Bir zamanlar apartman yapılacaksa bir de bodrum yapılması isteniyordu, sığınak olarak kullanılması düşüncesiyle…
Tabii bunun da bir sığınak payı vardı. Sivil Savunma bütçesinde toplanıyordu bu para ama öğrendik ki artık bu para yok.
Nereye gitti peki?
Maliye’ye…
Neden?
Maaş ödemek için büyük ihtimalle.
***
Şimdilerde bakıyorum yapılan apartmanlara… Ne bodrum isteniyor ne başka bir şey…
Dökülüyor temeller, ardından da çıkılacak katlar.
Araba park yeri bile yok, yeşil alan da.
Sığınak hak getire!!
***
“200 bin kapasiteli sığınağımız var” dedi Ulaştırma Bakanı yapılmış Arıklı.
Var mı bu kapasite emin değilim.
Söz edilen apartmanların o sığınakları ya apartman sakinlerinin öte berisiyle dolu ya da iş yeri yapılmış.
Ha bilmediğimiz, gerçekten de sığınak niyetine yapılmış sığınaklarımız var mı sanmıyorum. Sanmaktan öte, öyle yerler yok.
***
Son bir haftadır yanıbaşımızda yine İsrail’in öncülüğünde! başlayan İsrail-İran arasında gidip gelen füzeler bizde de sığınakları hatırlattı yine…
Sığınaktan da öte, KKTC devletçiğinin! belki yanlışlıkla tepemize inebilecek bir füzeyi savuşturabilecek bir savunma sistemi var mı?
Tabii ki yok.
“Yanıbaşımızda Anavatanımız var” diyor sokaktaki vatandaş tv röportajlarında “endişeniz var mı?” sorusuna karşılık olarak…
Korkusunu, güvenebileceği bir yere aktararak rahatlamaya çalışıyor çünkü kamu arazilerini partilileri ve yandaşlarına aktaran üçlü biraderler hükümetinin bu konularla ilgisi olmadığını biliyor.
***
İskele-Karpaz ve güneyden rahatlıkla İsrail-İran arasında gidip gelen füzeler izlenebiliyorken, Kıbrıs’ın güneyinde İsrail uçakları sığınma yapıyor, Kıbrıs Cumhuriyeti bu füze savaşında İsrail’in yanında duruyor. Böyle bir durumda füzeler Kıbrıs’ın güneyi-kuzeyi ayrımı yapmaz herhalde diye düşünüyorum.
Bu arada umarım Türkiye, “Sıra Türkiye’de” açıklamalarının gerçek olacağı bir duruma girmez, savunma sistemini Türkiye ve Kıbrıs üzerinde denemek zorunda kalmaz.
Korkutmak için değil elbette yazdıklarım ama ABD destekli İsrail’in yanıbaşımızda sürekli bir yerleri bombalaması, füze göndermesi gibi bir durum varken hiç olmazsa 200 bin kapasiteli sığınağımız keşke olsaydı.
Diyorum ki Arıklı, yanına Ünal Beyi ve Fikri Beyi de alsa ve bu 200 bin kapasiteli sığınakları bir yoklasa… Emin olurduk bari…
***
Biraz gerçek biraz şaka gibi geliyor bu yaşadıklarımız bize… Her gün televizyondan izliyoruz nokta atışı yapılan füzeleri… Havada buluşan ve yere düşmeden infilak edilenleri de… Oluyor bütün bunlar, izliyoruz güney kıyılarından… Ama sanki şaka gibi de…
Trump da Netanyahu da Hamaney’i öldüreceklerini söylüyorlar açık açık… Terör örgütü açıklaması gibi… Bu da şaka gibi… Hiçbir yerden tepki yok. “Nedir sizin söylediğiniz?” diye soran da.
Tamam, İran’daki rejimin iyi olduğunu söyleyen yok. Bu yüzden ülkelerini terkedip başka ülkelere kaçanları da biliyoruz.
İyi de rejimi değiştirmek İsrail ile ABD’ye mi kalmış! İranlıların mutluluğu ve refahı için diğer üst düzey askeri komutanları öldürdükten sonra Hamaney’i de öldürerek İran’ı mı kurtaracaklar yoksa kurtaracakları başka şeyler mi var? Zengin petrol kaynakları gibi…
***
Bizimkiler petrol kuyusu dağıtamıyorlar İran’ı kurtarıp! petrol kaynaklarını üleşecek olan ve Ortadoğu’da bir bölge daha sahiplenecek olan ABD ve İsrail gibi ama hiç olmazsa değerli kamu arazilerini dağıtıp üleşmekle mutlu olabiliyorlar garibanlar…
Bir petrol kuyuları bile olmadığı için bu kadarla yetinmek durumunda kalmak ne kadar acı verici!