Şeher şimdi daha da yalnız

Serkan Soyalan

“Neriman Cahit’i kaybettik.”

Ben yurt dışındayken geldi haber, sabah erkenden çalan telefonla.

O üç kelime o kadar derindi ki benim için, kısa süren sessizliğin ardından cevap verebildim, beni arayan arkadaşıma.

Uzun zamandır sağlık rahatsızlığıyla mücadele veriyordu Neriman Hocam.

Onun mücadele eden ruhu yorulmuştu belli ki...

***

Uzun okumalara başladığım çocuk yaşlarımdan tanışmıştım Neriman Cahit’le... Sonrasında yollarımız Yenidüzen’de kesişti...

2012’de ilk kitabım ‘Okyanus Mavisi”nin hazırlık sürecinde uzun uzun teşvikleri, derinlemesine yaptığımız sohbetlerimiz,  üzerimde  o derece etkili oldu ki, elime aldığım kalemimi bir daha bırakmadım, bırakamadım. İlk kitabımı elime alır almaz da yanına koştuğumu hiç unutamam...

Öğretmendi, anlatıcıydı...Kucaklayıcıydı, yol göstericiydi...Hepsinden önemlisi mücadeleci bir aydındı.

***

Sonrasında “Dedem Ahmet Gürses” kitabım, daha hiç gündemde, aklımda yokken bir etkinlikte sokuldu yanıma ve “Dedenin hayatını niye yazmıyorsun?” diye sordu.

O günden sonra uzun uzun düşündüm, “Selimiye Camii’de uzun yıllar başmüezzin olan dedemin hayatını nasıl okuyucuya aktarırım?” diye.

Ben bu düşüncelerle kitabı, beynimde şekillendirirken, zaman geçmiş olacak ki, gazeteye yazılarını getirip de Perihan Abla’nın yanına çıkmadan önce uğradı haber merkezine ve “Başladın mı yazmaya?” diye sordu, bana bakan gülümseyen gözleriyle.

Tedirginliğimi, çekincelerimi anlattım uzun uzun. Dinledi...Yol gösterdi...

O konuşmanın ardından elime aldığım ses kayıt cihazım ile koştum dedeme... Ve kısa süre içinde de raflarda yerini aldı kitap...

***

Lirik Şiir Grubu’nun etkinliklerinde, hep yer aldı salonda... Bener Hocam ve Filiz Hocam gibi... Onun şiirlerini onun huzurunda okumak, bir gururdu, şiire sevdalı bir  genç olarak benim için... Her şiir etkinliği sonrasında da birlikte yorumladık, dinletileri.

***

Kanal Sim için hazırladığımız “Barış Ateşi” programlarında da birlikte çalıştık Neriman Hoca ile... Barışa olan inancını dizelere dökmüş, o dizeleri sesiyle buluşturmuştu... Hüzünlüydük, özlem doluyduk ama inançlıydık.

***

“Neriman Cahit’i kaybettik” dedi telefondaki ses... Sadece biz değildik kaybeden bir nesildi, kavgaydı, kavgamızdı...

Her kaybın ardından söylenen klişedir; “Acımız büyük” ,“Kaybımız büyük” sözleri. Ama bu kayıp öyle bir kayıp değil.

Şeher şimdi çok daha yalnız... Biz biraz daha yoksunuz... Biraz daha eksilmiş...

O gülen gözlü, Hocamız yok!

Öyle kolay değil “Neriman Cahit’i kaybettik” demek...

Ben yolumu aydınlatan Neriman Hocam’ı kaybettim... Bu topraklar aydınlık yüzünü... Ve de kapkaranlık bir dönemden geçerken...

Şimdi satırlar biraz daha öksüz, Lefkoşa biraz daha yalnız ve geçmiş fazlasıyla özlem dolu...