SAYIŞTAY SAVCILIĞA SOYUNURSA

Sami Özuslu

Devlet kurumlarının hangisinin hangi işle iştigalm edeceği Anayasa ve yasalarda yazılıdır.

Cumhurbaşkanı’ndan tutun da en alt kademedeki kamu görevlisine kadar herkes yasal yetki ve sorumlulukları çerçevesinde iş görür.

Zaman zaman ‘yetki karnaşası’ yaşanır ama böylesi durumlarda idare bir şekilde çözüm üretir ki işler daha fazla ‘arap saçı’na dönüşmesin.

Sözgelimi ‘güvenlik’ konusunda Anayasamız’ın meşhur geçici 10 numaralı maddesi vardır. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ile Polis Yasaları anayasaya uygun şekilde kaleme alınmıştır. Mesela Sosyal Hizmetler Dairesi’nin müdürü ‘Güvenlikten ben sorumluyum’ deyip, daire personeline de silah dağıtarak polislik yapamaz, askercilik oynayamaz.

Ya da sağlıktan sorumlu bakan maaş düzenlemesi yapamaz. Zira o iş Maliye Bakanlığı’nın görev tanımı içindedir.

Özetle, hukuk devletinde ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin yanı sıra kamusal alandaki iş, görev, hizmet ve sorumlulukları da kati bir şekilde ayıran yasal mevzuat vardır.

Kamudaki herkesin boynunun borcu da hukuk devletine uygun hareket etmektir.

* * *

Bu girişi yaptım. Yapmak zorunda hissettim.

Zira devlet yönetiminde sap ile samanın karışmakta olduğuna dair çok ama çok ciddi veriler var.

Üstelik hiç ummadığımız, beklemediğimiz makamlar sebep oluyor sap ile samanın karışmasına…

Mesela Sayıştay…

Ne yapmış?

Diğer yaptklarının –ya da yapmadıklarının- yanı sıra son günlerde ‘Savcılık’ görevine de soyunmuş Sayıştay!..

Nasıl mı?

Şöyle:

Vakıflar İdaresi Müdürü İbrahim Benter –bence yetkisini aşıp- Sayıştay’dan görüş talep etmiş. ‘Evkaf’ın mali denetimi’ konusunda bir yazışma olsaydı eğer Benter’inki, buna kimse bir şey diyemezdi.

Lakin Prof. Benter Sayıştay’dan ‘hukuki görüş’ talep etmiş.

Ya da Sayıştay öyle anlamış.

* * *

Benter 6 Aralık 2018 tarihinde Sayıştay’a bir yazı yolluyor ve Dome Otel hakkında kimi sorular soruyor.

Bunun üzerine –birçok konuda on yıllarca geri kalmasına rağmen, hayret verici bir hızla- Sayıştay Başkanı Osman Korahan tam 12 gün içinde, yani 18 Aralık 2018 tarihinde Benter’e cevap yazıyor.

Dün basında da yer aldı, detaya gerek yok. Ancak özetle Sayıştay, 12 gün içinde Dome’la ilgili bütün inceleme ve tespitlerini tamamlayarak, kimi görüşler veriyor. Bunlar arasında ‘Dome’a derhal Evkaf tarafından el konulması’ gibi iddialı maddeler de var.

Sayıştay Başkanı –muhtemeldir ki- bu ülkede kiracı-ev sahibi ilişkilerinden dahi bihaberdir!

Haberdar olsaydı eğer, kiracıların evden/dükkandan çıkış süreçlerinin ne kadar zor olduğunu, mahkeme kararına rağmen neler yaşandığını hesaba katar ve o maddeyi başka türlü yazardı.

* * *

Lakin ülke gerçeklerinden haberdar veya bihaber olması, Sayıştay’ın bu şekilde bir ‘fetva’ veremeyeceği gerçeğini değiştirmiyor.

Zira Sayıştay’ın görev ve sorumluluk alanını belirleyen bir Anayasa maddesi ve de Sayıştay Yasası vardır.

Anayasa’nın 132’nci maddesi de, Sayıştay Yasası da, bu konuda alınmış Yüksek İdare Mahkemesi kararı da Sayıştay’ın ‘mali denetim organı’ olduğunu kayıt altına alır. Yine mevzua göre Sayıştay, hazırladığı bütün raporları meclise gönderir.

Devletin bazı kurumları Sayıştay’dan ‘görüş’ talep edebilir. Hangi kurum ve makamların ‘görüş’ isteyebileceği de yasalarda yazılıdır.

Ancak talep edilecek ‘görüş’ mali konularda olur. Hukuki veya siyasi mevzularda değil!..

Zira o konulara bakan bir başka kamu dairesi vardır: Savcılık…

Yani Hukuk Dairesi…

Devletin ‘hukuk danışmanı’ orasıdır. Sayıştay değil!..

Sözcüklerin başındaki ‘Sa’ benzeşmesi dışında Sayıştay ile Savcılık arasında görev ve yetki bakımından başka bir benzerlik yoktur.

Sayıştay Başkanı Osman Korahan belli ki iki kurumun görev ve yetki alanlarını karıştırmıştır.

Bilmeden karıştırmışsa sorun değil…