Özgürleşiyorum

Derya Beyatlı

Sakin ol dedi. Sadece yağmur, erimezsin. Hem çok da romantik. Belli belirsiz oluşan gökkuşağını gösterdi küçük bir çocuk heyecanıyla. Koşar adımlarını dans adımlarına çevirdi kadın ustaca, gülümsedi;

-Ben yağmurda dans ediyordum, acele ettiğimi de nereden çıkardın?

-‘Bazı insanlar yağmuru hisseder, ötekiler sadece ıslanır’, Bob Marley’di sanırım.

-Hayvan sevgisi gibi bir şey bu, herkes yağmuru sever, sadece kimileri henüz sevecekleri güzellikte bir yağmur ile karşılaşmamışlardır.

-Sevecek güzellikte yağmur?

-Tatlı tatlı saçını okşayan suyu kim sevmez? Kiminle ıslandığın da önemli tabii ki.

-Aşıksan her şeyi seversin...

-Yağmuru bile mi?

-En çok yağmuru. Sırılsıklam aşk demeleri ondan bence.

Bir Pazar ikisinde, yağmur cama vuruyor usulca. Su sesinin en sevdiğim halleri. Günün akşama kavuşmasına var daha bir müddet. Tembel saatler uzanıyor önümde. Akşama bir ülkenin kaderi belli olacak. Sonucu bilmek istemiyorum. Sonuçtan ürküyorum. Uzaklara dalıyorum, önümdeki kitabıma veriyorum kendimi tekrar. Yağmur camlara vuruyor. Ben gerçek dünyadan kaçıp romanıma sığınıyorum.

-İki tane hayatımız var her birimizin. İkincisi, elimizde sadece tek bir hayat olduğunu anladığımız zaman başlıyor.

-Keşke bunu anlamak için felaketlere ihtiyacımız olmasa...

-Ne kadar ironik, yaşamın değerini anlamak için ölümün soğuk nefesini hissetmemiz gerekiyor ensemizde. İncecik bir kılıcın üzerinde yürümek gibi, aşağısı uçurum.

-Korku ve çaresizlik, kayıp, acı kendimize getiriyor bizi. Herşeyin bir sonu olduğunu çarpınca yüzüne bitiş çizgisini zamansız kucaklayan bir dost, anlamlı bir hikâyeye son yazma çabasına giriyorsun. Aynı yaşta olduğumuzu söylemiş miydim?

-Bir iz bırakma derdi gibi ardında. Ya hayatın başkalarının okuyacağı şeyler yazarak geçsin, ya da öyle bir hayat yaşa ki birileri çıkıp yazsın, herkes okuyup okuyup öğrensin, mi diyorsun yani?

-Başkalarını boşver. Bu senin hikâyen, istediğin gibi yaşa, çok istersen anlatabilirsin de, benim için fark etmez. Okunup okunmama, örnek alınıp, ileriye götürülmesi derdi olmadan yaşa masalını. Hayatına dokunduğun insan olursa ne güzel, olmazsa da keşkesiz bir hayat, özgürlüğün tanımıdır. Bu olsun, işin gücün, özgürleşmek, dünyadan, normlardan, yargılardan, kurallardan, en önemlisi kendinden.

Yağmur atıştırmaya devam ediyor dışarıda, sakinlemiş bayağı, güneş göz kırpıyor ara ara. En sevdiğim manzara. Evet mi, hayır mı referandum sonucu acaba? Bilmiyorum henüz, korkuyorum.

Tembel bir Pazar ikindisinde, yağmur sesi müziğim, kelimeler besinim, çok keyifli bir şey yapıyorum, yazıyorum. Özgürleşiyorum.