Siz söyleyene değil!
Söyletene bakınız.
O zaman gerçek bir yüzleşme olur.
“Türkiye’ye ilhak” yıllardır hayatın pratiğinde zaten uygulanıyor aslında.
Bazen adına “KKTC” diyorlar… Hatta kimi zaman dil sürçmesinin ötesine geçiyor durum: Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti.
Devlet Bahçeli nihayet “maskesini” indirdi.
Belki de “gerçek yüzünü” gösteren yalnızca o…
Çoğunluk hâlâ maskeli.
***
Bu seçim, her anlamda bir yüzleşme oldu.
Daha kırk sekiz saat geçmeden önümüzde bir fırsat var: Ya burada başka bir ülke olduğumuzu göstereceğiz — yine hep birlikte, yine çoğunlukla, yine kardeşlikle - tıpkı sandıkta olduğu gibi…
Ya da sessizce ilhak eylemini onaylayacağız.
***
Kıbrıs’ın kuzeyinde büyük bir çoğunluk Türkiye’ye ilhak istemiyor.
İstemiyor ama…
Bu yetmez.
Çünkü ismi konmamış bir vilayet düzenini özümsemek, yalnızca riyakârlık olur.
Seçimin sonucu hayatın da sonucu olmalıdır.
Uluslararası hukuk, siyasi eşitliğimiz, irademiz, kimliğimiz ve kişiliğimiz hatırlanmalı, hatırlatılmalıdır her ortamda...
***
Söyleyene değil, söyletene bakınız önce.
Ulusal Birlik Partisi’nin “kurultay”ına müdahale hazmedilmedi mi?
Her talimat “emir”, her işaret “direktif” sayıldı.
Peş peşe yasalar yapıldı, tüzükler yayımlandı; mülk edinmeye, çalışma yaşamına, yurttaşlığa dair…Üniversite izinleri, dağıtılan araziler…
Başörtüsü Tüzüğü...
Külliye, ilahiyat koleji…
“Milliyetçilik” örtüsüyle serpilen mafyalaşma…
Hepsinde “Kuzey Kıbrıs”a tam bir vilayet muamelesi yapıldı.
Büyükelçi’yi düşününüz.
Halini, tavrını, bu ülkedeki konumunu…
Büyükelçi mi, vali mi?
Uluslararası diplomaside anlatıldığı gibi mi?
***
Samimi olalım hep birlikte…
“Türkiye’ye ilhak olunuz, 82’nci vilayet olunuz” çağrısına tepki gösterir ama “vilayetleşme” adımlarına sessiz kalırsanız, hiçbir anlamı kalmaz.
Tatar’ın beş senesi…
Üstel’in iradeyi ezim ezim eden halleri…
Her gün, her gece “vilayet düzenini” yaşattı bize.
Ama bu kadar da değil.
Adanın kuzeyinde ne kadar stratejik yer varsa, hepsi birer birer Türkiye’ye devredildi.
Ya da devredilmek isteniyor...
Elektrik, su, ulaşım, iletişim, limanlar…
***
“İki ayrı devlet” dendiği gün söylemiştik...
Olsa olsa şudur…
Biri Kıbrıs Cumhuriyeti, diğeri Türkiye.
İki ayrı devlet böyle olur.
Güneyde “Kıbrıs” devleti, kuzeyde “Türkiye.”
Neyse ki bu ülkenin insanı, ezici çoğunluğuyla böylesi bir düzeni onaylamadı.
Şimdi, bu kararın ardında çok daha güçlü durma zamanıdır.
Bahçeli'ye kızmayalım.
O indirdi maskesini...
Herkes indirsin.
Gerçek yüzleri görelim...