ŞÜKÜRLER OLSUN…*

Tamer Öncül

Ve bir sabah, gökten ve denizden gelip bizi kurtardılar!.. Kızlarını tatile, oğullarını savaşa yollamaktan bir an bile çekinmediler… Şükürler olsun!..
80 binimizi paketleyip; yerine 180 bin taşıdılar… Bizim dolduramadığımız köyleri doldurmak; işleyemediğimiz tarlaları işlemek için yapmışlar bunu… Başımızın üstünde yerleri var… Buna da Şükürler olsun!..
“Ganimet üstüne sanayi olmaz, haramdır!” deyip; fabrikalarımız kapattılar. Bizi büyük günahlardan kurtardılar; şükürler olsun!..
Anlaşılmaz (ilçe, köy, sokak, cadde, meydan vb…) isimleri değiştirip; anlaşılır kıldılar… Şükürler olsun!..
Son model arabalarımıza (ölüm tuzaklı) yollar yapıp; bizi YOLSUZLUK’tan kurtarmakla kalmadılar; nüfus planlamamıza da katkıda bulundular… Şükürler olsun!..
Sokaklarımızı üniformalarla, dağı taşı bayraklarla süslediler… Kelleşen dağlarımızı oyup şekillendirmekle yetinmeyip; dağı taşı burnu/kıçı ışıklandırıp bizi aydınlığa çıkardılar… Şükürler olsun!..
Hastanemizi, camilerimizi, hapishanemizi, tımarhanemizi, kumarhanemizi ve dahi kârhanelerimizi yaptılar… Kırmızı mantinleri/koyuncukları kesip açtılar kapıları… Şükürler olsun!..
Kendi rızıklarından kesip, ekmeğimizi verdiler; dağları/denizleri delip, suyumuzu pompaladılar; santralar kurup, elektriğimizi; ağaçları kesip ulaşımımızı sağladılar… Şükürler olsun!..
Vitray boyalarla vitrinimizi, dağlarımızı boyadılar. Camdan kuleler yapıp, minareler diktiler… Şükürler olsun!..
Boş ovalarımızı, kuru dere yataklarımızı, alçak ormanlıklarımızı, plajlarımızı inşaatla doldurup; bizi ambargolardan korudular… Şükürler olsun!..
Her tepeye, pembe pancurlu, avluları dört minareli üniversiteler kurdular; binlerce öğrenci, yüzlerce hocayla bize İlim/İrfan buyurdular… Şükürler olsun!..
Biz dilendik, onlar verdi; biz eğildik onlar bindi… Şükürler olsun!..
Gün geldi, alkıştan avuçlarımız patladı; tutup ilaçladılar… Şükürler olsun!..
Gün oldu, döktüğümüz  yağlardan kayıp düştük; paçamızdan tutup kaldırdılar… Şükürler olsun!..
Gün geldi, meydanlara doluştuk… Bu coşkumuzu alkışladılar (aslında ellerini ovuşturuyorlarmış da biz sonra anladık.) Buna da Şükürler olsun!..
Biz çağlayan olduk; döküldük; onlar, (önüne bir ANGARA koyup parkta) topladılar… Şükürler olsun!..
“Açın" dedik; kapattılar… "Evet" dedik, "HAYIRLI olur inşallah!" dediler… Üstümüze yeşil çuhalar atıp uyuttular… Şükürler olsun!..
Biz diklendik; onlar yatırdılar… Biz çürüdük; onlar bastılar… Şükürler olsun!..
Acı tatlı günümüzde hep arkamızda durdular… Şükürler olsun!..
Gün geldi, kolumuza girip bize halay oynattılar… Şükürler olsun!..
Az olmasın diye BAYRAMLARINI; yerinmeyelim diye BAYRAKLARINI; eksik kalmasın diye MARŞLARINI verdiler. Şükürler olsun!..
Bayramlarda uçacık uçurdular; tankcık cirilediler; nutucuk attılar; iyi coşalım diye cibbanayla tempo tuttular. Şükürler olsun!..
(31-03-2008)

NOT: Bu (eski) yazının, yeni hükümetin “Şükrancı” olması; bütün kurumlarımızı ve (iyice aşınmış) irademizi “peşkeş çekecek olması” vs. ile ilgisi yoktur!.. Çarşambadan itibaren İzmir Tüyap Kitap Fuarı’nda olacağım için “arşivimden” rastgele(!) seçilmiştir…