‘Taş’

Tayfun Çağra

Bir kümeyi, bir topluluğu, bir oluşumu dağıtmak için ortasına bir taş veya bir bomba atarsınız, o küme, o topluluk birdenbire darmadağın olur.

Bir su birikiminin ortasına bıraktığınız bir taş, su birikiminin dalga dalga dışarıya doğru hareketini sağlar. O su birikintisi artık eskisi gibi değildir. Hareketli, dalgaların çarptığı kıyıların karşı etkisi ile o birikinti sürekli yer değiştirmeye, aynı yerde farklı durumlara dönüşmeye başlar.

Bir arkadaş grubunun içine bıraktığınız bir dedikodu, o insan grubunun bir daha bir araya gelememesine neden olabilir. Bir süre sonra bazı şeyler çözümlense bile aradaki güven artık eskisi gibi değildir.

***

Hitler Faşizmi nedeniyle İkinci Dünya Savaşı’nda katliama uğrayan, işkence gören, dağıtılan Yahudi topluluklarının Savaş sonrasında bir arada olabileceği, toplanabileceği yer olarak ‘kutsal topraklar’ uygun görülüyor! ve 1948’de Ortadoğu’nun merkezinde İsrail, işte o suyun ortasına bırakılan ‘taş’ gibi Arap Dünyası’nda şok etki yapıyor.

Filistin merkezli, Filistinlileri yok etmeye dönük İsrail hareketleri ara sıra tepki görse de İsrail’in Filistinlileri ve son zamanlarda özellikle Gazze’yi bombalamasını, onbinlerce insanın, kadın ve çocuğun ölümüne neden olmasını engellemedi.

Hatta bu ölümlerin, vahşetin sonunda (cılız tepkiler olsa da) İsrail, ABD’den ve Avrupa’dan tebrik almayı bildi. İsrail her hareketinde desteklendi, Irak, Suriye ve şimdi de İran’daki huzursuzluk ve füze savaşları son olarak ABD’nin İran’daki üç nükleer tesisi vurmasına kadar vardı.

Şimdi ateşkes olduğu söyleniyor. Trump önce “İran’da rejim değişikliği olabilir” demesine karşın şimdi “öyle bir değişikliğe gerek yok” demeye başladı.

ABD’nin ‘deli’ Başkanı, gün içinde birbirini tutmayan açıklamalarıyla yine de saygı görmeye devam ediyor. Belli ki Avrupalı sermaye de Ortadoğu’da olup bitenden dolayı ceplerinin daha da dolacağına inanıyor ve bizim yanıbaşımızda olan karmaşanın sonunda Araplar tarafından bazı tavizlerin verilecek olmasını umuyor ve bekliyorlar.

***

NATO Zirvesi’nde, askeri bütçenin artırılmasını Trump sağlarken, ABD’li askerlerin ve ABD gücünün bölgeden ayrılmaması konusunda taleplerin olduğu da söyleniyor. Ne de olsa ‘Deli’ bir Başkan’ın emrindeki güç, her an başka tavizler koparacak delilikler yapabilecektir.

Bunu bekleyenlerin bölgedeki insanları umursamadıkları gayet açık. Umursasalar, 50 binin üzerinde ölen Gazzeliler için ses çıkarırlar, açlıktan ölmelerine seyirci kalmazlardı.

***

Bölgedeki ‘taş’, İsrail, son yıllarda Kıbrıs’ta bazı yatırımlarla da karşımıza çıkıyor. İsrailli Yahudiler, Girne Bölgesi’nde Alagadi çevresinde, Lapta, Alsancak, Karşıyaka’da konut projeleriyle, arsa alımlarıyla, site inşalarıyla dikkat çekiyorlar. Esentepe’de, Gaziveren’de, Karpaz, Tatlısu ve iskele Bölgesinde çeşitli yatırımlarla da konuşulurken, bazı iddialara göre Siyonist Örgütlerin de İskele Bölgesi’nde bazı çalışmalar içinde oldukları söyleniyor.

Öte yandan İsrailli Yahudilerin Kıbrıs’ın güneyinde de çok sayıda oldukları, İsrail-İran savaşında 15 bin kişinin güneydeki İsraillilere eklendiği söyleniyor. Bu durumdan kaynaklı endişeler dile getirilirken AKEL Genel Sekreteri Stefanu da partisinin kongresinde bu konuya değindi ve “Büyük tehlike yolda. Ülkemiz elden gidiyor” dedi. Stefanu ayrıca "İsrail vatandaşlarının, siyonist okulları ve sinagoglar kurarak kapalı alanlar (gettolar) yaratma olgusunun gelişimini görüyoruz. İsraillilerin Kıbrıs'ta önemli ekonomik birimleri ve geniş toprak alanlarını, organize ve kapsamlı bir şekilde satın aldıklarına tanık oluyoruz" da demiş.  

Bizim tarafta tam olarak böyle söylenmiyor ama bizdeki durum da farklı değil. Bir ‘taş’, bize de atılmış olabilir mi!?

Ek: Bir ‘taş’ da Rusya ve eski Doğu Bloku ülke vatandaşları olabilir mi? Zaten 74 sonrası biraz barışık, çokça çatışmalı bir kültürü de yaşamak zorunda kalırken bizim ülke çoktan ‘elden gitmiş’ olabilir mi!