SEÇİMDEN NE BEKLERİM?

Sami Özuslu

Artık öyle aşırı beklentilerim yok.

Bu seçimde hükümet olmak isteyen partilerden sadece iki ‘söz’ duymak isterim.

Birincisi, ‘Suudi saati’ kalkacak.

İkincisi, TC-KKTC ekonomik paketlerinin yerine alternatif bir ekonomi modeli getirilecek.

Biliyorum, birincisini söylemek de yapmak da zor değil.

Ama ikincisi?

Yapmak da zor.

Söylemek de!..

***

Mevcut hükümet saatler konusunda sallanmaya başladı. Söyleyecek sözleri yok. Savunacak argümanları yok. Akla, bilime, coğrafyaya, vicdana sığdırılabilecek bir tarafları yok.

Muhalefet yüklendikçe, sivil toplum asıldıkça daha da zorlanacaklar.

‘Türkiye ile uyumlu olmak’ da ne demek?

‘Jet-lag’çı bakanın bu söylemi de en az jet-lag kadar komik, temelsiz, asılsız…

Ülkeler arası ‘uyum’ ne zamandan beri ‘saatlerin uyumu’na indirgendi?

ABD ile İngiltere mesela, dünyanın en uyumlu iki büyük gücü… Hiç duydunuz mu siz Londra ile Washinton’ın saatlerinin eşitlenmesi diye bir öneri?

Hoş, ABD’de zaten eyaletten eyalete saatler aynı değil. Çünkü coğrafya öyle söylüyor. Doğanın dengesi, güneşin doğuşu batışı, dünyanın kendi ve güneş etrafındaki dönüşüyle alakalı bunlar. Siyasetle, ‘uyum’la değil…

“Konuştukça batmak” bu olsa gerek!..

***

Dolayısıyla saatler şöyle ya da böyle ‘akıl-bilim yolu’na girecek.

İster kendileri –medazori- yapacaklar, isterse yeni gelenler düzeltecek.

Bu toplum bu ayıbı, bu garabeti üzerinden atacak.

Başka alternatif yok.

***

Saatleri halledeceğiz.

Peki ama ekonomiyi ne yapacağız?

Bütün siyasi partiler farkındadır ki TC-KKTC paketleri bir tür ‘ver-dağıtayım’ ve ‘vereyim-bana bağımlı ol’ mantığına dayanıyor.

Ayrıntısına girmeden, işin özeti bu değil mi?

Türkiye’nin verdiği –ve zaman zaman ‘maaşın kaç’ diye hesap sorduğu- kaynakların nasıl kullanılacağı değil mi mevzu?

 'Kim daha iyi yapar' sorusu sadece 'beceri' ile ilgilidir. İdeoloji, politika yoktur burada. 

Partileri birbirine benzeten, Ankara'nın Kıbrıs'a bakmakla görevlendirdiği şahısların vizyonuyla kaleme alınmış ve -her ne hikmetse- 'tek doğru' diye kabul gören metinlerdir.

Oysa 'tek doğru' şudur: KKTC ekonomisi kendi ayakları üzerinde durmak bir yana, giderek Türkiye'ye daha bağımlı hale geliyor. Ve sosyal tarafı olmayan, vahşi kapitalizmin arabesk uygulaması sayesinde toplumsal huzur ve adalet dibe vurmak üzeredir.

Toplumu bu kötü gidişattan kurtaracak alternatif siyaseti, ekonomik programı görmek isterim seçimde.

Bir de Suudi saati değişirse, tamamdır.

Başka birşey istemem.

Yoksa çok şey mi istedim?


NOT: Bu yazı kaleme alındıktan birkaç saat sonra 'saatsal entegrasyon' çöktü. Şimdi sıradaki gelsin!