Tatar’ın Seçim Kampanyasında Kaybetme Telaşı Hâkim...

Kutlay Erk

Şimdiki Cumhurbaşkanı (CB) Tatar’ın seçim kampanyası ‘Atak’ sloganı ile başladı. Kendisi ve kampanyasını kurgulayan ve uyarlayanlar da farkında olmuşlar ki görevde beş boş yıl geçirildi, halkın büyük çoğunluğu bu nedenle Tatar’ı yeniden seçmek eğiliminde değil ve kaybedecekleri kesin. Dolayısıyla ‘Atak’ sloganı ile gelecek beş yılı kazanmaya çalışıyorlar.

Tatar’ın kurmaylarından biri bir TV programında geçmiş beş yılda enerji biriktirmişler ve gelecek beş yılın projelerine yeterince enerjileri olacakmış… Şaka gibi… Hükümetin üç ortağı Tatar’ı destekliyor ama sokakta yoklar… Lafta varlar, yemeli-içmeli salon toplantılarında varlar… Cenaze, düğünde zaten öteden beri varlar… Sokakta, meydanlarda pasifler… Kahve ve köy ziyaretleri ruhsuz ve kitlesiz; neredeyse aynı insanlar Tatar’la birlikte yerden yere gezer, toplandıkları mekanda halktan katılımcı sayısı çok düşük. Katılanların önemli kısmı da kişisel beklentileri, talepleri için veya geçmişte elde ettiklerine tuta oralarda…

Ankara hükümetinin açıklamaları ve buralara gelen temsili heyetleri de çare olamamış. Bunların zaten ters teptiğini Bakan Arıklı da itiraf etti. Elit bir UBP’liye “Dün akşam sizinkiler Türkiye’nin Büyük Birlik Partisi’nin heyeti ile yemekteydiler” dediğimde cevabı “Neyse ki dayağı da yalnız yemeyeceğiz” oldu…  Kız öğrencilerin okula baş örtüsü ile girebilmelerindeki ısrarı ve bu konuda Eğitim Bakanının açıklamalarını da Tatar’ın yanında görünenler en azından zamanlama olarak doğru bulmuyor; ters etki yaptığını itiraf ediyorlar. Sosyal yardım ve engelli maaşı alanlara dağıtılan para da oya dönüşmeyecek; önemli sayıda paydaş seçim öncesi ‘Bir defalık iane’nin normal maaşlarının yetersizliğinin CB ve hükümet tarafından kabulü olduğunu, beklentilerinin onur kırıcı olan ‘Bir defalık iane’ değil, maaşlarının ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkarılması olduğunu ve dolayısıyla bu bir defalık ianenin oy olarak Tatar’a dönmeyeceğini söylüyorlar…

Seçim yasakları öncesi makam dağıttılar, istihdam yaptılar, T- ve Z-izni verdiler; verdiler de verdiler… Bir ilginç uygulama da gençlere verdikleri arsa hak ediş belgesi… Altyapısı tamam, parsellenmiş araziler yok meydanda, sadece kâğıt üstünde bir vaat… Tutun ki hükümet bilahare fiilen araziyi verecek: geçen sürede hak ediş statüsü niteliği kazanan yeni gençler ne olacak? Attıkları taş, ürküttükleri kuşa değmiyor. Kendileri de farkındalar ve telaşa gark olmaya başladılar; panikteler… Paniği aşmak için akılla hareket etmek gerek; bunlar ayaklarıyla hareket ettikleri için daha da derin gark oluyorlar.
Nasıl mı?! Hükümet ortakları iki eşit egemen devlet tezini savunan bir karar tasarısı hazırlayıp seçimden önce Meclis’in olağanüstü toplantısında oylatıp onaylatma girişimi başlattı. Hani “Tatar’ın CB dönemi beş boş yıldı” diyoruz ya, alın size ispatı… Beş yıl süresinde akılları nerde idi?! Ala ile vala ile iki devletli tezi siyasi piyasaya sürdüler, Türkiye CB Erdoğan üç kez BM kürsüsünden buna desteğini açıkladı; akıllarından geçmedi şimdi yapmaya kalkıştıklarını daha önce yapmaya… En azından CB Erdoğan’a yazık ettiler; o üç defa BM kürsüsünden söyledi de Tatar ve ekibi ancak CB seçimleri öncesi böyle bir karar taslağı ile KKTC Meclisine gidecek… Tek amaçları var… Sanmayın ki o tek amaç BM kürsüsünden üç defa söyleyen CB Erdoğan’ın söylemine destek olmaktır amaçları… O tarakta bezleri yok; umurları da olmadı… Amaçları CTP’yi ve CB adayı Erhürman’ı köşeye sıkıştırmak ve karar tasarısına onay vermezlerse seçim günün hemen öncesinde yoğun bir karalama kampanyasına başlamak…
Ama gene telaştalar… Seçmen oyunun farkında; kendi oyunun değerinin de daha farkında… Tatar ekibinin bugünlerdeki bu girişiminin kendilerini aptal yerine koyduğunun değerlendirmesini ve bunun hakkettiği karşı tepkiyi de sandıkta göstereceğini söylüyorlar. “Yani” diyor partizan olmayan bir yurttaş “Beş yıl içinde, en azından CB Erdoğan BM’de o konuşmayı yapmazdan önce böyle bir girişimi niye yapmadılar ki CB Erdoğan da bunu konuşmasında gerekçe olarak kullanabilsin de şimdi seçimden önce yapıyorlar?! Benim bile aklım keser… Bunlar benim aklımla dalga geçiyor”…

Telaş ve panikteler… Akılları ile değil, ayakları ile yol almaya çalışıyorlar… Seçmenin tercihinin Tatar olmadığını biliyorlar, görüyorlar, anlıyorlar, duyuyorlar; gene de illaki Tatar seçilsin diye dünya kadar siyasi ayak oyunlarına başvuruyorlar. Ve akılları ile başvurmadıkları için her girişimlerinin geri teptiğini de görüyorlar, itiraf bile ediyorlar. Hade bu seçim öncesi bu hükümet o önergeyi getirsin, seçimden yenik çıktıktan sonra bir de okullarda kız öğrencilere başörtüsü serbestiyeti yasa önerisini de getirsin… Erken genel seçim olacağını hükümet partileri de söylüyor; onda da büyük yenilgi yaşasınlar…
Halk bıktı bunlardan… Sorunlar artar eksilmez; çözüm yerine mülkiyet konusunda olduğu gibi daha derinlik kazandırıyorlar sorunlara… Ortadoğu cadı kazı, BM Genel Sekreteri Kıbrıs sorununu çözmek için inisiyatif kullanıyor; halkın bir an önce adada barış ve sürdürülebilir refah içinde yaşamak arzusuna koşut olan bu girişimi Tatar ve şürekası engellemeyi başarı sayıyor. Halk da bunun bilincinde olduğunu ifade edince, seçimde buna tepkisini yoğun olarak göstereceği de belli olunca telaşa kapılıp, panikleyip seçmen desteğini daha da kaybedecek girişimlerde bulunuyorlar… Uyduruk anketler, seçmene ciddi baskılar, olmayacak vaatler, tutulmayacak sözler…

Tatar bu seçimi ciddi sayılacak bir oy oranı ile kaybedecek; telaşlı kampanyaları öyle gösteriyor.