Tohum için iki ihtimal

Cenk Mutluyakalı

Sene bitiyor ya!..
Bir resepsiyonunda alnıma dayanınca kamera… Ve ‘mikrofon’ öpüşme mesafesine sürülünce…
Afalladım!..
- “Geride bıraktığımız senede sizce güzel neler oldu?”

***

Ne zor soru!..
Yaşananlar ortada...
‘Seçim’ senesiydi üstelik…
Gergindik!..
Hoyratça yönetilmiştik…
Böylesi bir yönetimi ‘gizliden’ de sevmiştik...
‘Yanlış’ları ve ‘kuralsızlığı’ kanıksadık, uzun yıllarda...
‘Kendimiz’ dışında suçlu aradık, durduk... ‘Değişmesi’ gereken ‘biz’den gayrı herkese akıl sattık.
Bir seneye üç hükümet sığdırdık.
***

“Başbakan” sandıkta kalmıştı…
Lefkoşa kokmuştu…
Eylemciler yine coplanmıştı…
Bilbay Eminoğlu, Özer Hatay, Bener Hakkı Hakeri, Halil Kaymaklılı gibi duayen gazeteci, yazarlar peş peşe göçmüştü…
Dünyada 70 gazeteci ölmüştü görevi başında...
Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde tek yaprak ‘açılış’ metni için yol alınmamış, “aha da istemezler” oyunu sürüp, gitmişti…
Ercan feda edilmiş, elektrikteki yüksek üretim maliyeti tepemize binmişti…
Geçtim depremi, ‘yağmur’dan dahi korkar olmuştuk.
TL erimişti, çay içinde şeker gibi...
‘Besleme’ demişlerdi, yetmedi, “katır” inadımız dolanmıştı dillere..

***

İyi de “umutlu” olmak için hiç mi sebebimiz yoktu yani!..
Kim bilir kaç bebek ilk çığlığıyla, nasıl  tarifsiz sevinçler yaşatmıştı ana babasına…
***

Şöyle bir yapımız var, senelerdir…
“Çözüm” üretmekten çok “mazeret” sıralarız… Ve ağlar dururuz…

***

Aklıma geldi birden…
“Futboldaki birleşme adımları” herhalde geride bıraktığımız senenin güzeliydi…
Umudu yeşertti içimizdeki..
Toprağa atılan tohum için iki ihtimal vardır, bilirisiniz; ya çürüyüp gider veya çatlayıp zorlu bir yolculuğa başlar.
Evet, galiba ‘zorlu bir yolculuğa’ çıktık yine, yeni bir ‘takvim’ döneminde...
Mutlu seneler, hepimize...