SERALARDA İNSAN MI YETİŞTİRECEĞİZ?

Mehmet Çağlar

 

Çok güzel ütopyalar yazılır, çizilir ve bunlar kendi özellerinde değerlidirler de ancak unutulmamalıdır ki;
Varılacak sonuçları, sahip olunan nitelikler belirler.

Hangi alışkanlıklara sahibiz?
Bunların hangileri bize güç katıyor?
Hangileri bizi zayıflatıyor?
Bu sorulara verilecek olan cevaplar;
Açık ve net olmalı...
Doğru cevaplar olmalı...

YÜZME BİLMEK
Yanınızdakilere size yüzmeyi öğreteceğim, böylelikle karşı kıyının keşfini yaşayacaksınız diye gelirseniz, onlara bu beceriyi kazandırmalısınız.
Karşı kıyıya gitmek yerine,
İnsanların kıyıda kalıp manzarayı seyretmesini önermek, yeni şeyler keşfetmenin yerine geçemez...
Manzarayı seyretmek yüzmek ve karşıya geçmekle bir tutulamaz...

Dolayısıyla, siz yüzme bilmiyorsanız eğer, ne kendiniz yüzersiniz ne de insanlara yüzme öğretip yüzdürebilirsiniz...
Hal böyleyse, size ve yandaşlarınıza tüm denizler ve denizlerin sunduğu sınırsız olanaklar da kapalı demektir...
Sadece manzara seyretmekle kalınır...
Deniz manzarasında da yüzülmediği, yüzülmedikçe de karşı kıyıya geçilmediği için kendi öz yeteneğinizle oralara gidemeyecek, sizi birilerinin götürmesini bekleyeceksiniz...

SOLUN TEMSİLİYETİ
Bir Metalaştırılmış değerler...
Bir Tüketimciliktir gidiyor...

Peki ya insanlık birikimi?

Güya insanlık için düşünce, ideoloji, ütopya üretiyoruz ama,
Her ne haldir ki,
İnsanlık için üretilenlere insanlardan daha fazla değer veriliyor...

Sol, tüm topluma, tüm insanlığa eşitlik, adalet ve insan hakları temelinde değer katmaya uğraşır ve emeğin sömürülmemesine çabalarken,
Sol her sınıfın bir "parçası" olamaz...
Sol, Batı'nın iktisadına da öykünmek zorunda değildir...
Sol, bir sınıf bilinciyle yeni bir yaşam tarzına öykünmelidir...
Dolayısıyla sol, ancak ve ancak kavramsal düzeyde temsil edilebilir...

Zaten ekonomi de bilimden ziyade bir temsil sahası değil midir?

Günümüzde ticari rasyonalitenin egemenliği,
Toplumun ortak olarak değil,
Pazar olarak görülmesi demektir...

NEREDE DURUP NEREYE GİDİLECEĞİN BELİRLENMESİ
Peki!
Emeğin bir mübadele "değeri " üretebilme yetisi ne olacak?
Üretime dayalı eşitlikçi vizyona ne olacak?
Bunun yerine sermayeyle bağdaşarak, başka hiçbir alternatif yokmuşcasına,
Sırf tüketimcilik "sürdürülebilinir" kılınsın diye,
Gelecekte seralarda insan mı yetiştireceğiz?!

Nerede nasıl durduğumuzu,
Nereye nasıl gitmek istediğimizi belirleyememek;
Seçimle kazanılanı ziyan eder...
Seçimle elde edilemeyen hedeflerin yakalanmasını da imkansız kılar.