‘SU’da SON DURUM

Sami Özuslu

 

----------------------
‘CTP’NİN SAHADAKİ 11’i
----------------------

KKTC ile KKTC’nin ‘değişmez hükümet ortağı’ TC Yardım Heyeti arasındaki ‘su müzakereleri’nde yeni bir aşamaya girildi. Yılbaşında toplanarak ‘TC-KKTC Ortak Komitesi’nin vardığı sonucu büyük çoğunlukla reddeden Parti Meclisi, daha sonra kendi içinde kurduğu komitenin raporunu önceki akşam görüşerek onayladı.
Bu metnin hükümetteki ortak UBP ile de istişare edilip edilmediği, hatta Parti Meclisi toplantısı öncesinde TC Yardım Heyeti’ne, yani Türkiye kanadına bir ‘niyet belgesi’ sunulup sunulmadığı muamma… Bu konuda en az 3-4 çeşit senaryo var ve hangisinin doğru olduğunu kestirebilmek mümkün değil.
O kadar ki, bu işin merkezinde olan kimi kişiler bile su konusunda ne olup bittiğini anlayamamaktan muzdarip!..
Bu işin biraz da ‘etik’ kısmı ve varsa böyle bir ‘etik dışı’ tavır, muhatapları bir şekilde hesaplaşır eğer isterlerse…
Kendilerinin bileceği bir iş…

***

Gelelim CTP bünyesinde kurulan dört kişilik komitenin ürettiği sonuca…
Komite uzun sayılabilecek bir süre içinde birkaç metin ortaya çıkarmış. Bunların bir kısmı parti içine dönük ‘rapor’lar… Asıl metin ise, daha önce reddedilen ‘TC-KKTC Komitesi’nin önerisi üzerinde yapılan değişikliklerle ortaya çıkmış.
Komite, CTP’nin görüşleri çerçevesinde metin üzerinde ‘çıkarma’ ve ‘eklemeler’ yapmış, Parti Meclisi’nin önüne getirmiş. Parti Meclisi de metni onaylayarak ‘müzakere için’ hükümete yetki verilmesini karara bağlamış.
Peki, krize neden olan metinde neler değiştirdi ‘Su Antlaşması İçin Görevlendirilen CTP Komitesi’?

***

Komite 10 maddede özetlenebilecek, CTP’nin hassasiyetlerini içeren önemli değişiklikler yapmış taslak metin üzerinde…
Satır başlarıyla bunlara bakalım…
1- İDARE: Anamur’dan gelecek suyun yönetimi Güzalyalı’dan sonra KKTC Su İdaresi’nce yapılacak.
2- GEÇİŞ SÜRECİ: İhaleye kadar suyu KKTC SU İdaresi ile DSİ birlikte yönetecek.
3- İŞLETME: İşletmenin kim(ler)e verileceğini KKTC hükümeti ihaleyle belirleyecek. DSİ işletmede yer almayacak. Tekel yerine birden fazla firma işletmede yer alabilecek. ‘Kamu-özel ortaklığı’ diye bir şart da yok. Ancak ihale(ler)e hem özel, hem de kamu tüzel kişileri katılabilecek. İhalelere (atık su, içme suyu, zirai su) ayrı ayrı KKTC’de çıkılacak.
4- PERSONEL: Belediyelerde su ile ilgili personel işletmeci tarafından istihdam edilirken mevcut özlük hakları korunacak. İşe alınmayacakların yükünü Maliye karşılayacak.
5- BELEDİYE ALTYAPILARI: Suyun işletmesini alacak şirket(ler)in kullanacağı belediyelere ait tesis ve altyapı bedeli hesaplara dahil edilecek.
6- YÜZDE 10 DEĞİL, BAKİYE: Belediyelerin işletmeciden alacağı katkı miktarı yüzde 10 değil, bakiye üzerinden hesaplanacak.
7- ZİRAİ ALANLARIN TESPİTİ: Tarımsal amaçlı suyun hangi zirai alanlara verileceği konusuna KKTC Su İdaresi karar verecek.
8- BELEDİYELER BİRLİĞİ: İhaleyle belirlenecek işletmede Belediyeler Birliği adına en az bir temsilci bulunacak.
9- FİYAT VE TAHSİLAT: Gerek Türkiye’den gelecek suyun alış fiyatı, gerekse tüketiciye yansıyacak fiyat sözleşmede net biçimde yer alacak. Tahsilat şekli sözleşmede belli olacak. Ancak tahsilatta devletin de alacakları garanti edilecek.
10- ETKİN DENETİM: Temin edilen suyun işletilmesi İdarenin denetim ve gözetiminde yapılır.
11- FESİH DURUMU: İşletme sözleşmesinin feshi halinde işletmecinin bütün hakları KKTC SU İdaresi’ne geçecek.

***

Ortağı köşeye çekilmiş fırsat kollarken, haftalardır ‘su krizi’ ile uğraşan ve gerek parti içi, gerekse genel kamuoyu anlamında yıpranan CTP’nin geldiği nokta –üç aşağı, beş yukarı- buymuş…
CTP’nin ortaya koyduğu hassasiyetler, gerek belediyelerin, gerekse halkın genelinin beklentilerini büyük oranda yansıtıyor.
UBP bu konuda ‘OK’ dedi mi, emin değilim.
Ankara ‘OK’ der mi peki?
Ondan hiç emin değilim…
‘Su’ yeniden krize dönüşebilir pekala…
Umarım öyle olmaz…