SİYASETİN İSYANI LTB

Ferdi Sabit Soyer


Başbakan İrsen Küçük, LTB seçimleri ile ilgili yaptığı açıklamada “ UBP Lefkoşa örgütlerini topladık görüştük, yarım kalan işimizi bitirmek için kolları sıvadık”  dedi.
Nedir ya yarım kalan iş? LTB’nin kolunu kanadını kırdılar, şimdi sırada ayağını, gövdesini, başını da hal etmek mi kaldı? Böylece geriye onu hepten yer yüzünden silmek mi kaldı?
DP Gelen Başkanı Sayın Serdar Denktaş da Cemal Bulutoğlularını aday gösterdiği için halktan özür dilemiş. Ne kolay iş?
Peki o zaman sormak lazım. Serdar Denktaş’a göre Cemal’i aday göstermiş, çünkü onun başarılı bir iş adamı olduğunu, ayni zamanda Çetinkaya’da başarılı kulüp başkanlığı yaptığını, bu yüzden bu tespiti yaptığını, ancak yanıldığını, bu yüzden halktan özür dilediğini söylemiş.
Bu işteki eksikliği ise dile getirmek gerekir.Bir kere bu özür eksik!
Çünkü önceden tanımadığını söylediği, bu yüzden 2006’da aday gösterdiği için özür dilediği Cemal’i, Serdar Denktaş 2010 seçimlerinde de üstelik DP’den ayrılıp, UBP’ye geçmesine, yani ona ihanet etmesine karşın yine destekledi.
Onu tanıması için 4 yıl yetmedi miydi? Buradaki hareket hattı ise LTB’ ya da Lefkoşa değildi. Sayın Eroğlu ile birlikte sırf Cumhurbaşkanı Talat’ın ekarte edilmesi ve çözümsüzlük siyasetinin devamı için ideolojik ve politik bir tercihti yaptığı Serdar Denktaş’ın.Bu artık özür ile giderilecek bir şey değildir. Bu tahammüden cinayettir. Özür mözür bunu gidermez.
Eğer Cemali tanımadan aday gösterip, bu süre içinde onu tanıdığı doğru idiyse, 2010’ da hangi gerekçe ile olursa olsun, eğer Lefkoşa önceliği olmuş olsaydı, halka hizmet, önceliği olmuş olsaydı, onu, 2010’da aday olarak, üstelik DP’ den kaçmasına karşın desteklemezdi.
Önceliğinin Lefkoşa ve halka hizmet olmadığı belli.
Bu arada LTB Belediye Meclisi’nin 7 UBP’li üyesi  istifa etmedi ve onların dışında seçim yapılacak. İşte bu nokta oldukça önemlidir.
Artık çok açıktır ki LTB’nin bu hale düşmesinin ana nedenlerinden biri de Belediye Meclisin’de bulunan UBP’li üyelerin, Lefkoşa’ya hizmetten öte, esas hareket noktaları UBP içi kavganın tarafı olmaktı. İstifa edenler, UBP Kurultayında Eroğlu –Kaşif cephesini destekleyenlerdi.
Demek ki UBP anlayışı çok açıktır ki hizmet ve Lefkoşa’ya ve halka dönük bir sorumluluk içinde değildi. Şimdi UBP Kurultayı bitti. Seçimleri kaybeden A.Kaşif ekibi basında da çıktığı gibi bir deklerasyon yayınladı. Bu deklerasyon’da İrsen Küçük’ü yerden yere vurdular.
Şimdi bu kavganın, Saray- Başbakanlık arasında devam ettiği açıktır. Dolayısı ile bundan sonra da UBP için LTB de hizmet değil, bu iç kavganın belirleyiciliğinde devam edecek. Baksanıza aday Hasan Sertoğlu ,Gülin Küçük’le yan yan gözüken resimler çekmeyi 8 Mart Kadınlar günü için yaparken, bu karede Meral Eroğlu yok.
Mahkemeleşme içine giren bu iki insan, şimdi bu Kurultay sonrası kırılma noktasını nasıl giderecekler.Bu deklerasyon furyası ve İrsen Küçük’ün karşı zehir zemberek açıklamaları karşısında.
Demek ki LTB içinde de bu kavga devam edecek .. Hasan Sertoğlu ne isterse yapsın, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçim için UBP içinde alevlenecek, bu kim seçilecek tartışması, LTB’yi yine ayni noktaya götürecek.
Dolayısı ile yerel yönetimleri hizmetin değil de, siyasi amaçların aracı kılan ve önceliği yerel alanda hizmet veren  çalışmalara değil de, yakın tarihimizin bize gösterdiği gibi, dar siyasi ve ideolojik ve şahsi iktidar hırslarının ve  çıkarlarının aracı kılan UBP- DP anlayışına, bu seçimlerde fırsat vermemek gerekir.
LTB’yi, Serdar beyin özür dilemek zorunda kaldığı, ama tanımasına karşın, bu kez de 2010 seçimlerinde siyasi dar çıkarlar adına desteklediği Cemal Bulutoğlularının başkanlığındaki anlayış batırdı. Bu yarım özür yetmez.
LTB’yi ayni zamanda UBP içi kavgayı LTB içinde ve onun üstünden sürdüren UBP anlayışının belirlediği iki hizip’in kavgası  batırdı.
İşte bunun için bu seçimde UBP- DP anlayışına fırsat vermemek gerekir. Bu bakımdan CTP adayı Kadri Fellahoğlu ne isterse olsun, ne yaşanırsa yaşansın, halka hizmeti öne alan CTP’nin yerel yönetim anlayışının bir temsilcisi olarak, bu seçimlerde esası, yani halka hizmeti öne almak isteyenlerin desteğini almalıdır.
Ondan sonra ağlamanın dövünmenin pek bir anlamı yoktur. Bu seçimlerde siyasetin isyanını, hizmet üretmek temelinde yaratmak isteyenler, Kadri Fellahoğlunu  desteklemelidir.