Sayın Biden’dan neler öğrendik...

Erdinç Gündüz

 

Politikayla hiç mi hiç ilgilenmeyenlerimizle beraber,  ABD Başkan Yardımcısı’nın adının Biden olduğunu öğrendik...
Satır aralarında, Biden’ın, 1974 Harekatı  hemen sonrasında Türkiye’ye silah ambargosu uygulanması önergesini hazırlayanlardan biri olduğunu öğrendik...
Biden’ın  ABD’de ve dünyada, Başkan Obama’dan sonraki en güçlü  ikinci adamı olduğunu öğrendik...
İşte bu Biden,  yani, koskoca Amerika Birleşik Devletleri’nin koskoca Başkan Yardımcısı Biden, adamıza  geldi ve gitti.
Neden geldi ?  Kara kaşımız kara gözümüz hatırına mı ?
Çantası boşmuş.  Yani çantasında ‘Çözüm Planı’ falan yokmuş. Neden geldi acaba ?
Bildiğimiz kadarıyla, geçerken uğramış falan da değil. Özel olarak geldi. .. Öyleyse, neden geldi ?

Belki de (!), şu 50 yıldır devam eden, zaman zaman iki müttefiki savaşın eşiğine kadar getiren bu adacığı merak etmiştir adamcağız.  “Bu kadar kavgaya gürültüye, gaza getirilmeye değer bir yer mi ?” diyerekten bizzat gelip görmek istemiştir.
Belki de (!),  eskileri bir türlü tanıyamamış olmanın üzüntüsü içinde, şimdiki kahramanlar Anastasiadis ve Eroğlu’yla tanışmak için gelmiştir.  Ziyaret, sadece ve sadece bir nezaket ziyaretiydi yani. Bir kahve içip havadan sudan laklakı çekmek için....
Belki de, acaba,  kibarca,  “Siz çok oluyorsunuz artık... Kendinizi ne sanıyorsunuz ?...” demek için gelmişti.
Belki de,  “Anavatan, Yavruvatan palavralarını bırakın, burada ‘Babavatan’  var sadece. Geçse geçse sadece babanızın sözü geçer” demek için gelmişti.
    ***
Aslında bilirdik (!) ama yine de çok şey öğrendik Sayın Biden’in geliş-gidişinden.....
Mesela, Kıbrıs Türk halkının  (tümü değilse bile) 30 yıldır, ‘Devlet’ falan diye  kandırıldığını öğrendik...
Biden’in gelişi sırasında, elinde yaftalarla bekleyenlerden,  ülkedeki KKTC’ci olanların sayısının 15-20 kadar kaldığını öğrendik...
Çözümsüzlükçülerle, çözümcülerin ortak koroda, ortak şarkılar söyleyebileceklerini öğrendik...
Bırakın ‘Devlet’i falan,  ‘Baba’nın,  ‘Ana’ya rağmen, Kuzey’deki Devlet’in Cumhurbaşkanı’nı, Başbakanı’nı, Meclis’ini tanımadığını öğrendik...
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis, Siyasi Partiler bir yana, ‘Baba’nın, Devlet’in bayrağını, sembollerini, amblemlerini bile görmek istemediğini öğrendik...
Kuzeydeki Devlet’i (!)  tanımamak bir yana,  bu Devlet’in polis’ine, güvenlik güçlerine  de zerre kadar güvenmediğini öğrendik...
‘Baba’nın Kıbrıs’ta tek bir tanıdığı olduğunu, onun da ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olduğunu öğrendik...
Başkan Yardımcısı Biden’in gelişi ile Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere herkesin ama herkesin ‘çözüm yanlısı’ olduğunu öğrendik...
Sadece bizim Cumhurbaşkanımızın görüşlerini mi öğrendik ? Yooo.... Anavatanımızın da aslında, “Çözüm de çözüm” diyerekten nasıl canını yediğini de öğrendik.

Öğrendiklerimiz bu kadarcık mı ?  Yooo... Daha var...
Yıllar önce, dünyanın her yerinde solcuların en önemli sloganı olan ‘Yankee Go Home’un artık demode olmuş bir slogan olduğunu öğrendik...
Denize düşen,  çırpınan, düzenden, statükodan, çarpıklıklardan bıkıp usanan insanların,  ‘Çözüm’ uğruna nasıl yılana bile sarılabileceğini öğrendik...