Şüyuu vukuundan...

Cenk Mutluyakalı

 

“Şüyuu vukuundan beterdir” ...
Bir şeyin kulaktan kulağa konuşulması, gerçek olmasından dahi beter...
Çok eskilerin deyimi bu...
Hele Kıbrıs gibi ‘avuç içi’ ülkede, çoğu zaman ‘cuk’ diye oturuyor yerine.

***

Polis Genel Müdür Vekili’ni daha önce bu sütunlarda eleştirdim.
Tüm eleştirilerimin, ilgili kişinin sorumluluk alanına dönük bir temeli vardı.
Mesela, dönemin Dışişleri Bakanı’nın “silinen” trafik cezaları!..
“Siliniz” diye imzası var…
Ya da “polis gözetiminde” ölen zanlı.
Birinci dereceden sorumluluğu var.
Erdoğan’ın adaya gelişinde ‘eylemcilere’ yönelik polisin kullandığı ‘şiddet’…
Yargı vermiş zaten kararını, “Polisin (eylemcilere) müdahale yapıldığı esnada yasal yetki ve görevleri çerçevesinde hareket etmediğine…”

***

Polis gözetiminde ölüm…
Bir ‘bakan’a yönelik skandal ayrımcılık.
Yargının da hükmüyle  ‘yasal yetkilerin dışında müdahale’ emri…
En son yaşanan Kooperatif Bankası soygun ‘soruşturması’nın nasıl bir ‘gösteri’ye dönüştüğünü ve sonucu, hiç eklemiyorum dahi.
Tüm bunlar ‘gelişmiş demokrasilerde’ görevden affını istemek için sebeptir.
Ne yazık ki bizim gibi ülkelerde ise ‘siyasi yakınlıklar ya da karşıtlıklar’ üzerinden konuşulur mesele…

***

Tüm bunlar bir yana…
Polis Müdür Vekili’nin “damadı” üzerinden gelişen “dolandırıcılık” iddialarında, ortada herhangi bir bilgi, belge, veri olmadığı sürece, polisin başındaki insana yüklenmek ‘etik’ olmaz.
Ancak en baştan söyledim…
"Şüyuu vukuundan beterdir" bazen…

***

Ve asıl tartışmamız gereken, “mazbata mağdurları” meselesinde olduğu gibi “borcunu ödemeyen insanları” adeta “kutsayan” bir “kültür”e karşı, gerçekleri görebilmektir.
Bu kadar mı kolay yani, onlarca insana “karşılıksız çek” vermek!..
“Dolandırmanın” böylesine “kolay” olduğu bir ülkede, asıl gözden geçirmemiz gereken “mevzuat” ve “uygulamalar”dır herhalde…
Vergisini ödemeyeni affeden, yasa dışı ikinci işe göz yuman, borcuna sadık kalmayana acıyan, kaçak işçiyi denetlemeyen, emek sömürüsünü seyreden bir ülke “dolandırıcılığı” teşvik eder elbette…
Ektiğimizi biçiyoruz, her gün, her gece…