SUDA ‘YENİ FİYAT’ KARMAŞASI

Sami Özuslu

Gönyeli Belediyesi hariç, 28 belediyenin 27’sinin kabul ettiği ‘Su Temin Projesi’nde yeni bir eşiğe geliniyor.

1 Eylül tarihinden itibaren belediyeler suyu ‘yeni fiyat’tan alacaklar.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı belediyelere birer yazı göndererek, ‘İçme ve Kullanma Suları Ücret Tarifesi (Değişiklik) Tüzüğü’nün onaylandığını duyurdu ve ‘gereğini’ istedi.
22 Ağustos 2016 tarih ve Müsteşar Emirali Devecioğlu imzasıyla gönderilen yazının ekinde ise ilgili tüzük iliştirilmiş.

***
Söz konusu tüzükle hem suyun belediyelere maliyeti yeniden düzenleniyor, hem de kullanılacak suyun nasıl ölçüleceği anlatılıyor.
Buna göre ‘yerel yönetimler’ diye nitelenen belediyelere verilecek su miktarı, “ana depoya veya depo girişlerine ve/veya çıkışlarına ve/veya şebekenin belli yerlerine takılacak sayaçlarla” ölçülecek. Faturalandırmayı ise her ayın sonunda Su İşleri Dairesi yapacak.
Buraya kadar geçmiş uygulamaya benzer bir yöntem söz konusu. Gerçi giren-çıkan suyun miktarının çok da kesin bir şekilde hesaplanamadığı söyleniyor ve bu ayrıca tartışılması gereken bir konu.

***
Ancak değiştirilen ‘Su Ücretleri Tüzüğü’ndeki en önemli tarafı su fiyatı ile ilgili kategoriler oluşturuyor. Hem belediyeleri, hem de tüketicileri, yani halkı en fazla ilgilendiren konu da bu…
Tüzüğe göre suyun belediyelere satış fiyatı iki kritere göre belirlenecek.
Birincisi, “Türkiye suyunun o bölgeye ulaşıp ulaşmadığı”na bakılacak. Ulaşmışsa fiyat başka, ulaşmamışsa başka…
İkinci kriter ise, “Belediyenin su kaynaklarını devredip devretmediği” ile ilgili… Kendine ait kuyuların kullanım hakkının devretmişse fiyat başka, yok devretmemişse yine başka…
Bu iki kritere göre su kimi belediyelere 10 kuruşa, kimi belediyelere 25 kuruşa, kimi belediyelere ise 2.3 TL’ye satılacak.
Yani ortada ciddi bir ‘uçurum’ söz konusu…

***
Detaylara bakınca konu daha iyi anlaşılıyor. Durum şu:
‘Anamur’dan getirilen suyun ulaştığı bölgeler’de belediyeler suyu 2.3 TL’den alacak… İster Türkiye suyu alsın, ister kendi kuyusundan çeksin, ister denizden arıtılmış alsın, tümü tek fiyat… Kullanım hakkını devredip devretmemesi de fark etmiyor belediyelerin… Metre küp başına 2.3 TL ödenecek!
‘Suyun ulaşmadığı bölgeler’de ise durum böyle değil…
Başta Girne olmak üzere bazı bölgelerde henüz ‘Su Temin Projesi’ altyapısı tamamlanmadı. Dolayısıyla bu yerleşim birimleri ‘suyun ulaşmadığı yerler’ olarak anılıyor.
Tüzüğe göre, ‘suyun ulaşmadığı’ belediyelere su ucuza verilecek.
Anamur suyuna henüz ‘kavuşmayan’ belediyeler eğer ‘kullanım hakkını devretmiş’ iseler su için devlete 10 kuruş, ‘kullanım hakkını devretmiş’ iseler 25 kuruş, arıtılmış deniz suyu kullanacak iseler 35 kuruş ödeyecekler.

***
‘Su Ücretlendirme Tüzüğü’ndeki bu uçurumlu tarifelerin mantığını bir yere kadar anlamak mümkün. Ancak ‘su fiyatı’ konusunda çok karmaşık bir ülke haline geldik!
Belediyelerin ‘abonelere satış fiyatı’ konusunda verdiği farklı kararlar var. Kademelendirilmiş su ücretleri var.
Bir de şimdilik devletin, daha sonra ise özel şirketin belediyelerden tahsil edeceği fiyatlar arasındaki farklılıklar işi daha da zorlaştırıyor.
Daha ilginci, bazı belediyelere bağlı kimi köylere ‘Türkiye suyu’ ulaşırken, aynı belediyenin farklı köylerine ya da kent merkezlerine henüz şebeke gelmedi. Bu durumda aynı belediyeye bağlı farkı köy, hatta mahallelerde su ücretleri farklı olabilecek.
Mesela aynı belediye, ayda 30 ton kullanan ama farklı mahallelerde yaşayan iki abonesinden birine 5 TL, diğerine ise 150 TL fatura yollayabilecek!
Böyle ‘garip’ bir durum daha var şimdi ‘su’da…