STERLİN’E GEÇSEK?

Sami Özuslu

Türk Lirası (TL) yeniden inişe geçti. Türkiye’de arka arkaya alınan sürpriz kararların bir sonucu olarak döviz dün sabahtan itibaren yeniden uçmaya başladı. Bir günde yüzde 10 civarında kayıplar yaşandı. Yani Akşamdan sabaha 1/10 oranında daha fakirleştik.

TL’nin değer kaybı Türkiye’den daha fazla KKTC’yi vuruyor. Çünkü yaşam her yönüyle dövize bağlı…

Bırakın otomobil piyasasını, emlak piyasasını, eğitim sektörünü, bakkaldaki her emtianın fiyatı da dövizle beraber yükselişe geçiyor.

O kadar bağımlıyız ki dövize, Türkiye Cumhuriyeti bile bizi ABD Doları cinsinden borçlandırıyor!

Hal böyle olunca Kıbrıs’ın ‘Avrupa’da olmayan yakası’nda kimsenin iki yakası bir araya gelemiyor.

Oysa Avrupa Birliği (AB) adanın bütününü üye yapmıştı 2004’te… Kuzey Kıbrıs toprağı da AB içerisinde… Lakin müktesebat askıda… Burada AB kuralları değil, Ankara kuralları geçiyor.

Ha keza para birimi de öyle…

***

Yıllardır ‘Euro’ya geçelim’ diye kendi kendime söyleniyorum. AB üyesi olmadığı halde Euro’ya geçmiş kimi ülkeler var, bunları da defalarca yazıp çizdik, konuştuk.

İşin ekonomik tarafında da zorluklar olduğunu inkar etmek olmaz tabii… Yani öyle ‘pat’ diye TL’den Euro’ya geçilebilir ve ekonomi rayına girer iddiası biraz sıkıntılı…

Ama mevcut durum, yani ‘TL-zone’da bulunuyor olmanın da hayra alamet bir yanı kalmadı.

Ancak herkes de biliyor ki Türkiye’deki iktidar Kıbrıslı Türklerin ve Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik ve de politik bakımdan ‘yörünge dışı’na çıkmasını zinhar istemiyor. Hatta ‘yörüngede kalıcı’ olması için de sürekli entegre etme çabaları var, malum.

Velhasıl, her ne kadar Kıbrıslı Türklerin çıkarına olacaksa da, AB motivasyonunu da yitirmiş bir Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’ta Euro kullanımı ile ilgili pozitif bir düşünce beklemek pek gerçekçi değil.

***

Madem böyle, Euro-zone yerine Sterlin-zone’u konuşalım.

Halihazırda Brexit’le AB’den ayrıldı nasılsa Birleşik Krallık… Üstelik ilk ve de oldukça hacimli ticari anlaşmasını da Ankara ile yaptı Londra hükümeti…

Hem zaten ‘ortak’ da sayılır iki ülke… Kıbrıs’ta garantör her ikisi de…

Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs’ta ‘istikrarlı para birimi’ne geçiş için Sterlin Pound seçilebilir pekala…

Zaten memlekette TL’den daha çok kullanılıyor Sterlin… Ev mi kiralayacaksınız? Araba mı alacaksınız? Bankadan kredi mi borçlanacaksınız?

Bunların neredeyse tamamı Sterlin’le yapılan işler.

Yani hem bankacılarımız, hem iş insanlarımız, hem de yurttaş zaten Sterlin’e alışık…

Fena mı olur ‘giderleri’ Sterlin olan işletmelerimizin ve de yurttaşlarımızın ‘gelirleri’nin de aynı para biriminden olması?

Başta muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri ve uzmanlar olmak üzere toplum olarak ‘KKTC’de Sterlin’e Geçiş Süreci’ni gündemimize alalım.

Londra ile gayet iyi ilişki içerisinde olan ve Euro-zone’e sıcak bakmayan Ankara’nın bu konuda pek bir itiraz edebileceğini sanmıyorum.

Eğer Türkiye gerçekten de Kıbrıslı Türklerin iyiliğini isterse bu dönüşüme köstek olmak şöyle dursun, tam destek vermelidir.

Akıl ve mantık bunu söylüyor.

Ama Ankara’nın tavrından önce bizim ne istediğimiz önemli…

Euro’ya geçişi gündem yapmayı, tartışmayı bile göze alamadık.

Belki Sterlin’de şeytanın bacağı kırılır.

Ya da battı balık yan gitsin.

Dövize selam, TL’ye devam…

Hangisi?