Tercih sizin!

Serhat İncirli

Geleceksizlik – gelecek umudu…
Çözümsüzlükte ısrar – çözümde ısrar…

-*-*-

Biat – eşit kardeşlik…
İtaat – diyalog… 

-*-*-

Ana – kardeş… 
Kukla – dik duruş…

-*-*-

Münaffık – tüm dinlere inançlara saygı… 
Siyasi mafya dostluğu – dürüst siyaset…

-*-*-

Bilgisizlik – bilgelik… 
Ne dediği anlaşılmayan – ne dediği anlaşılan… 

-*-*-

Ciddiyetsizlik – ciddiyet… 
Sinirlerine hakim olamayan – sakin… 

-*-*-

Nefret – sevgi…
Kirli – temiz… 

-*-*-

Zulümle dost – adaletle dost… 

-*-*-

Kavga ve savaş – her zaman barış… 

-*-*-

Düşmanlıktan nemalanmak – dostlukta ısrar… 

-*-*-

Yalakalık – liyakat…

-*-*-

Dincilere yağcılık – laiklik… 

-*-*-

Atatürk’ün adını ağza almaya korkmak – Atatürk’e saygı… 

-*-*-

Say say bitmez… 
Tercih sizin!


Her şeyin eskisi gibi olmasını beklemek 
deliliktir ama “CİDDİYET” istemek hakkımızdır!

Nüfus yapısı değişti!
Doğrudur!
Bu değişim engellenebilir miydi?
Bilemem!

-*-*-

Sonuçta engellenmedi!

-*-*-

Belki “değişen ya da artan” nüfusa “seçme – seçilme hakkı” tanınması bu kadar kolay olmayabilirdi ama o da oldu!

-*-*-

Cumartesi sabah 5’te evden çıktım… 
Gönyeli’de yürümeye başladım… 

-*-*-

Tam 5,44’te caminin dibinden geçerken, bir anda en az 150 desibel ses yüksekliğiyle ezan başladı… 

-*-*-

Önce şunu belirteyim; ezan farklı saatlerde farklı makamlarla okunur ve her zaman bana huzur verir!

-*-*-

Ama bu ses yüksekliğinde insan kulağına hoş gelebilecek her hangi bir ses olduğuna inanmıyorum!

-*-*-

Neyse!
Caminin tam karşısında her halde eski Gönyeli’den kalan, en eski bakkal dükkanı Raman Market açılmak üzereydi… 

-*-*-

Büyük bir flüt sanatçısı olan, bu ülkenin en önemli değerlerinden, asker arkadaşım Eran Raman, ailesine ait bakkal dükkanını açmak için sokakta yürüyordu… 

-*-*-

Günaydınlaştık, selamlaştık… 
Yürüdüm!

-*-*-

Sabah namazı için camiye gidenler vardı… 
En az 30 kişi gördüm… 
Hızla yürüyorlardı ve tamamı üçüncü ülke vatandaşıydı… 

-*-*-

Bu arada ana cadde boyu, farklı noktalarda, mutsuz, kirli sakallı veya dini inanç gereği sakallı onlarca işçi gördüm… 
Yere çökmüş vaziyette bekliyordu hemen hepsi…

-*-*-

Bazılarına Türkçe “günaydın” dedim, kendilerine sesleniyor oluşuma şaşıran vardı aralarında ama “gunaydin” diye karşılık veren de!
“Selam aleyküm” diyen de!

-*-*-

Az daha ileride, yine yol kenarında, işe gitmeyi bekleyen kadınlar da gördüm…
Çok yüksek ihtimalle büyük marketlerimizden birinin çalışanlarıydı… 
Tamamı üçüncü ülke vatandaşı…

-*-*-

Ve Pazar… 
Az daha geç yürüyüşe çıktım…
Sabahın 8’i gibi…

-*-*-

Aynı bölgede, aynı yolda yürüdüm…
Onlarca, “çok ama çok şık ve tertemiz giyinmiş” Afrikalı genç…
Hepsi kiliseye gidiyor… 
Bildiğim halde, vereceği yanıtın şeklini merak ettiğim için bir tanesine sordum, “çok şıksınız, eğlence mi var?”
“Kiliseye gidiyoruz” dedi!

-*-*-

Kıbrıs eski Kıbrıs değil…
Hele Ahmet Ömerağa’nın kitaplarında okuduğum Gönyeli, eski Gönyeli değil… 

-*-*-

Bu insanlar vatandaş mı?
Öğrenci mi?
İşçi mi?
Ülkede yasal mı değil mi?
Kimse bilemez!

-*-*-

Ama hepsi insan…
Öyle veya böyle; okumak ya da çalışmak için buralara gelmişler; belli ki geldikleri ülkeleri bizden “hayırın” değil!

-*-*-

Sosyo ekonomik yapı inanılmaz değişti…
Kıbrıs’ta artık, tüm Ada’ya dağılmış bir vaziyette, örneğin 1974’teki rakamlarla 115 bin Kıbrıslı Türk yaşamıyor!

-*-*-

Yine 1974’teki rakamlarla, 400 bin kadar Rum, tüm Ada’ya dağılmış bir şekilde yaşam sürmüyor!

-*-*-

Rumlar Güney’de 1 milyonluk bir nüfus olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “daha mutlu, daha huzurlu, daha Kıbrıslı, daha yerli, daha kültürlü, daha zengin, daha refah” vatandaşları!

-*-*-

Kaç Kıbrıslı Türk’ün şu anda Kuzey’de yaşadığı bilinmiyor!
KKTC adı verilmiş coğrafyada kaç insan yaşadığı da bilinmiyor!
KKTC adı verilmiş devletin vatandaşı olan 400 bin civarındaki nüfusun kaçının KKTC’de yaşam sürdüğü de bilinmiyor!

-*-*-

Yasal mı, kaçak mı, öğrenci mi belli olmayan; sayısı da bilinmeyen ve kayıt dışı – çoğunlukla da köle gibi çalıştırılan – sağlıksız şartlarda konaklayan, sağlıksız beslenen kaç insan olduğunu da kimse bilmiyor!

-*-*-

Aldıkları maaşın ne kadarını, kaçta kaçını ülkelerine gönderdikleri de belirsiz!

-*-*-

Kontrolden çıkmış; hesapsız, kitapsız, çullisine yönetiliyoruz!

-*-*-

Ekonomik gidişat berbat!
Özellikle “eski Kıbrıs’ın çocukları” ve hatta “1974 sonrasının çocukları ile onların çocukları” yoğun bir şekilde yurt dışına kaçıyor… 

-*-*-

Geri gelip burada yaşamaları için de bir sebepleri yok!
Niye gelsinler ki?
Zaten kimse de gelmelerini istemiyor!

-*-*-

Müthiş bir belirsizlik ve gelecek endişesi hakim!

-*-*-

Bu endişeyi kimler taşıyor?
Tabii ki onlarca hatta yüzlerce yıldır bu ülkede yaşayan insanların çocukları!

-*-*-

Çok doğaldır, bu toprakları “vatan” ya da “benim toprağım” olarak görmeyenlerin aynı endişeyi taşması imkansız!

-*-*-

Bu şekilde nereye kadar, nasıl gideceğimiz o da net değil!

-*-*-

Endişeli olması gereken mesela Ersin Tatar gibiler; Cevdet Yılmaz adlı bir kardeşle el ele – seçim kazanmak için çabalıyor!
Gayet de mutlu!
Ne söylediği hiç anlaşılmasa da, kahkahalarla gülebiliyor… 

-*-*-

Haaa bu arada Kıbrıs'ın kuzeye geçmek için dokuz geçiş noktasını kullanan Rumların sayısı, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15'ten fazla düştü.
Kıbrıs Rumlar tarafından Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında toplamda 645 bin 404 geçiş yapıldı… Geçen yılın aynı döneminde 760 bin 110 geçiş yapılmıştı… 

-*-*-

Kıbrıslı Türkler tarafından Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında tam olarak 812 bin 270 geçiş yapıldı… Geçen yılın aynı döneminde yapılan 735 bin 724 geçişte yüzde 11'lik bir artış var…

-*-*-

Bu nedir?
Bu Kuzey’deki ekonominin zararıdır – gelirin azalmasıdır aslında… 
Ama kimsenin de umuru değildir!

-*-*-

Bilemedim!
Ne diyeceğimi bilemiyorum… 

-*-*-

Gülmeye, kahkaha atmaya, cumhurbaşkanı ile dalga geçmeye, rüşvetle yönetilmeye ve anlamsız konuşmalar dinlemeye, şakalar yapmaya devam mı yoksa ciddiyetle sorunlarla ilgilenmek mi?
Ciddiyet diyorum tabii ki!


Lefkoşa Belediyesi ile  Atletizm Federasyonu iş birliğinde bu yıl 14. kez düzenlenen Kahve Dünyası Lefkoşa Maratonu başarıyla tamamlandı… Maraton kapsamında 21 km’lik koşu, 10 km’lik koşu,  6-12 yaş gurubu çocukların katıldığı Çocuk Koşusu (Fotoğraf) ve 4 kilometrelik Halk Koşusu yapıldı… Dereceye girenlere ödülleri verildi. Binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen maratondan elde edilecek tüm gelir, özel gereksinimli bireyler için Engelsiz Yaşam Evi ve Rehabilitasyon Merkezi'ne spor kompleksi inşa edilmesi amacıyla Engelsiz Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlanacak… Tebrikler Lefkoşa Türk Belediyesi, tebrikler Başkan Mehmet Harmancı…