Şaşırana şaşmak!

Cenk Mutluyakalı

"Suç geliri aklamak" iddiasıyla yargılanan insanların kimi siyasilere bu kadar yakın olması sizi şaşırtmıyor mu?

Sanırım en acısı da bu…

Şaşırtmıyor!

***

Polis mahkemede diyor ki, "hesabına 39 milyon euro yattı."

“Kaç TL” diye hesaplıyorum.
Böylesi bir rakama ulaşmam için 60 sene çalışmam gerekiyor.

Üç odalı bir evin hayalini dahi kuramazken bugünün gençleri, son derece ihtişamlı villaların, sitelerin, rezidansların sahibi olanları hayretle izlediğimiz bu kayıt dışı ülkede, illegal hayatlar üzerimize yığılıyor.
“KKTC”nin tek sihri “yasa dışılık” oluyor giderek!

***

Ne iş yapıyor bu adam?

Bilmiyoruz.
İş insanı olsa, tanırdık.
Yatırımcı olsa, duyardık.
39 milyon euroyu cebinde birkaç yüzlük varmışçasına geçiriyor Ercan’dan!

"Suç geliri olduğuna inanıyoruz" diyor polis!

Adamın profiline bakıyorsunuz, protokol listesi gibi...
Az daha uğraşsa “Bakanlar Kurulu” dükkanında toplanacak.

***

"Cumhurbaşkanı" ile yan yana...

Büyükelçi'yle...

Bakanlarla...

Hep de aynı siyasi zihniyetin temsilcileri yan yana geliyor bu sabıkalı insanlarla...
Bunlar “en Türk” olanlar!
Hatta “en inançlı…”
“Etle tırnak” bunlar!

Dağ başını duman almış marşı ve fatiha süresiyle soyuluyor ülke, “ceddin deden, neslin baban” kıvamında, mehteran coşkusuyla…

***

Suça ortak olduklarını söylemiyorum.

Bilmiyorum!

Ama bu görüntü son derece rahatsız edici...
En acısı da kimse “şaşırmıyor” artık…

Dünyanın en önemli suçlularına "yurttaşlık" verenler aynı takımdan çıkıyor.

Ortak sofralar paylaştıkları insanlara pusu kuruluyor.

Milyon euroları şüpheli olarak ülkeye getiren zanlılar, karanlık bir dünyada değil, "devlet"in tepesinde kabul ediliyor.

Bizlerle sofrasını, salonunu, sohbetini paylaşmayan "baş"lar, bu "gizemli" insanlara yanaşık bir düzende, mevcut kurulu düzeni korumayı başarıyorlar.

Yer altının yer üstüne karıştığı, kirliliğin ve çürümenin giderek büyüdüğü, karanlığın ve korsanlığın yeni siyaset diyerek kutsandığı, hukuk dışılığın milliyetçi bir övünce dönüştüğü yerde, duruşma salonları giderek makam odalarını andırıyor.

***
- “Şaşırdın mı?”
- “Öyle…”
- “Bir de gazeteci diye geçiniyorsun, uyuyorsun sen, ne sanmıştın ya…”

Şaşırana şaşıyor artık ülke!