“Sözünü ettiğiniz “kayıp” şahıs, Ermu’daki dükkanından kaçırılan Kiriakos Agrotis idi…”

Sevgül Uludağ

OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…

 

Bir süre önce bu sayfalarda yayımladığımız bir okurumuzun anlattığı 1974’te Uzunyol yakınlarındaki dükkanından bazı Kıbrıslıtürkler tarafından kaçırılarak “kayıp” edilen Kıbrıslırum’la ilgili olarak bir Kıbrıslırum okurumuz bizi aradı ve şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:

“Sizin sözünü ettiğiniz olaydaki “kayıp” şahıs, Ermu Sokağı’ndaki dükkanından kaçırılan Kiriakos Agrotis idi… Size onun bir de resmini gönderiyorum.

Kiriakos Agrotis Hristofi, adından da anlayabileceğiniz gibi Agros köyündendi. 1918 doğumlu idi ve Yorgulla hanımla evli idi. İki çocuğu vardı… Kendisi dükkanında kumaş satardı, tekstil türü şeyler satardı hatırladığım kadarıyla. Dükkanı Ermu ile Cikko Sokağı’nın oradaydı…

1974’te Baf Sokağı ile Ermu’nun bir bölümünü Türk askerleri aldıydı… Ermu’nun bir bölümü alınmadıydı ama…

Sanırım 25 Temmuz 1974 günüydü, bir akrabasıyla birlikte dükkanına bakmaya gitmişti. Dükkanını açar açmaz bir çığlık attığını duydular ve ondan sonra ondan hiçbir haber alamadılar…

Meğer dediğiniz gibi bazı Kıbrıslıtürk askerler onu dükkanından alarak kaçırmış ve “kayıp” etmişti…”

Bu Kıbrıslırum okurumuza verdiği bu değerli bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Yaptığımız araştırmada “kayıp” Kiriakos Agrotis’ten geride kalanların, Lefkoşa’da hapishane arkasında yapılan kazılarda 16 “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğu toplu mezarda bulunduğunu, DNA testleriyle Kayıplar Komitesi tarafından kimlik tespiti yapıldıktan sonra 14 Aralık 2016 tarihinde ailesi tarafından toprağa verildiğini öğrendik.

“Kayıp” Kiriakos Agrotis’in ailesinin acısını paylaşıyoruz…

 

BU KONUDA DAHA ÖNCE NELER YAZMIŞTIK?

Kıbrıslırum okurumuzun sözünü ettiği yazımız, bu sayfalarda 14 Nisan 2017’de yayımlanmıştı… Bu yazı şöyleydi:

“İki Kıbrıslırum sivil insanı infaz etmeye “gönüllü” olan şahıs, genç yaşta trafikte ölmüştü…”

Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:

“Size anlatacaklarım hiçbir yerde yazılmamıştır. Bilenler bilir…

Ben 1974’te bir olaya tanık oldum ki insanın kanı donar…

1974’te Lefkoşa’da çarşı civarındaydık… O günlerde dükkandan dükkana delikler açarak taa Uzunyol civarına kadar gittiydi bazı mücahit arkadaşlar. Tesadüf bu ya, girdikleri dükkanı o anda açıp içeri giren bir Kıbrıslırum dükkan sahibiyle veya dükkan çalışanıyla karşılaştılardı… Onu alıp geldikleri yoldan getirdilerdi…

“Bu esir Kıbrıslırum’u ne yapacayık?” tartışması olduğunu hatırlarım… Orada bulunan bir şahıs – ki kendisi bilenen birisiydi – onu alıp Gönyeli’ye götürüp öldürmeye “gönüllü” olduydu… Öyle de yaptıydı ve bu Kıbrıslırum’u alıp gittikten sonra o Kıbrıslırum “kayıp” oldu… Belki Kayıplar Komitesi’nden o dönem Lefkoşa surlariçinde Uzunyol – Ledra Street – civarında dükkan sahibi veya bir mağazada çalışan bu Kıbrıslırum’un kim olduğunu öğrenebilirsiniz… Eğer onu gerçekten Gönyeli’ye götürmüşse, Gönyelili bazı okurlarınız belki yardım eder ve nereye gömüldüğü bulunur…

Bu şahıs, ikinci bir olaya daha karışmıştı… Orta yaşın üzerinde bir Kıbrıslırum, Lefkoşa’da Dereboyu civarında askerliğini yapan oğluna temiz çamaşır, sigara gibi temel ihtiyaçlarını götürmek üzere o bölgeye gitmiş fakat her nasılsa Kıbrıslıtürkler’in eline düşmüştü…

Dereboyu’nda bir ev vardır, bu ev şimdi bir kurumun bir şubesi olarak kullanılmaktadır. İşte o evde bu adamı sorguya çekerlerken, Uzunyol civarından o Kıbrıslırum’u öldürmeye “gönüllü” olan aynı şahıs, daha sorgu bitmeden tabancasını çekip bu adamı öldürmüş…

Bu adamın nereye gömüldüğü hakkında herhangi bir bilgim yoktur… O civarda öldürülen bir Kıbrıslırum’u, olsa olsa o günlerde Tekke Bahçesi’ne gömmüş olabilirler diye düşünürüm… Bu anlattıklarımı her hafta yazılarınızın yayımlandığı POLITIS’te yayımlarsanız, belki bir bilen çıkabilir bu orta yaşlı Kıbrıslırum’u…

Sonuçta bu iki sivil Kıbrıslırum’u infaz etmeye “gönüllü” olan o şahıs aradan birkaç yıl geçtikten sonra genç yaşta bir trafik kazasında öldü… Evlatları babasız, eşi dul kaldı… Eski insanlarımız “Etme bulma dünyası” derdi, ben çok inanmazdım böyle şeylere ama bu korkunç örnek beni iyice düşündürdü… O iki Kıbrıslırum’un evlatları, eşleri kim bilir ne kadar gözyaşı döktüler… Kim bilir ne kadar üzüldüler ve belki de hala “kayıpları”nı aramaktadırlar…

Ben nereye gömülmüş olduklarını bilsem, hiç tereddütsüz söylerdim… Bunları yayınladığınız zaman belki bir bilen, bir hatırlayan insanlığını gösterip size söyleyebilir…”

Bu okurumuza paylaştığı bu değerli bilgiler nedeniyle çok teşekkür ederiz. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarımızı isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaradan beni aramaya davet ediyorum. Kayıplar Komitesi’ne bilgi vermek isteyenler, Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı Mine Balman’ı 22-83607 numaralı telefondan arayabilirler…

Konuştukça, anlattıkça, acılarımızı, yaşadıklarımızı, travmalarımızı, trajedilerimizi paylaştıkça bu adayı daha insani, daha yaşanabilir bir yere dönüştürmeyi başaracağız…

Bu konuda telefonlarınızı bekliyorum…”

 


BASINDAN GÜNCEL…

  “Mana Anne Demektir” adlı kitabın yazarı Stelios Stilianu, Voice of the Island’a konuştu:

“Çözüm bir tanedir…”

“Mana Anne Demektir” adlı kitabın yazarı Stelios Stilianu Voice of the Island’a konuştu. Stilianu röportajında kitabını anlattı, Kıbrıs’taki gelişmeler hakkında konuştu ve Kıbrıslılara kendi mesajını gönderdi.  Stelios D. Stilianu “Çözüm bir tanedir. İki toplumunda eşit haklara sahip olacağı tek bir Kıbrıs Cumhuriyeti” diyor.  “Mana Anne Demektir” 1950’den ve Annan planına kadar Kıbrıs’ta olan olayları objektif olarak anlatan bir kitap… Mayıs’ın sonunda Stelios Stilianu’nun “Esma, barış döneminde savaş” adlı kitabı çıkıyor. Şimdiki İstanbul’da bir Rum erkekle Türk kızının aşkını anlatıyor.

Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Stelios Stilianu:
Limasol’da doğup büyüdüm. 1974’te yaptığım askerlikten sonra 1975’te Yunanistan’a taşındım ve şimdiye kadar orda kalıyorum. Sinema, tiyatro ve televizyon yönetmenliği okudum. Yönetmen olarak sinema, tiyatro ve televizyonda çalıştım, serbest çalıştım ve senelerce ERT kanalında kapanana kadar yapımcı olarak çalıştım. Yaklaşık son 15 senedir roman yazıyorum.

Bize “Mana Anne Demektir” adlı kitabınızı tanıtabilir misiniz?
Stelios Stilianu:
“Mana Anne Demektir” ve yoğun istekten sonra devamı olan “Annenin Rüyası” adli kitaplarım Kıbrıs’ın 1950’den 1974’de kadar ve devamında 1974’ten sonra Annan planına kadar olayları yapabildiğim kadar objektif anlattığım kitaplardır.

Okuyucularınıza bu kitap içinden ne mesaj vermek istiyorsunuz?
Stelios Stilianu:
Her kitabımda bir sosyopolitik mesaj aktarmak istiyorum. “Mana Anne Demektir” ve devamı olan “Annenin Rüyası” adlı kitaplarımda iki toplum arasında barış, kardeşlik, eşitlik mesajını vermeye çalışıyorum. O trajik olayları unutup eskisi gibi bir arada yaşayabileceklerinin umudunu vermektir.

“Mana Anne demek” adlı kitabınız Türkçe’ye de çevrildi. Bundan bize biraz bahsedebilir misiniz?
Stelios Stilianu
: “Mana Anne Demektir” Yunanca okuyuculardan gördüğü büyük kabul ve başarıdan sonra, Türkiye’deki İNKILAP yayınevinden de istendi ve böylece Türkiye’de DE başarıyla yayınlandı. Nasıl kitabın Türkçe’ye çevirilmesi istendiği tam olarak anlayamadım ama inanıyorum ki yazımda iki savaşan taraftan mesafe tutup her zaman kötülüklerin bedelini ödeyen üzgün insanları haklı bulmam onları etkilemiş olabilir

Yurtdışında yaşayan bir Kıbrıslı olarak bize Kıbrıs’ta olan olayları sizin gözlerinizden anlatabilir misiniz?
Stelios Stilianu:
Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı olarak, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum siyasi liderlerin Kıbrıs’ın tek bir şeye ihtiyacı olduğunu anlamamalarına ve yabancı kuvvetlerin çıkarlarına yönelmelerine üzülüyorum. Çözüm bir tanedir. İki toplumun da eşit haklara sahip olacağı tek bir Kıbrıs Cumhuriyeti. Bence 1959-1960 kararlarına geri dönmeliyiz.

Kıbrıslılara ne mesaj göndermek istiyorsunuz?
Stelios Stilianu:
Kıbrıslırumlara ve Kıbrıslıtürklere özgürlüğün düşünce, erdem ve cesaret istediğinin mesajını vermek isterim. Ve herkese Dionisios Solomos’un sözlerini söylemek isterim: “Üzgün, güzel ve sevgili ama her zaman saf ve her zaman ihanete uğramış milletim”.

(VOICE OF THE ISLAND – MAYIS 2017)