SUÇLU HALK MI?

Sami Özuslu

Virüs yayıldıkça kimileri halkı suçlayıp, esas sorumluları aklama peşine düştü.
Neymiş?
Herkes gezmelerdeymiş…
Meyhaneler dolup taşıyormuş…
Düğünlerde sıfır mesafeymiş…
Yemeler içmeler gırlaymış…
Kimse virüs varmış gibi davranmıyormuş…
Maskeyi de, ‘maske takın’ uyarısını da takan yokmuş.
Hijyen meselesi hak getireymiş…
Daha neler neler…

*  *  *

Doğrudur, bir kısım insan tedbirsizdi.
Evet, kimileri pandeminin ilk döneminde de şu ya da bu sebepten gerekli önlemleri almıyor, hastalığı umursamıyordu.
Sonrasında da tedbirsiz insanlar oldu, hala var.
Lakin bunlar toplumun genelini temsil etmiyorlar.
Bakın, vaka sayısı arttıkça birçok insan kendiliğinden önlemlerini almaya başladı.
Duyarsız, umursuz, sorumsuz insanlardan çok daha fazla sayıda sorumluluk sahibi insan yaşıyor bu toplumda…
Keşke toplumun büyük kesiminin gösterdiği sorumluluğu ülkeyi yönettiğini iddia edenler de gösterebilselerdi!
Ama yok…
Zaten mesele de burada başlıyor.

*  *  *

Bir Başbakan düşünün ki medyaya çıkıp akıl veriyor “Maskeyi, sosyal mesafeyi unutmayın” diye…
Ve aynı gün aynı Başbakan’ın 10 metre karede en az 150 kişiyle birlikte, dip dibe, sıfır mesafede, kimileri maskeli, bazıları maskesiz, bazıları yarı maskeli halde çekilmiş fotoğrafları servis ediliyor basına… Üstelik kendi partisi tarafından!..
İmam-cemaat meselesi tam da…
Lakin mevzu bu kadar basit de değil. Keşke yalnız bu olsaydı sorumsuzluk örneği. Ama değil.
Onlarcası, yüzlercesi var.
Aynı Başbakan alınması gereken tedbirleri almadı.
Bilime, uzmana kulak vermedi
Yasal kurulların verdiği kararları sümen altı etti.
İyi niyetli insanların, örgütlerin uyarılarını duymazdan geldi.
Halkın değil, bazı çıkar çevrelerinin isteklerini ön planda tuttu.
Bir adım sonrasını göremedi, planlayamadı.
Günün sonunda toplumu gerçek bir salgınla burun buruna getirdi.
Ekonomik anlamda birçok insanı, işletmeyi yok olmaya mahkum etti.
Çocukların, gençlerin eğitim haklarını elinden aldı.
Tek başına değil tabii, merkezi bütün ülke yönetim kadrolarıyla birlikte…

*  *  *

Tüm bunlar ve çok daha fazlası olmamış gibi halkın suçlanması, eğleniyorlar diye gençlerin hedef gösterilmesi insafsızlık olabilir olsa olsa…
Eğer ülke yönetimi doğru işler yapsaydı, aylarca kapalı kalan halkın özverisine, canını ortaya koyan sağlık personelinin, belediye ve güvenlik güçlerinin emeğine saygılı davransaydı belki ‘halk da biraz daha dikkatli olsun’ şeklindeki laflar biraz daha kabul edilebilir olurdu.
Sanki çoluğunu çocuğunu haftalarca görmeyen, dükkanını açamayan, evden burnunu çıkarmayan, işsiz güçsüz ve gelirsiz kalan bu halk değilmiş gibi davranılmasına isyan etmek geliyor içimden!..
Sırf birilerini temize havale etmek, hedef şaşırtması yapmak için sorumluluk sahipleri de aynı kefeye konuluyor ve büyük bir haksızlık yapılıyor.
Oysa ‘suçlular’ kendilerini çok iyi biliyor.