duruyor!
Hani "görüşmüyorlar" dahi!


O olsa..
Ercan'dan gelecekti Fener!
Buna engel olanlar bir de "vah vah" çekiyor üzerinden!