Referandum depremi

Ferdi Sabit Soyer

 


Birleşik Krallığın Avrupa Krallığı’ndan ayrılmasını öngören Referandum sonucu ciddi bir sarsıntı ve belirsizlik yarattı.
Sonuca bizde, “Federal Çözüm ve Barış” arayışlarına karşı olanlar çok sevindi. Bu sevinçlerini sağlayan esas unsur ise AB sürecinin, Kıbrıs'ta Federal çözümü tetiklemesi ve onların dar milliyetçi, anti- demokratik uygulama ve hayallerini sarsması idi. Şimdi AB yıkılacak ve böylece Federal çözümden kurtulacaklar ve demokratik gelişmeleri tersine çevirecekler diye çok seviniyorlar.
AB'ye dönük bu tepki, yalnızca ana dili Türkçe olan Kıbrıslılar arasında değil, ama ana dili Elence olan Kıbrıslılar arasında da vardı.

GÜNEYDE

Gerçi ana dili Elence olan Federal çözüm karşıtları, ana dili Türkçe olanlar gibi bunu AB karşıtlığı olarak ifade etmediler.
Ama Federal Çözümü darbelemek için AB ilkelerine ters siyasetleri, bu avantajı kullanarak, kendilerine göre, "köylü kurnazlığı" içinde yaptılar.
Örneğin Mütevvefa Başkan Sayın Papadopulos, sırf AB'ye üyeliği pekiştirmek için, 2003'te Lahey sonrası BM ve AB'ye yazdığı mektupta, Annan Planı ve orada yer alan Federal Çözümü destekleyeceğini yazmıştı.
Ama buna karşın, AB üyeliğini kesinleştirdikten sonra, 24 Nisan Referandumunda Kıbrıslı Rumlara "Hayır" oyu kullanmaları için yaptığı çağrıda da şunu ifade etmişti.
" Devlet aldım, Toplum teslim etmem" .
Böylece fonksiyonel federal düzenlemeleri olan iki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyetinin yapısının, 1964 statükosuyla bozulması nedeni ile oluşan ve tek toplumlu üniter bir devlet haline dönüşen "yeni" konumunu korumayı amaçlamıştı.
Güneyin hâkim siyaseti, onun ardından kaba benzeri olmasa da bu siyaseti, AB üyeliği fırsatını değerlendirerek, Türkiye'nin AB üyelik hedefini kullanarak devam ettirdi...
Bunu ise, AB' nin Genişlemesinden endişeli ve Türkiye'ye AB üyeliği yolunda şaşı bakan Avrupa'nın muhafazakârları ile görünmeyen bağlaşıklıklarla sağladılar.
Federal çözüm karşıtı, dar görüşlü milliyetçi hedefler için, Türkiye'nin AB üyelik sürecini şantaj olarak kullanma metodu ile bunu sürdürdüler.
Yani, AB karşıtlığını Kuzeydeki statükocular gibi açık yapmadılar. Ama AB'nin demokratik birleşme ilkelerini, kendi dar milliyetçi yaklaşımları için kullandılar.
Bunda elbette ki AB'nin bugün Birleşik Krallıkta bu Referandum sonucunun alınmasına yol açan yapısal bozukluklarının da etkisi var.
Yani, Güneyde ağızlar AB ve ilkelerini ifade etti, ama yürekler ve beyinler Birleşik Federal Kıbrıs hedefine ulaşmamak için çalıştı.
Tıpkı Kuzeydekiler gibi ana mantıkları, BM Çözüm Planı olan Annan Planı ilkelerinden kurtulmak üzerine şekillendi.
Bu yanlış yol, Federal çözüm için en büyük şanslardan biri olan Annan Planının kaybedilmesinden sonra, hala çözümsüzlüğün sürmesini sağladı.

ŞİMDİ NE?

Birleşik Krallıkta meydana gelen bu Referandumdan sonra, her Federal Çözüm ifadesi ile birlikte, "AB esaslarına dayalı" sözünü, yalnızca mülkiyetle bağlantılı olarak ifade etmeyen Güneyin bağnazları, şimdi ne diyecek?
Hangi AB anlayışı?
AB'den ayrılmayı, İngiliz hegemonyasının devamına özlem olarak gören İngiliz Milliyetçileri gibi mi?
Yoksa artık ayrılığı daha etkili olarak gündeme getiren İskoçya ve Kuzey İrlanda'da oluşan dünden daha güçlü olan mantıkla mı?
Yoksa bu karardan sonra, İspanya'da, toprak bütünlüğünü öne koyan ve bunu alıştığımız "kırmızıçizgi" söylemi ile ifade eden İspanyol Muhafazakârları ve Sosyalistlerinin anlayışı ile mi?
Yoksa artık daha etkili olarak ayrılmayı gündeme alan ve bunu daha güçlü ifade etmeye başlayan Bask ve Katalonya'nın sol ve muhafazakârları gibi mi? Yoksa İtalya'nın Kuzey Ligi anlayışına bağlı olarak mı bu söz ifade edilecek?
Evet, Güneyin Bağnazları Federal çözüm karşıtlığında şimdi bu yanlış politikaları ile Ortak Yurdumuz Kıbrıs'ı daha bir belirsizliğe sürüklediler.

KUZEYDE

Ne Türkiye'de, ne de Kuzey Kıbrıs'ta Birleşik Krallıkta oluşan AB’den ayrılmayı öngören bu sonuçla, AB projesi çöktü diye sevinenler hiç sevinmesin. Çünkü bu süreç, Türkiye ve Kıbrıs'ı felakete götürecek ciddi tehlike ve tehditleri içinde taşımaktadır.
Çünkü Referandum sonucunu, Kıbrıs'ta ayrılma ve Federal Çözümden kaçmak için avantaj diye görenler; bu olumsuz gelişmenin, çok karmaşık bir hal alan Orta Doğu'daki gelişmelerle birlikte, Türkiye'nin toprak bütünlüğü ilkesine dönük sıkılmış kurşun olduğunu göremeyecek denli kördürler.
Bu gelişmeye ulusçu ve solcu anlayışla sevinenler, bunun, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs'ın demokratikleşmesi sürecine dönük olumsuz etkisini göremeyecek denli kördürler.
Bunun üzerine birde, ABD'de gerçekleşecek Başkanlık seçiminde Sayın Donald Trump'ın seçimi kazandığını düşünün?
Vay bölgemizin ve dünyanın haline. Vay Demokrasi ve barış süreçlerine...

SONUÇ ve FEDERAL ÇÖZÜM

Küreselleşmenin yol açtığı heyecan yerini halk kitlelerini ezen, ülkelerin içinde ve arasında oluşan ciddi gelir farklarına yol açtı. Sol ve liberal düşünce bu yeni koşullarda küreselleşmenin getirdiği avantajlar yanında oluşan yeni yıkımın, küresel ekonomik krizle de derinleşen kötü yansımalarına alternatif çözüm üretemedi.
Böylece bu alanda oluşan tepki, hâkimiyetçi veya ayrılıkçı milliyetçi demagogların yönlendirmesine açık oldu. Onlarda bu fırsat kullandılar ve kullanıyorlar.
Bu yüzden insanlar eskiye dair özlemle yola çıkıyor. Elbette ki bunun nedenleri ve çıkış yolları çok incelenecek. Artık eski atıl hal kalamaz.
İşte olumsuz gelişmeler nedeni ile oluşan bu hal bir isyana dönüşüyor. Birleşik Krallıkta olan en somut ve etkili olan. Ama bunun yerine gelecek olan bu boşlukta tam bir felaket.  
Bu nedenle bu gelişme bize, Kıbrıs'ta bir an önce Federal Çözüm ve Birleşik Kıbrıs'ın yalnız bizim için değil ama Türkiye, Yunanistan ve bölge ile Avrupa için çok önemli bir değer olduğunu daha fazla göstermelidir.
Kıbrıs'ta bir an önce Federal çözüm, bölge, Avrupa ve dünyadaki bu belirsiz dönem içinde çok daha fazla olarak önemini göstermektedir. Güneyin ve Kuzeyin statükocularına önemle duyurulur.
Tıpkı gazetelerde çıkan yurttaşların verdiği kayıp ilanları gibi.
"Kimliğimi kaybettim, yenisini alacağımdan eskisi hükümsüzdür".
Evet, Ortak Yurt bilincimizi ve kimliğimizi kaybettirenlere açıktan söyleyelim. Federal Kıbrıs kimliği alacağımızdan ötürü, 1964 ve 1974 statükolar geçersizdir. Birleşik Krallıktaki bu referandum sonucu bunu, bir kez önemle gösterdi.