SUNAT ATUN'UN ÖVÜNDÜĞÜ

Sami Özuslu

 

İnanılır gibi değil gerçekten...
Bu toplumun gözünün içine baka baka söylenenleri ve yapılanları görüp işittikçe insanın isyan edesi geliyor.
Sunat Atun yaz aylarına kökten dinci bir ekibin Lefkoşa Otobüs Terminali'nde düzenlediği geceye katılıp "En büyük makam kul olmaktır" demişti.
Uzaktan duyanlar "Vay be, ne mütevazi adam bu böyle" demiş olabilir.
Lakin buradakiler, pek muhterem beyefendinin sürekli makam peşinde olduğunu bildiğinden, sadece dudak kıvırmakla yetindiler.
Hatta bazıları kahkahayla güldü, falan...

*  *  *

İşte aynı Sunat Atun geçen gün de başka laflar etti.
Bir üniversitenin düzenlediği 'Hala Sultan Kongresi'nde, Haspolat'taki İlahiyat Koleji'ni öve öve bitiremedi!
Bu okula uzun yıllar talep varmış da...
Yıllarca kimse irade koyamamış da...
2009'da kendileri hükümet olunca projeye imza atmışlar da...
Bundan duyduğu onuru anlatamazmış da...
Bir ton yağlı laf!
Ama en mühimi bunlar değil...
Bay Atun, "Hala Sultan İlahiyat Koleji, sınavla girilen 14 kolej arasında 2'nci sıradadır" dedi ve bundan duyduğu mutluluğu da ballandırarak anlattı.
Bu çağda bu zeka, hakikaten bu topluma çok fazla!

*  *  *

Türkiye'deki kökten dinci hükümet takımına yağ çekmekte pek de başarılı olduğu şüphe götürmez bir siyaset erbabı olarak Sunat Atun'un bu sözleri, toplumun nereye götürülmek istendiğinin örneğidir aslında...
Türkiye'den gelen Başbakan Yardımcısı dahil resmi zevatın önünde bu tür laflar söylemek, toplum adına bir talep, bir davet, bir eğilim olarak algılanıyor, şüphesiz.
Yanisi şu: TC yetkilileri, zaten beş para peyleri olan Kıbrıslı Türkleri dini bakımdan dönüştürme hedeflerine buradan da ciddi bir arzu varmış havası alabilirler pekala...
Öyle ya...
Aileler çocuklarını okutmak için koşa koşa İlahiyat Koleji'ne gittiklerine göre, demek ki daha fazla din eğitimi, daha çok imam okulu, daha fazla din görevlisi falan lazım bu topluma!..
Mesaj alınmış, memnun kalınmıştır!..

*  *  *

Oysa Sunat Atun bu toplumu temsil etmek şöyle dursun, bu toplumdan tamamen kopmuş durumdadır.
Bunu TC yetkililerinin anlamasını beklemiyorum.
Ama 'kul' olmaktan söz edip her türlü makama ve de 2 milyonluklardan nasibine düşen lüks Mercedes'e oturmaktan büyük mutluluk duyduğu aşikar bu beyefendinin bu toplumu 'İlahiyat meraklısı' diye lanse etme hak ve yetkisinin olmadığını birilerinin hatırlatmasını bekliyorum.
Özellikle de muhalefetten!..
Bakın, bugün de İstanbul'da 'kul' sıfatıyla değilse de, ‘bakan’ sıfatıyla elektrikte kablo antlaşmasını imzalatacak Atun bey...
Saman altından su yürüte yürüte, kamuoyundan gizli gizli becerdi, Özgürgün'ün imzasıyla toplumu yeni bir maceraya atacak.
İlahiyat'ın 'tercih edilen ikinci kolej' olmasından övünç duyan bir anlayıştan ne beklenir ki zaten?