Sen bu konularda biraz cahil galdın anlaşılan. Sadece görmedim telefona da çektim.
İyi o zaman polise verirsin….
Ne polisi be amma. Daktın polise; sanki bir şey yaparlar…
Yaptığın kayıt ne işe yarayacak o zaman?
Hah işte anlamadığın şey bu. Bak gardaşcığım, hırsız var diye bağırdığımda, hırsız dönüp baktı ya; bu I-Phonecuğu salladım gendine ( annan ya meailinde).
Ee, ne olacak; yarın da gelip senin I-Phoneciği çalacak?
Sen dalga geç da görün yarın ne olacak. Tıpış tıpış gelecek ayağıma; ‘gardaş al bu da senin (sus) payın’ deycek…
E pes doğrusu. Bu resmen hırsızla suç ortaklığı yapmak demek. Üstelik çalınan, komşunun malları…
Nooldu yani? Zaten sevmem o gatsot herifi. Her Pazar mangalı yakar havuzcuğun başında da, bir günden bir güne ‘hoşt’ demez kimseye… Ne vergi verir; ne birine yardım eder… Memur adamın 500 metre/çember, havuzlu evi olur? Ya o kapıda duran Mersedesler, cipler.
Isıramaz (kah kih kah…). Gelen yedi, giden yedi, et galmadı üstümüzde ısırılacak. Bundan sonra garar verdim ben da yeycem…
E gidip aday olaydın sen da; bu durumlarla dalga geçen Çetin gibi…
Yoook ben dalga geçmem… O adaya da çok gızdım zaten, deşifre ettiği için bizi. Düzen böyle gurulmuşsa ne olmuş yani… Bu zamana kadar suyu çıktıydı? Bir da duddurdular, (bu düzeni kuran) partiynan hükümetcilik yapmazlarmış… Çavuşun oğlu bile gızdı gennere…
Yani sen statükodan yanasın?
Yok yahu, ben da isterim bu düzen değişsin amma; madem değiştiremeyik biz da ona uyacayık; değil ama…
Tamam, ben de nereden tanırım seni diye düşünürdüm kaç saat… O, oy satma videosundaki adamsın sen…