Siz hiç umudunuzu yitirmeyiniz

Cenk Mutluyakalı

Siz hiç bir gece vakti işten atıldınız mı?
Çalışmadığınız, çamura yattığınız, üçkâğıda bulaştığınız, başınıza buyruk davrandığınız, birilerine hakaret ettiğiniz için değil…
Bizden farklı düşünüyorsun” diye!

*  *  *

Size hiç “sustur şunları” dediler mi?
Bana dediler.
Bizden farklı düşünüyor” diye!


Çok içim acıdı, utandım, unutmadım.
Çünkü bunu diyenler, gün oldu, düşünce özgürlüğü için konuştular da konuştular.
Birileri kendilerinden farklı düşünene dek!

Kimileri “mahalle içleri”ni sever!
“Ben söyleyeyim sen yaz, sen yaz ben okuyayım.”

Sonra sızlanırlar, “Sesimiz niye çoğalmaz.
Biz de “mahalle baskısı”yla gazeteciler, yazarlar yitirdik.
Yine de yılmadık…
 

İyi ki ilkeli ve onurlu insanlar hep yanımızda durdular.
İyi ki böylesi bir “yuva” için kan, ter, göz nuru akıttılar.

*  *  *

Bir gece yarısı, bir gazeteciyi, sever ya da sevmezsiniz ama otuz senedir düşüncelerini söyleyen ve adını bu yolda markalaştıran bir insanı, hem de sosyal medyadan bir mesajla kovdular.
Farklı düşünüyor” diye yaptılar bunu!


Serhat İncirli’yi Yenidüzen ve Kanal Sim’in sahip olduğu özgür ve özerk alana davet etmek o yüzden boynumuzun borcuydu.


Ne diyordu 1975’in o ilk sayısında, o ilk başyazı: “YENİDÜZEN, yeni düzen kavgası verenlerin toplandığı demokratik güçlerin bir ileri karakolu, ülkemizin mutlu yarınlarına giden yolun bir toplanma noktası olacaktır.”

*  *  *

Şimdi daha güçlüyüz ve gazetecilik eylemimizi büyütüyoruz.


45 yıllık bir geleneğin omuzlarımıza yüklediği sorumluluk, yurdumuzun barışa duyduğu açlık, kimliğimize ve irademize yönelik uslanmaz tehdit ve demokrasimizi kirleten müdahaleler karşısında etkin bir gazeteciliğe çok daha fazla ihtiyaç var.


“Gazete” taklidi kimi hesaplaşma araçlarına karşılık sağlam durmalıyız.


“Biz konuşamıyoruz” diyenlerin sesi de olmak zorundayız. Sessizliğiyle bu düzeni onaylayanların yerine de konuşmalıyız. Kendi yurdumuzda bize yurtsuzluğu dayatmak isteyenlerin oyununu da bozmalıyız.

Çünkü genç gazetecilere andımızdır, teslim aldığımız gibi alnı açık, başı dik, yüreği sağlam bir mücadele devredeceğiz yarınlara…


Düşlerimizi aşkımız Kıbrıs’ın bütünlüğüne yaslayarak sesimizi çoğaltacağız.


Yılmadan, düşmeden, yenilmeden…
Siz hiç umudunuzu yitirmeyiniz diye…
Susmamak ve susturmamak için!