‘Şimdi ya mezardan kafa çıkarsa !!!’

Cenk Mutluyakalı

 

Mezardan kaybolan ‘kafatası’ aslında nice ‘kafa’nın röntgenini çekmek adına önemli bir mesleki deneyim sundu hepimize…
“Gazetecilik çabamızı siyasi hesaplarınız ya da partisel kurnazlıklarınıza alet etmeyiniz” dedik, defalarca… 
Oysa ki hep ‘kolaycılığı’ seçti kimi dostlar…
Ya ‘kıskançlıkla’ yaptılar bunu.
Ya da o çok ucuz ‘partiye iliştir, basitleştir’ numarasıyla…
Oysa bizler, Kıbrıs Türk medyasının belki en iyi ‘gazeteci takımı’ ile takipçiliğimizi, üretimimizi, haberciliğimizi ‘yedirmedik’ kimselere…
İlerlemenin, çağdaşlaşmanın değil ‘feodal’ bir içe kapanmanın inadında ‘duvar’ örse de niceleri, ‘statüko’nun yıkılmasının yolunun ‘ezberlerimizi değiştirmek’ olduğunda ısrarlıyız hâlâ…

***

‘Mezardan kafatası çalındı’ diye manşet yaptığımız gün, neler söylenmedi ki!..
Çok ağırımıza gitti.
Çünkü ‘gazeteciliği’ adeta ‘göz nuru’ gibi sakınan bir hassasiyeti var bu ekibin…
Ve mesleğin ‘deneyimliler’ sınıfında ön sıralara oturmuş popüler dostlarımızdan biri, nasıl da verdi veriştirdi hem ekrandan, hem köşesinden YENİDÜZEN’e…
“Bazı hırsı bitmez ağabeyler, tüm köylüler tarafından malum alkol sevgisi bilinen ve bu nedenle ‘güvenilir kaynak’ olma durumu asla bulunmayan bir Geçitkaleli arkadaşımıza, ‘Anlat da yakalım Kıvanç Buhara’yı’ demişler. O da çıkıp anlatmış ve demiş ki; ‘Buhara bana mezar açtırdı ve içinden kafatası çıkarttık!’…”
İşte bunlar yazıldı!..
Öyle ya, biz bir ‘sarhoş’un lafıyla haber yapmıştık ve tek derdimiz vardı, “siyasi manipülasyon” (!)
Onca emeğimize karşı gelen ‘ima’ buydu.
Kişisel ‘nefretler’in yörüngesinde oynadı kalem…
Ve şu soruyla güya ‘dik duruldu’ karşımızda:
“Ciddi habercilik dersi verirken 20 harman yere sığmayan tavır; burada ‘fotoğraf ya da bir çeşit ‘belge’ aramalıydı. Aramadı. Buhara’ya saldırıldı. Şimdi ya mezardan kafa çıkarsa !!!”

***

O mezar kazıldı!.
Ve o ‘kafatası’ mezardan çıkmadı!..
Acaba diyorum…
O günlerde “komplo” diye bizi ön sayfasına manşet yapanlar!..
Köşesinden, ekranından bizi “yalancılıkla” suçlayanlar…
İnce de olsa bir ‘sızı’ hissedecek mi vicdanlarında…

***

Şimdi önemli olan ‘yapanın yanına kalacak’ mı sorusunun yanıtıdır.
Çünkü, bugüne kadar pek çok meselede, bu soru “evet, kalır, kalacak” yanıtıyla final sahnesini yaşamıştır…
Umarız, ‘ezber bozulur’ bu kez…
Ve biz en önemli gücümüz olan ‘gazetecilik’le usanmadan devam edeceğimiz takipte, umutlarınız, gelecek adına…

***

Bu iğrenç sorumsuzluk ve aymazlık ortaya çıkmışsa, YENİDÜZEN’in genç, dinamik, güçlü haber merkezinin payı büyüktür.
Tebrikler gençler, sizlerle çalışmak çok güzel.
Ve bir gazetecinin tüm ‘keyfi’ de budur.