Susma, sustukça…

Sami Özuslu

Basın-yayın kuruluşları defalarca ses verdi.
Haksız rekabet koşulları anlatıldı.
Bu durumun ülkemiz sanayicisini, çiftçisini, hayvancısını, esnafını ezim ezim ezdiği söylendi.
İthalatımızın yüzde 80’den fazlasını yaptığımız Türkiye’den gelen mal ve hizmetlerin reklamlarının Türkiye medyası vasıtasıyla yayınlanmasının yarattığı adaletsiz durumun küçük bir kesim hariç kimseye yaramadığı vurgulandı.
Medya kuruluşları ve ilgili sivil toplum örgütleri bu konuyu çok defa yetkililerin bilgisine taşıdı.
Önlem alması gerekenler “Ne yapalım, elimizden bir şey gelmez” tarzı bir tavır içine girdiler.
Zaman zaman sanayiciler, esnaf ve bazı diğer dinamikler de ‘haksız rekabet’ konusunda ses verdiyse de, toplumun genelinden ve sivil toplum örgütlerinin büyük çoğunluğundan bu konuda ses çıkmadı.
**
Geçen gün arabayla giderken, kavşakta yol içinde duran genç şahıs bana bir broşür uzattı.
Bir tanıtım broşürüydü.
Kabaca baktım, sonra yoluma devam ettim.
Dün sabah arabaya binince fark ettim ki bu bir hastane reklamıydı.
‘Kulak Burun Boğaz’ hastanesi deniliyordu, ama broşürün içinde sayılan servislerin ne kulak, ne burun, ne de boğazla alakası vardı!
Epilasyondan meme büyültme-küçültmeye, göz kapağı kaldırmadan karın yağı aldırmaya, yüz gerdirmeden epilasyona kadar geniş bir ‘hizmet’ reklamı vardı broşürde…
Ancak esas ilginç olan konu, bu servislerin ‘Kulak-Burun-Boğaz Hastanesi’nde veriliyor oluşu değildi!..
**
Esas enteresanlık hastanenin yeri ve broşürün arka kapağındaki yazıydı.
Hastane Kıbrıs’ta değil, İzmir’deymiş meğer!..
Adını ilk kez duyduğum bu hastanenin yeni açıldığını sanmıştım oysa…
Değilmiş.
Hastane İzmir’deymiş.
Peki İzmir’deki hastanenin reklamını neden Kaymaklı çemberinde yapıyorlardı?
Bu sorunun cevabı arka kapaktaydı.
“KKTC’den randevu alacak hastalara havaalanından hastaneye kadar VIP ulaşım servisi” verileceği yazıyordu broşürün arkasında…
Bizdeki kumarhane müşterileri gibi, alandan özel araçlarla alınıp hastaneye götürülüyor demek ki müşteriler!..
**
İzmir’de kayıtlı hastanenin Lefkoşa’da sokakta reklam broşürü dağıtması normal midir?
Gerekli izinler alınmış mıdır reklam yapmak için?
Vergi ödenmiş midir?
Adında ‘Kulak-Burun-Boğaz’ yazmasına rağmen, portföyünde sayılan hizmetlerle ilgili bizim devletimizin sağlık bakımından bir izni var mıdır?
Bu sorular son derece önemlidir.
Zira zayıflama, güzelleşme, gerdirme gibi konulara ilgi yüksektir ve bu işlerin maliyeti de büyüktür.
Belli ki Türkiye’deki ilgili şirketler KKTC’de ‘güzelleşme’ meraklısı potansiyeli keşfetti ve piyasaya girmek istiyor.
Bu normal.
Ancak işin yasal prosedürüne iyice bakmak gerekiyor.
Hele konu sağlık olunca, yetkililerin gözlerini dört açması şart…
**
Başa dönelim.
Tıp camiası da bir ‘haksız rekabet’ ile karşı karşıya geldi.
Burada izinli olup olmadığı bilinmeyen şirketlerin reklamları yapılıyor ve bundan kimsenin haberi olmuyor.
KKTC’li müşterileri tavlamak için VIP ulaşım sözü veren söz konusu hastanenin başka adımlar da atması muhtemeldir.
Bu durumda buradaki özel hastaneler, benzer hizmet veren klinikler ve salonlar zor durumda kalacak, piyasada pay kaybedecektir.
İşin ciddiye bindiğini görünce, tıp camiası da ‘haksız rekabet’ten şikayet etmeye başlayacaktır.
Oysa bu memlekette haksız rekabetin katmerlisi vardır ve ne yazık ki buna kulak tıkayan, görmezden gelenler çoğunluktadır.
Ne ki, susmakla bir yere varılamıyor.
Sıra size de geliyor!