Seçim notları

Sami Özuslu

 

Seçim süreci boyunca yazılanlara, söylenenlere ve yapılanlara bakıldığında ortaya çıkan tablo, siyasette gelinen düzeyi ve seçim kültürümüzü briaz da olsa gösteriyor.
Propaganda dönemi boyunca en fazla hangi konular konuşuldu?
Birinci sırada TC-KKTC protokolü var. İki ülke ilişkileri neredeyse ana gündem maddesi oldu.
Sonra eski hükümetin icraatları konu edildi. KTHY, Ercan, KIBTEK, petrol dolum tesisi gibi mevzular üzerinde tartışmalar yapıldı.
Geçiş hükümetinin yaptıkları da seçim atmosferinde gündemin ön sıralarına yerleşti. Özellikle geçmişe dönük iptaller oldukça ses getirdi.
Partilerin seçim bildirgeleri, programları ve aday kadroları da gündemdeydi.
Kıbrıs sorunu dahil diğer konular da propaganda sürecinde gündeme giriş-çıkışlar yaptı, ancak yukarıda sayılanlar kadar değil.
Ve bir de son günlerdeki ‘bel altı’ çalışmalar!
Kimileri ‘kirli’ ellerini yine seçim sahnesine uzattı ve gündemi bombalamaya çalıştı. Ancak patlayan bomba cürmü kadar yer ya yaktı, ya yakmadı!
**
Bazı siyasi partilerin seçim sloganlarında sürekli değişiklik göze çarptı.
CTP’nin “1 Parti var” konsepti baştan sona korurken, örneğin kampanyaya “Davana Sahip Çık” diye başlayan UBP, arada başka sloganlara yöneldikten sonra bilboardlarda parmak işareti yapan insan figürleri eşliğinde “Tamam” iletisi ile bitirdi.
DP ve TDP de çok sık görsel ve slogan değiştirirken, BKP de CTP gibi başladığı sloganı sonuna kadar taşıdı.
Seçim sloganlarının kampanyada değişmesi normaldir. Ancak bu bir konseptin içinde ve planlanarak yapılmamışsa, çok farklı yönelimler içine girilmişse bunun iki anlamı var: Ya profesyonel bir çaışma yapılmadı ya da panik var!
Hele bir de kampanyanın orta yerinde ‘saç boyama’ gibi magazinsel işlere başvurulmuşsa orada ciddi bir panikleme yaşandığını tahmin etmek zor değil.
**
28 Temmuz erken seçimlerinin diğer seçimlere göre belli başlı farklılıkları da dikkat çekiciydi.
Mesela kamuoyu yoklamalarının en kesat olduğu seçimi yaşıyoruz. Sadece CTP’nin Red Border’a yaptırdığı araştırmanın sonuçları açıklandı. Diğer partiler hiç sonuç açıklamadı. Medya da anket yaptırmadı, yayınlamadı.
Seçim kampanyası boyunca, özellikle de ilk iki buçuk hafta sokakta bariz bir CTP hakimiyeti vardı. Bu durum birçok yerde, özellikle kırsalda hala devam ediyor. Ancak UBP’nin de son bir buçuk hafta biraz daha görünür olduğunu söylemek mümkün.
Seçimlerle ilgili çok not var, ancak “bazı parti başkanlarının sandıkta kalacağı” yönündeki tahminlerin yaygınlığı da son derece ilginç yönlerden biri...
Kimine göre üç partinin başkanlarının milletvekili seçilmeme olasılığı var!
Bu tahmin tutacak mı bilinmez, ancak hangi parti olursa olsun, genel başkanı seçimi kaybeden partiyi 29 Temmuz’dan itibaren çok hızlı bir ‘olağanüstü kurultay’ süreci bekliyor olacak.
Yani siyasetteki sıcak günler hava sıcaklığının 40 küsur derecelerde dolandığı Temmuz’un sonunda bitmeyecek.
Bir yanda ‘yeni hükümet’ oluşumu, öte yanda ‘yaralı partiler’in içe dönük gündemleri ile hem siyasetçiler, hem de basın mensupları daha epey ter dökecek gibi görünüyor.