Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Erkut Şahali, Meclis’te yaptığı konuşmada hükümetin son dönemdeki yönetim kurulu atamalarına dikkat çekti, Başsavcılık görüşlerinin de dikkate alınmadığını belirtti.
Hükümetin yaptığı yönetim kurulu üye değişikliklerinin, ilgili kurumlara yönelik bir kaygı taşınmadığını düşündürdüğünü belirten Şahali, "Örneğin DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’na kısa süre önce yapılan atamanın ardından iki yeni atama daha yapıldı. DAÜ ciddi bir idari ve mali kriz içinde. Dizlerinin üzerine çökmüş durumda ve ayakta duracak mecali yok. DAÜ’nün el birliğiyle ayağa kaldırılması ve ülkedeki tüm yükseköğrenim kurumlarının itibarının yeniden sağlanması konusunda bir kararlılık olması gerekir" ifadelerini kullandı.
Şahali, Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun Mağusa esnafının yönetime katılımının merkezi haline getirildiğini belirterek, "Önce bir oto tamircisi, ardından bir ticaret erbabı, son olarak da DAÜ’den yönetsel personel olarak emekli olan bir kişi yönetimde yer aldı" dedi.
Atamaların ortak özelliğinin dikkat çekici olduğunu belirten Şahali, "Ya UBP’de siyasi ikbal aramış ama burada duran arkadaşlara tosladığı için hedeflerine ulaşamamış kişilerdir ya da gelecekte siyasi ikbal arayışı olacak UBP’lilere sorun yaratması muhtemel kişilerdir. ‘Tatmin edelim de ayağımıza dolaşmasınlar’ yaklaşımıyla hareket ediliyor" dedi.
DAÜ’nün yönetiminde yer alacak kişilerin yasa gereği belirli kriterleri taşıması gerektiğini vurgulayan Şahali, "Bu kişilerin eğitim-öğretim, kurum yönetimi, denetimi, insan kaynakları planlaması veya yatırımlar alanında tecrübe kazanmış olması beklenir. Atanan kişilerin bu özelliklerden en az birine sahip olduğuna dair nasıl bir referans var?" diye sordu.
"DAÜ battı, nasıl olsa birileri gitsin, biraz oyalansın da günün sonunda meftayı gömeriz’ diye mi hareket ediyorsunuz?" diyen Şahali, "Veya ‘Siyaseten hedefleri olanları buralara atayalım, günün sonunda ceza kesip buradan alırız, siyaseten de yıpratmış oluruz’ diye mi bu atamalar yapılıyor?" sorularını sordu.
Serbest Liman Bölge Yönetim Kurulu için de benzer durumların söz konusu olduğunu belirten Şahali, "Geçtiğimiz gün hem yönetim kurulu başkanını değiştirdiniz hem de yeni bir üye atadınız. Aklıma şu soru geliyor: Burada bir çıkar çatışması var mıdır? Serbest bölgede icrai faaliyette bulunuyor olma ihtimali olan birilerinin bu bölgenin yönetim kuruluna atanması kabul edilebilir mi? Çünkü atanan her iki kişi de ithalat ve ihracatla uğraşan, ticaret erbabı olarak bilinen kişiler" dedi.
Önemli kamu kurumlarının yönetimine, görevden alınanlardan daha parlak özgeçmişe sahip kişilerin atanması gerektiğini ifade eden Şahali, "Serbest bölge gibi hükümetin özel önem verdiği, Meclis’te iki kez yasa değişikliği yapılan bir kurumun yönetiminde liyakat esası gözetilmelidir. Görevden alınanlardan biri eski bir bürokrattı, yerine atanan kişi ondan daha yetkin midir?" diye konuştu.
Toprak Ürünleri Kurumu’nda da benzer sorunlar yaşandığını belirten Şahali, "Son beş yıldır ihalesiz alım yapan bir kurum haline getirildi. Yasalar üstünde yetki ile donatılmış bir kurumda, ne yaptığı tam olarak anlaşılamayan yönetim kurulu üyelerinin görev yapması kabul edilebilir değildir" dedi.
Elinde bir Başsavcılık görüşü bulunduğunu belirten Şahali, "Toprak Ürünleri Kurumu’nda görevden alınan bir yönetim kurulu başkanının açtığı davada Başsavcılık, hükümeti 5 Ocak 2023’te uyardı. Kamu görevlileri arasından seçilmiş olması gereken yönetim kurulu üyeleri için Başsavcılık böyle bir görüş belirtmesine rağmen, hükümet yasaları ve anayasayı dikkate almıyor. Başsavcılık görüşünü kim ciddiye alır?" ifadelerini kullandı.
Şahali, KIB-TEK Yönetim Kurulu’na yapılan atamaları da dikkat çekerek "Solar enerji şirketi sahibi birisi, kamu kurumunun yönetiminde yer alıyor ve alenen reklam yapıyorsa bu bir çıkar çatışması değil midir?" diye sordu.