Solcu olmak çok zor be canım!

Serhat İncirli

Geçenlerde bir stand up gösterisinden bir kesit izledim…
Bayıldım!
Sahnedeki Amerikalı karakter, “keşke sağcı olsaydım, sağcı olmak çok kolay” diye anlatıyordu…

-*-*-

Çok güldüm!
Çünkü Amerika’da olduğu gibi, aslında tüm Dünya’da sağcı olmak çok kolay bir şeydi!
Ülkemizde de!

-*-*-

Evet, gerçekten Amerika’da sağcı olmak çok kolay!
Çünkü en başta hiçbir sağcı, senin ne kadar sağcı olduğunu asla sorgulamaz!
Aralarına katıldığın için mutludur!

-*-*-

Sağcı olmanın en basit sınavıyla ilgili bir örnek veriyor komedyen!
Soru: Trump’ı seviyor musun?
Cevap: Evet!
Soru: Kürtajdan nefret ediyor musun?
Cevap: Evet!
Soru: Gaylerden nefret ediyor musun?
Cevap: Pek sayılmaz!
Yorum: Öğrenirsin, öğrenirsin!
Ve artık sağcısın!

-*-*-

Gelelim solcu olmanın dayanılmaz zorluğuna!
Amerika’da veya tüm Dünya genelinde, seni sorgulayan solcu kadar solcu değilsen; işin çok zor!
Çünkü kesinlikle “düşmansın”…
Evet, sağcıyla solcu arasındaki en ciddi fark budur!
Her yerde!
KKTC’de daha fazla!

-*-*-

Mesela KKTC’de sağcı olmak, tıpkı Amerika’daki gibi aşırı kolay!
Bir: Türkiye dedin mi ayağa kalkacaksın, sürekli şükran çekeceksin!
İki: Bütün beceriksizliğinin sorumluluğunu hep başkalarına mesela Rumlara yükleyeceksin!
Üç: Rüşvetti, hırsızlıktı, vergi kaçırmaktı gibi işleri örtmek için de sık sık bayrağa sarılacaksın!
Tamamdır: Sağcısın!

-*-*-

Yukarıda dediğimiz gibi, Amerika’da veya Dünya’nın bütün ülkelerinde, farklı kültürlerinde bizdeki gibi solcu olmak, sağcı olmak gibi kolay değildir! Hatta çok zordur!
Sol camialarda sınavı başarıyla tamamlayamazsan ki tamamlama şansın yok gibidir;  “sen solcu değilsin” dendiği anda damgayı yersin; “düşmansın”.

-*-*-

En canlı örnek Tufan Erhürman’dır!
Tufan hocadan daha solcu olduğuna inananlara göre, mesela “Teslimiyetçisin!”…

-*-*-

Bizde bayağı komplike bir durum!
Amerika’da daha basit ama yine de zorlukları yok değil!

-*-*-

Neyse Amerika’daki komedyenden devam edelim…
Soru: Trump karşıtı mısın?
Cevap: Evet!
Soru: Kürtajı destekliyor musun?
Cevap: Evet!
Soru: LGBTQ’yu destekliyor musun?
Cevap: Evet!
Soru: Irkçılığa karşı mısın?
Cevap: Evet!
Soru: Vegan mısın?
Cevap: Hayır!
Ve sorgulayan daha solcunun yorumu: O zaman neden gidip kahpe Nazi’lere katılmıyorsun?

-*-*-

Komedyenin solcu olabilme şartları ile ilgili tek kelimelik yorumu da şöyle: “Yorucu”!

-*-*-

Evet, sağcının fazla beyne ihtiyacı yok!
Dediğim gibi, anavatan, şükran, Rumlara düşman ve maddi çıkar sağlama!
Bir sağcı için yeter!
Dört küçük adımcık, seni rahat sağcı yapar!

-*-*-

Bizden bir sağcılık örneği daha vereyim araya girerek: Çoğunluğu milliyetçilikte başa güreşir ama askerliği bedelliye getirir, vicsani retçiye “hain” der!

-*-*-

Ve gelelim solculuğa!
Solculuk kolay mı?
Onlarca kitap yazsan da, yüzlerce makaleye imza atsan da, herkese kucak açsan da, ülken için gerçekten çok ciddi gaylen olsa da; çok rahat bir şekilde “teslimiyetçi” olabiliyorsun!

-*-*-

Oysa solcu olmak da basit olmalı!
Sadece kendi milletini değil, tüm insanları seveceksin…
Kimseyi ayırmadan hem de!
Paylaşacaksın!
Çalmayacaksın!

-*-*-

Bıyıkların şöyleydi, saçını böyle kesmiştin, şu müziği dinlemiştinle yargılamak doğru değil!
Bir de abartıyorum ama sol kanatta “hiç kitap okumaz be bu” eleştirisi var!
Solcu olup okuma yazma bilmemek, dışlanma sebebi mi mesela?

-*-*-

Kısacası diyorum ki; kaygısı Kıbrıs olan, kaygısı çocuklarımız, yani geleceğimiz olan, kaygısı Kıbrıs Türk toplumunun varlığı olan, kaygısı bu harami düzenin sonlandırılması olan herkesin bir birini kucaklamaması halinde; sonumuz hep “sağ”dır!
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Sen az solcusun, sen yeterli solcu değilsin, sen benim gibi solcu değilsin, “en büyük solcu benim”lerle gelebildiğimiz yer, şu andaki yerimizdir!
Bölük pörçük en az 10 farklı sol örgütlenme!
En kalabalığımız 10 kişi!
Ama en büyük solculardan oluşan 10 kişi!
Kimseyi beğenmeyen; kimseyi kucaklamaya çalışmayan…
Cem Karaca’nın da zamanında dediği gibi, “hiçbir şey üretemeden sadece eleştirirsiniz…”

-*-*-

Ben de diyorum ki; bu ülkede yani Kıbrıs’ta, “Solcu olmak çok zor be canım!”
Hayırlı pazarlar… 

-*-*-

Hava da çok soğuk, hatta kar bile yağabilir, tedbirli olalım!
Mesela hava durumu ile ilgili bu son cümle bile, KKTC’de çok iyi bir sağcı olmak için yeterli!
Düşünün, cumhurbaşkanlığına getirildiği günden bu yana yaptığı en hayırlı iş, Torosların fotoğraflarını çekip sanal hesaplarından paylaşmak olan Ersin Tatar için, sağcı olmanın tek şartı!
Başka bir şey yok!
Toroslar görünüyor, hava da soğuk!
Milliyetçisin!


Kıbrıs sorunu çözülmezse… 

Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti, Kıbrıslı Türk yurttaşların günlük yaşamını etkileyen çeşitli tedbirleri barındıran 14 maddelik bir eylemler dizisi açıkladı. 
Hepsini çok değerli buluyorum…
Kutluyorum…

-*-*-

Ve Başkan Nicos Hristodulides’ten acil ricamdır, özellikle pasaport konusuna hız verelim…
Bu gidişle o pasaporta çok ihtiyacımız olacak!
Ya hepimiz “devlet” tarafına gelip, bir şekilde yaşamaya çalışacağız!
Ya da kaçacağız!

-*-*-

Kısacası sevgili başkan, söylemek istediğim şudur: “Tedbirler elbette çok önemli, ‘efgaristo bolli’; ama çok kısa sürede Kıbrıs sorunu çözülmezse, Kuzey’de ‘Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı’ kalmayacak! Elini sıkıp anlaşabileceğiniz insan bulamayacaksınız… Bilmem umurunuzda mı?”


Egemen ve eşit KKTC’den bir turizm örneği!

Dört çocuklu bir karı koca, geçtiğimiz hafta Mersin’den KKTC’ye turist olarak geldi!
Turist!
Evet turist!

-*-*-

Turist nedir?
En basit anlatımla turist; “… dinlenmek, görmek ve tanımak gibi ereklerle geziye çıkan, özellikle yabancı ülkerleri gezen kimse…”

-*-*-

Özellikle yabancı ülkeleri gezmeye çıkan kimse!

-*-*-

Altı kişilik ailemiz de Mersin’den KKTC’ye turist olarak gelmiş!

-*-*-

Belli ki dört çocuk içerisinde çok küçük olanlar var!
Çünkü karı – koca yani anne ve baba; bir markete girip, “… 3 bin 500 TL değerinde 4 adet çay, 6 adet çocuk maması, 2 adet biberon ve 1 adet emzik” çalmış!

-*-*-

Elbette bu bir hırsızlık olayıdır ama içerisinde inanılmaz bir dram söz konusudur!
Hırsızlık, bebekler için yapılmıştır!
Çay hariç!

-*-*-

Bu utanç, bu ayıp, en başta TC sonra KKTC devletinin, her açıdan utancıdır!
Yoksulluk, Kıbrıs’ta bir .ok varmış gibi, çoluğu çocuğu – yorganı yatağı alıp gelmek!
Kesinlikle turist olmadığı açık bu insanları turist diye kabul edip uçağa veya feribota bindirmek!

-*-*-

TC ve KKTC hükümetleri bu olaydan seksen kez utanç duymalıdır!
Egemen ve eşit devletin ne acıdır ki durumunu izah eden en belirgin örneklerinden biri bu acı olaydır!

En başta Turizm Bakanı olmak üzere, tüm yönetenlere hatırlatmak isterim; “Dünya’da turizm bizdekinden çok farklı” be canım!