Sıcak vurdu!

Tayfun Çağra

 

Yaz sıcakları artık oldukça bastırdı.
Bastıran sıcaklar zaten her şeyden bıkmış halimizin üzerine daha da bir bıkmışlık ekledi.
Bu sıcaklarda tatil yapmayan veya yapamayanlar işlerine ‘iş olsun diye’ gidip gelirken günler öylesine geçip gidiyor gibi…
Bir usanmışlık, gücü tükenmişlik, tembellik, vazgeçmişlik…
Bu durum siyasete de yansımış.
İşte yerel seçimler ve sonuçları…
Süreç boyunca ilgisizlik ve bazı yerlerde ve bazı kimselerde de görev icabı sandığa gitme zorunluluğu…
Bu sıcakta şimdi kalk giyin, güneşin altında git, oyunu kullan gel…
E sonuçta elime ne geçecek yani!
Birileri memnun olacak diye katlanılır mı bu eziyete?..
***
Kimse kimseye seslenmez oldu artık,
Sıcaklar nedeniyle konuşmak bile eziyet haline geldi.
Yılların sorunlu Ada’sının bıkmışlığının üzerine sıcak da eklendi.
Mazeretler çoğaldı!
Hatır sorduğunuzda bıkmışlıkla “nefes alıyoruz işte” cevabıyla aslında umutsuzluğunu haykıranlar şimdi belki nefes almakta da zorlanıyorlar.
Hayal kırıklıkları, can sıkıntıları, umutların üzerine yağan karlar, her yönüyle kirlenmişlik, güvensizlik ve görmekte zorlandığımız güzellikler…
40 derece sıcaklık daha da eritiyor umutları,
Daha da bastırıyor güzel hayatı…
Bir de bürokrasi…
Devlet daireleri…
Oralara da yansıyan sıcaklar…

***

Dün bir arkadaşı aradım cepten,
“Bekliyorum” dedi.
Nerde neyi bekliyorsun?
“Lefkoşa Gümrük’te para ödemeyi, antrepodan mal çıkarmayı…”
Neden?
“Para alan iki çalışandan biri izinli, diğeri de ne bileyim nereye gitti, gelecekmiş.
Para alan yok.”
Peki ne zaman gelecekmiş?
“Bilen yok.”
Kalabalık var mı peki?
“Gelen geri gidiyor. Ha şimdi bir bilgi geldi, çalışan gelmiş.”
E peki para almaya başladı mı?
“Yok henüz vezneye gelmedi.”
E şimdi yemek zamanı, herhalde yemeğini de yeyip gelecek.
Ne yapacaksın peki?
“Bekleyeceğim.”
Bu da devlet dairelerimizden bir manzaraydı.
Ama bunun sıcaklarla bir ilgisi yok çünkü yılın her mevsiminde varolan bir gerçeklik bu.
Bir işi yapan kişi izindeyse onun yerine bakan yok.
O kişinin izinden gelmesi beklenecek mecburen!..

***

Sıcaklardan girdik, devlet dairelerinden çıktık.
Galiba bizi de sıcak vurdu!