SAĞ SEÇMEN BİAT İSTER Mİ?

Sami Özuslu

İlk turda sandıklardan çıkan irade kadar, sandığa gitmeyenleri ve iptal edilmiş oyları da tahlil etmekte fayda vardır.

Bu konuda çok detaylı bir uzman incelemesi yapmak gerekli ama bazı verilere ulaşmanın kolay, hatta mümkün olmayacağı da ortada…

Mesela sandık seçmen listelerinin ne kadarı ülkede yaşıyor? Kayıttan düşülmesi gerekirken listelerde kalanlar var mı? Bunların sayısı nedir?

Bilmiyoruz…

Zaten nüfusla ilgili bilgilerimiz de çok kabataslak. Resmi rakamlara inanan yok. Devleti yönetenler dahil…

Bununla beraber 11 Ekim’de sandığa bir şekilde gitmeyen çok sayıda seçmen olduğu da açık… Belki bir kısım insan Covid endişesiyle oy vermeye gitmedi. Ama azımsanmayacak bir kesimin de tepkisel bir şekilde sandığı boykot ettiği anlaşılıyor.

İlk turda oy kullanmayanların ne kadarı 18 Ekim’deki ikinci tura gidecek sorusu son derece önemli… Ve tabii kime oy verecek sorusu da…

Diğer yandan ilk turda ‘geçersiz’ sayılan 5 binden fazla oy var. 110 bin geçerli oy çıktı sandıklardan. Bu da demektir ki sandığa gidenlerin de yüzde 4.3’lük kısmının iradesi sonuçlara yansımadı.

Acaba o yüzde 4.3 hangi aday ağırlıklıydı? Yoksa eşit şekilde dağılıyor muydu? Ve ikinci turda bu 5 bin küsur oy hangi adaya yönelecek?

Bunu da bilmiyoruz.

***

İlk tur hakkında yapılması gereken bir değerlendirme de geleneksel ‘sağ seçmen’in tavrıyla ilgili…

Geçerli oyların yönelimine bakıldığında, sol görüşlülerin daha yakın durduğu ‘federal çözüm’ yanlısı iki adaya yüzde 51.5’lik destek çıktı. Kamuoyu yoklamaları Kıbrıs’ta çözüm umutlarının çok aşağılarda olduğunu söylese de, aslında toplumun büyük kesiminin çözümü hala ‘kurtarıcı’ gördüğü anlaşılıyor. Tersten söylersek, insanlar çözümsüzlük koşullarında bir yere varılamayacağını seziyor.

Lakin yüzde 51.5’lik Akıncı-Erhürman oyunun tamamının sırf ‘federal çözüm istiyorlar’ diye verilmediğini, bu oran içerisinde hatırı sayılır bir sağ seçmen oyu olduğunu tahmin etmek de zor değil.

Demek ki başka bir neden var bu yönelimde…

‘Türkiye ile biat ilişkisine duyulan tepkinin sadece sol seçmende olmadığı’ tespitini yapmak yanlış olmaz.

Normal koşullarda soldan bir adaya oy vermeyi aklının ucundan bile geçirmeyen çok sayıda insanın gidip tercihini Akıncı veya Erhürman’dan yana kullandığını biliyoruz. Bir kısmının da sandığa gitmediğini görüyoruz.

Çünkü diğer tarafta gittikçe bayağılaşan bir ‘biat’ kültürünün temsilcisi var ve sağ kesimden seçmenler de ‘biz buna layık değiliz’ cümlesini çok sık telaffuz ediyorlar.

‘Milliyetçilik’, ‘anavatanla et-tırnak ilişkisi’ gibi mantığa sahip olsalar dahi, bir kısım sağ görüşlü insanda günün sonunda ‘Kıbrıslı Türk onuru’ ağır basıyor.

Ve bu eğilimin ikinci turda da sandığa yansıyacağını tahmin ediyorum.

CTP’nin aldığı tarihi kararla beraber, bu gerçeğin de seçim sonucuna önemli bir etkisi olabilir.

Bir başka deyişle ‘sol söylem’, toplumun beklentileriyle daha uyumlu bir noktada duruyor.

Buna bir de bireysel anlamda ‘kalite’yi ekleyince, pazar günü sandıktan ‘cevabın doğrusu’nun çıkacağı görülüyor.

Solcusuyla, sağcısıyla bu toplum ‘emir kulu’ gibi davranılmayı hiç, ama hiç hak etmiyor!..