11 Haziran 2025’de, Resmî Gazete’de yayımlanan yeni tüzükle, belediyelere verilen içme suyu ücret tarifelerinde önemli bir artışa gidildi. Böylece, birçok sektörde yeni zam furyasının başlaması sürpriz olmayacaktır.
Su İşleri Dairesi Yasası altında hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayımlanan “İçme Suyu ve Zirai Suyun Kullanımı, Dağıtımı ve Hak Sahipliği ile Ücret Tarifelerinin Saptanması ve Tahsiline İlişkin Kurallar (Değişiklik) Tüzüğü” ile su fiyatlarına yaklaşık yüzde 100 zam yapıldı. Düzenlenen zamlı tarifenin 15 Haziran itibarıyla yürürlüğe gireceği açıklandı.
Yapılan düzenleme ile, Türkiye Cumhuriyeti’nden temin edilen içme suyunun belediyelere satış fiyatı ton (m³) başına 18,28 TL olarak belirlendi. Bu fiyat daha önce 9,80 TL idi. Böylece, suyun belediyelere satış fiyatı yaklaşık iki katına çıktı.
İşletmesini belediyelerin yaptığı, yerel su kaynaklarından verilen suyun tonu 3 TL'den 7 TL'ye, Su İşleri Dairesi'nin işletmesindeki suyun tonu da 8,00 TL'den 17 TL'ye yükseldi. Tarımsal amaçlı kullanılan suyun ton fiyatı ise, 4.90 TL'den 8.55 TL'ye çıktı.
İçme suyu maliyetleri, Su Dairesi tarafından belirlenmekte, belediyelerde bundan sonra su fiyatlarını tespit etmektedirler. Enerji fiyatlarının artması, suyun maliyetini artırıyor. Ama, tek etken bu değildir.
Elbette ki, elektrik zamları, belediyelerin su arıtma, pompa ve dağıtım maliyetlerini artırarak, suyun vatandaşa ulaştırılmasındaki toplam maliyeti de yükseltiyor. Yani, ülkemizdeki belediyelerin su hizmet maliyetleri enerji artışlarından doğrudan etkileniyor.
Ancak, Uzmanların açıklamalarına göre, bu enerji maliyet artışları, Türkiye’den gelen suyun fiyatına doğrudan değil, dolaylı yansıyor. Yani, Türkiye’den gelen suyun fatura bedelindeki artışın önemli bir nedeni de, TC’nin belirlediği yeni fiyatlandırma politikasıdır.
Uzmanlar, Türkiye’den gelen suyun fiyatının yüzde yüze yakın artmasını sadece, enerji fiyatlarındaki artışa bağlamıyor.
Bakalım Belediyeler ne kadar zam yapacak? Vatandaşlar pahalıkla mücadele ederken, geçim derdi büyürken, birde kullandığı suya ne kadar zam gelecek diye kaygılanıyor.
Suyun pahalılaşması bir yana, yaz aylarına girdiğimiz bu dönemde, su tüketiminin de tasarruflu kullanılması gerekmektedir. Geçmiş yıllarda yaşadığımız su sıkıntıları unutulmamalıdır. Bu arada, Türkiye’de de su fiyatlarının oldukça arttığını öğrendik.
Belediyelerin, su zammını faturalara daha az yansıtabilmesi için, Devlet’ten ilave katkı payı alması gerekmektedir.
Su maliyetlerinin azaltılabilmesi için, başka önemli bir husus da, yerel su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve bu doğrultuda mevcut su toplama göletlerinin bakım ve idamesinin sağlanmasıdır. Ayrıca, su tasarruf tedbirleri de titizlikle uygulanmalıdır.
Tarımsal amaçlı kullanılan suyun ton fiyatının da yüzde 100 civarında zamlanması, tarım ve hayvancılık sektörlerini, özellikle de narenciye ve yaş meyve, sebze üretimini de olumsuz etkileyecek, girdi maliyetlerinin artması ile ürünlerin de fiyatında artış olacak, bu da enflasyon ve pahalılığı tetikleyecektir.
Ülkemizin en büyük ihracat ürünlerinden biri olan ve son 2 senedir zarar eden Narenciye sektörü de, su zammından çok olumsuz etkilenecektir. Zaten, halihazırda, yüksek su fiyatlarından dolayı, üreticiler, sulama maliyetlerini karşılamakta zorlanmakta, bahçeler yeterli düzeyde sulanamamaktadır. Bu durumu önlemek için, üreticilere teşviklerle destek verilmelidir.
Bu bağlamda, Güzelyurt bölgesinde, birçok üreticinin, girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ve ürün satışlarından yeteri kadar gelir elde edilemediği için, bahçeleri kurumaya başladı.
Birçok üretici de, narenciye ağaçlarını kesip, buraları arazi, arsa olarak kullanmaya başladı. Böyle giderse, narenciye üretiminde de büyük düşüşler yaşanacaktır.
Girdi maliyetlerine yönelik, üreticilere destekler artırılmalı, narenciye sektörünün ekonomiye katkısının çoğaltılması için, özellikle su, gübre ve zirai ilaç konularında destekler verilmelidir.
Küresel iklim değişikliği sebebiyle, ülkemizde yaşanan kuraklığın etkisini azaltacak strateji ve planlar da hazırlanmalıdır.
Güzelyurt Ovası Sulama Projesi ve Mesarya Ovası Sulama Projesi çalışmaları hızlı bir şekilde devam ederken, su fiyatları, üreticilere ve üretime yüksek maliyet getirmeden planlanmalıdır.
Su kaynaklarının hem üretimde hem de tüketimde doğru ve etkili kullanımının sağlanması için toplumsal farkındalık yaratılmalıdır. Yeraltı su kalitesini artırılması, su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi için, tüm paydaşlar iş birliği yaparak, politikalar geliştirmelidir.