Prompterden okuma seçeneği!

Tayfun Çağra

Bu Pazar gün 2. tur oluyor.

İlk turda anlaşılıyor ki Türkiye’nin müdahalesi Ersin Tatar için yararlı olmuş.

Patlayan borunun tamirinin bitirildiğine ilişkin düzenlenen canlı yayın, aynı yayında Maraş’ın sahilinin bir kısmının daha ziyarete açılması ve seçime birkaç gün kala 10 bine yakın kişiye farklı kılıflar uydurularak dağıtılan 2’şer bin TL tahminlerin ötesinde yarar sağlamış görünüyor Tatar’a…

İskele-Mağusa bu dönemde en fazla yatırım yapılan bölge olmuş sandık sonuçlarına bakıldığında…

Yani müdahalede en fazla dövülen bölge olmuş.

Şu da var ki yapılan bu müdahalenin ters tepeceği zannedilirken birinci turda Tatar’ın birinci çıkması bu düşüncenin yanlış olduğunu gösteriyor.

Demek ki halâ bu tip uygulamalar, göz boyamalar, milliyetçi yaklaşımlar belki istenildiği kadar değil ama işe yarayabiliyor…

***

“İstenildiği kadar değil” derken bunu şöyle açıklayabiliriz;

Müdahaleyi yapanlar ve bunu seve seve kabul edenler, prompterden önüne konan yazıyı okuyanlar, yapılan müdahale ile herhalde Federal Kıbrıs’ı savunanların %51.5 gibi bir oy yüzdeliğine ulaşmasını istemezlerdi.

Bu sonuç Federasyon karşıtlarının ikinci turda almak istedikleri sonucu da tehlikeye atıyor…

Elbette ki siyasette 2+2, her zaman 4 etmez. Yani 51.5 federalist, barış-çözüm yanlısı oyun hepsinin 2. turda sandığa yansıyacağının garantisini kimse veremez.

Ancak geriye kalan 48.5 oyun da yine federalizm karşısında mutlaka sandığa yansıyacağını da söyleyemeyiz.

Her iki sonuç da pamuk ipliğine bağlı gibi…

İpliğin kopmasını! önlemek için Federal Kıbrıs’ı savunanların ve birinci turda Tufan Erhürman’ı destekleyenlerin fire vermeden bu kez CTP Parti Meclisi’nin de aldığı karar doğrultusunda Mustafa Akıncı’ya 2015’te olduğu gibi yine oylarını yönlendirmeleri gerekiyor.

Birinci tur öncesi Akıncı’yı destekleyen bazı kişilerin CTP’ye karşı olumsuz tutum ve sosyal paylaşımları Erhürman’a giden oyların bu kez Akıncı’ya gitmesini zora sokabilir ancak yaralanan duyguların önüne mantığı ve geleceğimizi koyarak düşünmemiz gerekiyor.

Önümüzdeki beş yılda yine Federasyon umudunu koruyabilmek ve bunun için bu kez Cumhurbaşkanlığı’nı proaktif politika için zorlamak seçeneği mi yoksa önüne konan yazıyı prompterden okumaya devam edilecek bir dönem mi istiyoruz.

%51.5 oyun içinde ikinci seçeneği isteyebilecek birilerinin olduğunu düşünemiyorum.

Onun için de “şunlar şunlar yapıldıydı, böyle söylendiydi, Akıncı’ya oyum yok” diyerek sandığa gitmemek, önümüzdeki dönemde prompteri toplum olarak hep birlikte okumaya başlayacağız demektir.

***

“Bir şey değil, ben de prompter okurum, hatta daha düzgün okurum” da denebilir ama kendi benliğini yitirmiş, başka biri olmuş bir insan olarak hayata devam edilebilir mi, ondan emin değilim.

Edilirse de o kişi insan olmaktan çıkmış, başka bir şey olmuştur artık…

Önümüzde üç gün var;

Sağlıklı düşünmek için yeterli bir zaman.