Terhis

Sami Özuslu

Son zamanlarda hiç bu kadar mutlu olduğum bir haber duymamıştım.

Doğrusu bu tür bir ‘olumlu haber’e ihtiyacımız vardı toplum olarak…
Negatif enerji veren bir yığın olay, kapışma, tartışma, sosyal ve ekonomik açıdan sürekli geriye gidiş, derken iyice bunaldık zaten…
‘Kara haber’lerin ardı arkası kesilmiyor.
Uyuşturucudan trafiğe, yolsuzluklardan ahlaksızlıklara bir yığın ‘kötü’ olay duyuyor, okuyor, izliyoruz habire…
Psikologlar “Uzun süreli umutsuzluk hali sürdürülebilir, dayanılabilir değil” diyor.
KKTC’deki bu olumsuz atmosferde taşı koysanız dayanmaz, kırılır, demiri getirseniz, erir!
Bu kadar karamsar, bu kadar mutsuz, bu kadar umutsuz bir toplum olduk, çıktık.
**
Bu berbat ambians içinde en ufak bir ‘olumlu’ gelişmeye, aslında önemsiz görünen bir ‘pozitif’ habere çok ihtiyacımız vardı.
Bu yüzden o haberi duyunca birden gergin vücudumun gevşediğini hissettim.
Bütün gün beynimi etkileyen baş ağrısı ip gibi kesildi.
Gün boyu asık olan suratımda gülümseme belirdi.
Bağırarak “İşte bu” dedim.
Etraftakiler “delirmiş olmalı” der gibi baktılarsa da yüzüme, ne olduğunu anlamadılar.
Evli evine, köylü köyüne gitti.
Oysa ben mutluydum ve keyifle ıslık çalmaya başladığımı bile bir arkadaşımın fark etmesi üzerine fark ettim.
Uzun süredir ıslık çalmamış olmalıyım ki “İlk defa duyuyorum ıslık çaldığını” dedi.
O kadar olmuş muydu ki?
**
“Havaalanlarında artık terhis belgesi istenmeyeceği” haberiydi beni mutluluktan havalara uçuran…
15 sene önce ‘çavuş’ rütbesiyle bitirdiğim askerlikten bu yana yurt dışına kaç defa gittim, bilmiyorum.
Cüzdanımdaki terhis belgesinin erimiş hali, epey gidip geldiğimi gösteriyor.
Her yolculuk öncesinde görevli polis memurunun o belgeyi istemesi hem tuhaf, hem de komik geliyordu bana…
Eğer ‘asker kaçağı’ olsam, defalarca giriş-çıkış yaptığım için çoktan yakalanmış olmam gerekmez miydi?
Bu, devletin kendine güvensizliği ya da koordinasyonsuzluğuydu.
Başka bir izahatı olamaz.
**
Nitekim eski Polis Genel Müdürü Günay Ozan’a, emekliye ayrılacağı günlerde basınla yaptığı sohbette sormuştum “Neden muhaceret ile asal şube online olup bilgi paylaşımı yapmıyor da her yolculukta aynı işlem uygulanmak zorunda kalınıyor?” diye sormuştum.
Ozan “Sistemler uyumlu değil” demişti özetle…
Demek ki sistemler uyumlaştırılmış.
İyi olmuş.
E-devletten söz ederken, yurttaşa zorluktan başka bir anlamı olmayan bu tür uygulamaların da ortadan kaldırılması lazım.
Hükümetten ve devletten ‘büyük iş’ bekleyen kalmadı zaten…
Bu tür ’basit’ konuları çözsünler, yeter.
Bizi ‘mutlu’ etsinler!