Siyasetçiye güven kalmadı...

Ünal Fındık


Siyaset tıkandı. Sorunlara çare üretemiyor. Halkın siyasetçiye güveni kalmadı. Bu yapı değişmelidir. Yeni bir yapıya ihtiyaç var. Siyasi iktidar ya  yeniden yapılanmayı yaşama geçirecek reformları süratle gündemine alarak birer birer gerçekleştirecek, ya da küçük işlerle zaman geçirerek erimeye devam edecek.

Kimse kusura bakmasın eğer bir hükümet daha kurulduğu gün bakanlar kurulu masasında oturma  düzeni bahane edilerek krizle göreve başlarsa olacağı buydu.

Bu krizler ardı ardına devam etti. En son “UBP’nin kurultay isdihdamları” bahane edilerek krize kriz eklendi. DP lideri Serdar Denktaş her ne halse seçim döneminde söylediklerini ve hükümet programında yazılanları unutarak kurultay isdihdamlarının hamisi kesildi.

Varsa yoksa 366 kişi. Bu kişilerin hangi amaçla alındığı unutuldu. Kendi iktidarda kalsın diye delege yakınlarını isdihdam eden dönemin başbakanı İrsen Küçük belki 7 oyla o kurultayı aldı. Ama ilk seçimde milletvekili bile seçilemediği de unutuldu.

Şimdi bu insanların yeni hamisi Serdar Denktaş oldu. Her ne kadar bu insanlar yaptıkları protesto gösterisinde “Başbakan Serdar Denktaş” diye slogan atsalar da aynı kişiler daha 10 ay önce “Başbakan İrsen Küçük” sloganı atıyorlardı. Bugün İrsen beyi hatırlayan kalmadı.

Anlatmaya çalıştığım gayet basittir. Siyasiler ya sorunlara köklü çözümler üretecek, ya da çekip gidecek. Çekip gitmezse de ilk seçimde halk tarafından gönderilecek.

Bu kadar basit. Bu kadar yalın.

20 yıl önce, yani CTP’nin ilk iktidar ortağı olduğu günlerde yazdığım bir yazıda “biz Ahmet’in, Mehmet’in, Ayşe’nin, Fatma’nın işini yaparak bir yere gidemeyiz. Genel çözümlemelere yönelmeliyiz. Sorunlara köklü çözümler üretmeliyiz.” diye yazmıştım.

Aradan 20 yıl geçti. Hala aynı noktadayız. Ama artık halkın toleransı da azaldı. Erken seçimden zaferle çıkan CTP-BG ile seçimden önemli oranda oy alarak oylarını ikiye katlayan DP-UG koalisyon kurdu. Halk bu iki partiyi istediğini oy doğrultusuyla belirlemişti. Hükümet kurulalı daha 6 ay olmadı. Buna rağmen bu hükümet eskidi.

Bu kadar kısa sürede eskiyen başka hiçbir hükümet yoktur. Siz iş yapmak yerine, mızıkçılık yaparsanız. Halk da size verdiği oyları kısa sürede geri ister.

CTP-BG-DP-UG koalisyonu bu çalışma biçimiyle uzun ömürlü olamaz. Uzun ömürlü olmasını bir kenara bırakın her an dağılacakmış gibi bir görüntü ile hiçbir yere gidemez.

Bundan elbette en büyük zararı CTP-BG görür. Çünkü halkın sağ partilerden bir beklentisi yoktur. Esas beklenti sol parti CTP-BG’dendir. Bu nedenle CTP kurmayları bir karar verme durumundadır. Ya Serdar beyin mızıkçılığına teslim olacak ve kriz üstüne kriz yaşayarak halkın beklentilerine yanıt veremeden gün geçirecek, ya da bir an önce bu maskaralığa son vererek yeni alternatifler arayacak.

Burada bir gerçeğin altını çizmekte yarar var. DP, Ulusal Güçler adı altında UBP’lileri bünyesine alarak DP-UG olduktan sonra tamamen Eroğlu’nun kontrolu altına girdi. Artık hem DP’yi, hem de İrsen Küçük sonrası UBP’yi denetimi ve yönlendirmesi altına alan Eroğlu 2015 cumhurbaşkanlığı seçimini de düşünerek iki partiyi bir biçimde birleştirmeye, ya da işbirliği yaptırarak sağın güçlü birlikteliğini sağlamaya çalışmaktadır.
Bunu yaparken hükümet sorumluluğunu her zaman herşeyin üstünde tutan CTP-BG’yi etkisizleştirme ve halk nazarında itibarsızlaştırmaya da çalışmaktadır.

Bugün oynanan oyun budur. Bu oyunun senaryosunu yazanlar önce CTP kurultayından çıkacak sonucu beklediler, istedikleri olmayınca da vizyona UBP’nin kurultay isdihdamlarını koydular. Bu da bir biçimde aşılırsa sırada yeni tezgahlar var.

Elbette bu senaryoların hiçbiri ülke sorunlarına çare olamaz. Birileri kendi yolunu yürümek için ülkeyi, ülke insanını ve tüm toplumu yok sayıyor. Bu da siyaset kurumuna ve siyasetçiye güveni azaltıyor.