Tanrı’ya inanmak kolaydır; Tanrı’nın inanacağı insan olmak çok zordur!

Serhat İncirli

Albert Einstein diyor ki; “Tanrı’ya inanan insan olmak kolay. Asıl zorluk, Tanrı’nın inanacağı insan olmakta.”

Yani dürüst insan...

Yani hesap verebilir insan...

Yani yalan söylemeyen, başkalarını kendi çıkarı için aldatmayan insan...

-*-*-

KKTC’yi bağımsız ve egemen bir devlet yapacaktınız hani!

“Kolay değil, zaman istiyor” dedi Fuat Oktay!

Nasıl?

Siz dememiş miydiniz, “uçak hazır, Ersin bey kazansın, Azerbaycan’a gidecek” diye...

Oysa Ersin bey gide gide, Sındırgı’ya kadar gitmiş!

-*-*-

Bakın canlarım benim; Kıbrıs sorununu çözümü konusunda, benim gibi veya bir başkası gibi ya da illa ki federal çözüm isteyenler gibi düşünmek zorunda değilsiniz!

Ne münasebet!

Egemen eşit devlet de isteyebilirsiniz, üniter devlet de!

Paşa gönlünüz bilir!

-*-*-

Ancak sizin yaptığınız nedir?

Sizin yaptığınız aslında “hiç bir şey istememek için, elinize göre bulduğunuz işbirlikçi – çıkarcı ve de şükrancı karakterlerle sabaha kadar sadece yeni modamız dua okumak!”...

-*-*-

Ve haliyle tüm saygınlığınızı yitirmek...

-*-*-

Oysa, çıkın ve gerçekte gönlünüzde yatanın ne olduğunu söyleyin.

Dünya’ya meydan okumaktan bahsetmeyin; gerçekten meydan okuyun!

Okuyun ki biz de hiç beğenmesek bile “saygı duyalım”...

-*-*-

Oysa siz ne yapıyorsunuz; Ersin beyleri, Tahsin beyleri bulmuşsunuz elinize göre; resmen alay ediyorsunuz...

Haaa onlar sizin kendileriyle dalga geçmenize bile teşekkür ediyor olabilir ama ne olur yapmayın; yazıktır, günahtır...

-*-*-

Çıkın ve dürüst bir şekilde deyin ki; “... Kardeşim, kan döktük, 1974’te Ada’ya çıktık ve artık bu Ada’nın yarısı bizimdir. Kuklamız olarak iktidardaymış gibi yapmak isteyenlere eyvallah, istemeyenlere güle güle.”

Evet, çıkın ve bunu dürüst bir şekilde itiraf edin...

Edin ki sizinle kavga etmek isteyecek olanlar veya sizin gibi düşünenler nerede duracaklarını bilsin!

-*-*-

Ama bu şekliyle olmuyor!

Yazıktır günahtır!

Tamam bizimkiler her ne kadar “öteki yazıda belirttiğimiz gibi” zavallı olsa da, bu toplumun bir onuru ve gururu vardır; bu kadar rahat dalga geçmeyin...

-*-*-

Neden mi bunları söylüyorum?

Son bir yıl içerisinde yaşadıklarımızdan ve geçen hafta İstanbul’da yaşananlardan sonra tabii ki...

-*-*-

Türkiye’deki Korkusuz gazetesinde dün Ahmet Takan adlı köşe yazarı Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) sonuç bildirgesini hatırlattı.

Ve şunları yazdı:

“...Tayyip Erdoğan, zirvedeki konuşmasında ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini de aramızda görmek isteriz’ demişti. Bu yaklaşım sonuç bildirisine yansımamış lafta kalmış. Sonuç bildirisinin 7’nci maddesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti denmemiş, Kıbrıs Türk halkıyla dayanışma ve Kıbrıs Türk halkının TDT faaliyetlerine katılmasından bahsedilmiş. Yani KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğu sonuç bildirisine yazılamamış. En azından Türkiye’nin diplomatik olarak tanıdığı KKTC diyerek KKTC diye bir başka Türk devleti olduğu vurgulanabilirdi...”

-*-*-

Ne mi yapın?

Dürüst olun lütfen!

Dürüst olun ve “... mutlak anlamda istirdat yani tam olarak ilhak gerçekleşinceye dek, mevcut şekliyle idare edeceğiz” deyin, işbirlikçileriniz sizi zaten alkışlar...

Ama lütfen, “KKTC tanınacak, egemen – eşit devlet olacak” diye yalan söylemeyin; bizim zavallılara da söyletmeyin...

-*-*-

Veya lütfen bize inanın; bakın “lütfen” diyorum...

Evet en doğru olan, en mantıklı olan, tek çözüm şekli, bunca yıldır üzerinde çalıştığımız şekildir...

Yardımcı olun...

Tükenmeyelim...

-*-*-

Çünkü gerçekten tükeniyoruz...

Ve acı çekiyoruz...

-*-*-

Yani; Tanrı’ya ya da Allah’a inananlar değil; Tanrı’nın ya da Allah’ın inandığı insanlar olun...

Biz bitiyoruz...

Ve biterken; size olan inancımızı da her geçen gün yitirdikçe; sonucun iyi olmayacağını da gayet iyi görebiliyoruz...

-*-*-

Tehdit mi ediyorum?

Ne haddime!

Ama...

Neyse...

Yer kalmadı, başka zaman yine yazarız...


Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz, gücü bir şeye yetmeyen ve âciz

KKTC tarihinde görülmemiş bir olay…

“Efendim adam dua okudu”…

Okusun!

Okumasına kimse karışmıyor ki!

Ama KKTC’de Din İşleri Dairesi Müdürü ya da Başkanı sıfatını taşıyan bir kişi; protokoldeki yerini bilmek zorundadır!

-*-*-

KKTC yetkilileri derse ki, “Sadece dua okusun diye biz izin verdik”; kesinlikle yanlıştır…

Yok eğer “değerli hocamız da burada bulunacaktır” talimatı Türkiye’den gelmişse; o zaman tümünüz zavallı bile değilsiniz!

-*-*-

38’inci yılımızı coşkuyla kutladık!

Yalaaaan!

Ne coşku vardı ne de coşkuyla kutlamak için bir sebep!

Bunca parasızlık, bunca ekonomik sıkıntı içerisinde, şatafatlı gösteri yapma sadece zavallılıktır…

-*-*-

Dev yatırımlar!

Dev projeler!

Allah Allah!

Hangisi dev yatırım?

Girne’ye Türk Silahlı Kuvvetleri için 100 yataklı hastane temeli atmak mı?

9 veya 25 + 9 kilometrelik köy yolu asfaltlamak mı?

500 yataklı hastane lansmanı mı?

Peki, bunca abartının, bunca gösterişin sebebi nedir?

Sadece zavallı olmaktır!

-*-*-

Zavallı ne demektir?

1 - Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz…

2 - Gücü bir şeye yetmeyen, âciz…


Bu fotoğrafta ne oluyor? Efendim, bu fotoğrafta KKTC yetkilileri, TL’nin değer kaybına doğrudan müdahale ediyor... Yani, kabak kesiyorlar... Sonra da “zavallı” dediğimiz için küsüyorlar...