Sosyal medya SEÇİMİ

Cenk Mutluyakalı

 

Arabayı ‘at’ın önüne koymak gibi bir ustalığımız vardır.
“Yürümüyor” deriz sonra...
Niye acaba?

*  *  *

Bu seçimlerin galibi sosyal medya!
Herkes orada “siyaset” yapıyor.
Sokaklar öksüz kaldı.
Köy kahvehanelerine dahi uğranmıyor.
Bir yanlışlık olmalı.

*  *  *

Sosyal medya iletişim için iyi bir fırsat.
Ama “amaç” haline geliyor bu “araç”.
188 bin 668 seçmen var.
Bunun ne kadarı ‘facebook’ sahibi!
Kimler ‘instagram’da.
‘Twitter’ derseniz bizim topluma fazla!

*  *  *

Seçimin kaderini sosyal medya dışındaki çoğunluk belirleyecek bence...
Pek çoğu “kırsal kesim” insanı...
Kimileri “vakitsiz” emekçi...
188 bin 668 seçmenden kaçına ulaşabilirsiniz sosyal medyada...
Kaçının hayatına dokunabilirsiniz acaba?

*  *  *

Sosyal medyayı reddetmek değil niyetim.
Tam aksine!
Eğer “doğru” mesajı iletirseniz, o söyledikleriniz dilden dile gezinir.
Konuşulur kahvede, tarlada, atölyede...
Duyanlar duymayanlara anlatır.
Okuyanlar okumayanlara...
“16 yaşına kadar tüm çocuklar, özel ya da kamu fark etmez sağlık hakkından ücretsiz yararlanacak” derseniz örneğin...
Ve bunu nasıl başaracağınızı birkaç somut örnekle özetlersiniz...
İşte bu konuşulur!
“Kıbrıs’a giriş-çıkışlarda Avrupa Birliği kriterleri uygulanacak, İsveç’e nasıl gidilirse, Kıbrıs’a da öyle gelinecek” derseniz mesela.
“Tarladan sofaya güvenli gıda zinciri”ni anlatırsanız, “zehir”e karşı seferberliği...
İşte bunlar ses getirir.
Ama iş “siyasi defile”ye dönüşürse...
Seçim “sosyal medya”da kazanılmaz.
İnsanlar hayatını değiştirecek somut ve samimi adımları duymak istiyor. Ve “güvenmek” istiyor “söz”de kalmayacağına!

*  *  *

Ve son bir not!
Farklı partilerden kimi sevdiğim aday dostları beğeniyorum.
Kimi fotoğrafları seviyorum.
Ve tıklıyorum bir beğeni.
Bu “oy verdim” gibi algılanmasın!
Beğeni başka, oy bambaşkadır çünkü...
Sempati başka, “vekalet” başkadır...