Tam bir teslimiyet!

Cenk Mutluyakalı

Kamu kurumlarını iyi yönetemediğimiz bilinen bir gerçektir. Ne kaliteli bir hizmet üretebildik çoğunlukla ne de verimlilik sağlayabildik.

Bunun en önemli sebebi siyasi yönetimlerdir elbette…
İşlemezlik, kayırmacılık, disiplinsizlik hep önde olmuştur.

Bir diğer sebep de sendikaların “zümresel menfaat” odaklı yaklaşımlarıdır.

Ama bu demek değildir ki “Biz yapamıyoruz, kamusal varlıkları devredelim…

Öyle oluyor birer birer!
Topluma, ülkeye, geleceğe ait değerler altın tepside sunuluyor.

Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın altın değerinde iniş-kalkış izin haklarında yaşadık bunu... 
Ercan Havaalanı’nda yaşadık…
Elektrikte...
Şimdi de Telekom’da…

Uluslararası deneyim sahibi ekonomist, akademisyen Mete Feridun’un analiziyle:

1. Özellikle kamu maliyesi bu kadar sıkıntılı bir dönemdeyken, protokolde devlete yalnızca %5 gelir payı bırakılması iktisadi açıdan anlaşılır gibi değildir.

2. Kamu varlıklarının ve mevcut altyapının yatırımcıya devredilmesi, buna karşılık yatırımcının risk üstlenmeden kâr garantisi elde etmesi hiçbir gerekçeyle izah edilemez.

***
Hem de “iletişim” gibi son derece stratejik bir alandan söz ediyorsunuz.

O zaman hangi bağımsızlık kalıyor geriye, hangi egemenlik?

Suyun vanası bir başka devlette!
Elektriğin yarısı yabancı sermayenin elinde!
Ercan Havaalanı yabancı bir şirketin kontrolünde…

Hepsi de “ihalesiz” gitti!
Hem de “kamu-özel iş birliği” de değil.
Tavla teslim!

***
“Peki, ne yapılmalıydı?” sorusuna, “Öncelikle ülkesini seven, sorumluluk sahibi, dirayetli siyasetçileri hükümete getirmek gerekirdi.” yanıtını veriyor Mete Feridun…

Bence daha fazlası!
Öncelikle bu “vilayetleşme” kafasından kurtulmak gerekiyor.
Tam bir “bağımlılık” inşa ederek “bağımsızlığı” hayal etmek, samimiyetsizliktir, hilekârlıktır, ihanettir.

Hele de “Biz başaramıyoruz.” demek…
Hem bu ülkenin insan kaynağına hakarettir, hem de güvensizlik dayatması…

Dahası, acizliktir bu!
Tam bir ezikliktir.

Üstelik bu ülkenin işletmeleri bir araya gelerek “Biz varız" diyor ve ihale çağrısı yapıyor.

Kendi işletmecisine, uzmanına, yatırımcısına, insanına sırt dönen bir yönetim kimin temsilcisidir?

***

Kamusal varlıkları ve 25 yıllığına interneti devredecek, hiçbir korumacı tedbir almayacak, “Hal­ka satılacak internet fiyatlarını serbestçe belirle" diyecek ama sadece yüzde 5 pay isteyeceksiniz!

İhaleden kaçıyorsanız, ya “peşkeş” vardır ortada ya da “talimat.”

Başka ne olabilir?

***

Stratejik altyapılar — iletişim, enerji, ulaşım, su — piyasanın insafına bırakılamaz.

Kamu-özel ortaklığı olacaksa da “çaresizlik” değil, “planlı bir reform” anlayışıyla yapılır bu.

Tam bir şeffaflıkla…
Ciddi bir denetimle…
Toplumsal yararla...