Tilt!

Serhat İncirli

Dünkü Güneş gazetesi ön sayfasında üç haber…

Sür manşette Ersin Tatar, AB’ye ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na yanıt veriyor…

Gazete, “Tatar’dan tokat gibi cevap” diye başlık atmış…

-*-*-

Manşette Ünal Üstel…

O da, “Anavatanla ilişkilerimiz en üst noktada” deme ihtiyacı hissediyor…

-*-*-

Ve yan tarafta küçük bir haber…

O haberde de Zorlu Töre konuşuyor ve “Erdoğan milli davanın peşindedir” diyor…

-*-*-

Bu açıklamalar ne anlama geliyor?

Birincisi, yani Tatar’ın açıklaması, AB ya da Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından kesinlikle ciddiye alınmıyor…

Herkes çok iyi biliyor ki, Kıbrıs sorunu çözülecekse ve buna iki taraf karar verecekse, o iki taraftan biri Türkiye’dir…

Tatar değildir…

Konuşması, açıklama yapması, bunu kendisinin de biliyor olmasından ve haliyle “psikolojik bir bozukluk” olarak kabul edilen bir tür kompleksten kaynaklanıyor…

“Açıklama yapayım benim de varlığımı görsünler çabası”…

Tam bir zavallılık hali!

-*-*-

Üstel’in açıklamasına gelince…

Türkiye ile ilişkiler çok kötüdür diyen oldu mu?

Yoook!

Burada da sevgili doktorlarımızın ve psikoloji uzmanlarımızın mesleklerine müdahale etmiş gibi olacağım, özür dilerim ama resmen “kompleks” söz konusu!

“Görevden alınacak, alındı, alınıyor” dedikodular, Üstel’i de rahatsız etmiş durumda…

Bu dedikodulara yanıt veriyor aslında…

“Beni görevden almayacaklar, ilişkilerimiz süper…” diyor!

Ne acı!

-*-*-

Ve Töre’nin açıklaması…

“Erdoğan milli davanın peşindedir” diyor Töre…

Erdoğan’la ilgili yorum yapma sebebi nedir?

Yağcılık mı?

-*-*-

Ne kadar ucuz, ne kadar saçma açıklamalar!

Ve ne kadar boşa zaman harcama değil mi?

-*-*-

Neymiş, Tatar, AB’ye ve Hristodulidis’e tokat gibi cevap vermiş!

İster misiniz AB dağılsın?

-*-*-

Neymiş, Türkiye ile ilişkilerimiz en iyi seviyedeymiş!

İster misiniz hafta sonu Ünal abiye “çekil” densin?

-*-*-

Neymiş, Erdoğan milli davanın peşindeymiş!

İster misiniz Erdoğan, “Crans Montana’da kalınan yerden devam edeceğiz, Annan Planı’nda zaten egemen eşit devletçikler ayrıydı…” gibi bir açıklama yapsın!

-*-*-

Bizimkiler mi?

Tilt olmazlar mı?

-*-*-

Tilt ne midir?

Bizim çocukluk ve gençlik yıllarımızın en keyifli oyunu…

Keyifli bir oyun!

Tilt olmak nedir?

“Sallanınca susmak” diyebiliriz!

-*-*-

Tatar da, Üstel de, Töre de, ötekiler de; birer oyun makinesi gibidir…

Kendileriyle oynanıyor…

Gerekirse, örneğin kullanıcılar usanırsa, tilt makinesi gibi sallayıp, sarsıp, makineyi susturabiliyorlar!

Sonra düğmeye basıyorsunuz, topçuklar bir bir geliyor!

Oynamaya devam!


Memleket özeti: El ele!

Kanser ilacı hala yok…

Özelden al, en ucuz hap 400 TL!

Ersin Tatar ya da karısına bile küfredebilen yakın adamları ister misiniz, “Serhat İncirli yalan yazdı, 400 değil, 395 TL” desin!

Zeki insanlar, yalanımı hemen yakalayıp, yazarlar bence!

-*-*-

Katma Değer Vergisi oranları indirildi…

İki gündür market market geziyorum, soruyorum, en ufak bir fiyat indirimi yok…

Hatta “köpeklere mama alırım” diye sevindim, “zamlanmış!”…

-*-*-

“Neden böyle?” diye sordum!

“KDV indirimi, TL’nin değer kaybından daha düşük, yeni parti mallar pahalı geldi” dendi.

-*-*-

Kısacası, KDV indirimi meselesi, masal oldu!

Tam da dün Yenidüzen’in dediği gibi, “laf ola” yapıldı!

Bu önlemlerin piyasayı ucuzlatmadığı ve ucuzlatmayacağı kesin!

-*-*-

Bu arada Euro, 26 TL’yi ilk kez dün sabah geçti…

Sterlin 31’e doğru ilerliyor!

hükümetimiz, umarım Sterlin’i 31’e sabitler!

Çünkü çok acıdır ama işleri sadece 31!

-*-*-

Mahkeme, iki çocuk tacizcisini suçlu buldu ve yaklaşık 5’er yıl hapse gönderdi. Bir çocuk tacizi şüphelisi ise tutuklu yargılanacak!

Şaşırdık mı bu artışa?

Nasıl şaşıralım ki; Türkiye’de tarikatçı baba, altı yaşındaki kızını 29 yaşındaki müridi ile “evlendiriyorsa”; aynı kafadan insanlar KKTC’de protokollerin ilk sıralarındaysa, sarayın baş konuğuysa, hiç şaşırmamak lazım!

-*-*-

Memleketin manzarasını anlatmak için sadece bunlar yeter mi?

Yeter de artar bile!

Ötekilere hiç gerek yok!

-*-*-

Bu arada, “ne demiş TC Lefkoşa Büyükelçisi?”

“TC – KKTC el ele!” demiş!

El ele geleceğe yürüyoruz!

El ele, tükenişe, bitişe…

Bilinmeyen, kap karanlık bir gelecek!

Ama el ele!

Helal!


Nerelisin? Yanıt vermekte en zorlandığım soru! Kıbrıslıyım! Annem Baflı… Babam Limnidili… Dedem Xerovounolu… Nenem de… Onların babaları ve anneleri de… Dedeleri ve neneleri de… Müslüman, Katolik, Ortodoks… Bilemiyorum… Kıbrıslı işte… Belki de dinsiz… Haaa doğum yerim Pendaya Hastanesi… Doğduğumda yaşadığım köy Gaziveran… Sonra Lefke, biraz Gaziveran, az Ankara, çok Londra, şimdi Gönyeli… Orijinal Kıbrıslıyım… Belli ki bununla ilgili sorunu olanlar var… Fotoğraftaki “t – shirt”cükten isterim bulayım da geyeyim üsdüme!