Özersay’ın izlediği yol…

Tayfun Çağra

Kıbrıs Türk tarafının çözüm için her türlü somut adımı attığını örnekleriyle anlatan Özersay, tek çözümün "federal Kıbrıs" olmadığını, başka çözüm yollarının da bulunabileceğine vurgu yaptı.

Özersay, "Bu adada birlikte yaşamanın bir yolunu bulmak zorundayız. Ama gerçeklerden de anlaşılacağı üzere bu yol federal ortaklık değildir. Son 50 yılda her türlü müzakere, tartışma, karşı argümanlar, diplomasi teknikleri ve müzakere çeşitlerinden bitkin düştüğümüze inanıyorum. Denedik, yorulduk ve başarısız olduk. Eğer yeni bir müzakere süreci başlatacaksak oturup neyi müzakere edeceğimizi tartışmamız gerekiyor. Hem kendi değerlendirmeme, hem de hükümetimin değerlendirmesine göre federal ortaklık modeli tükendi" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Özersay, Kıbrıs'ta 50 yıldır görüşülen paylaşmaya dayalı federal ortaklık modeli yerine iş birliğine dayanan farklı ortaklık modellerinin denenebileceğine işaret etti.

Nasıldır, nedir bu farklı modeller pek belli değil.

Her türlü müzakere modelinin yapıldığını, bundan bıktıklarını söylüyor ama sonra da nasıl bir müzakere yapılacağını oturup müzakere etmek gerektiğini de belirtiyor.

Aslında öyle bir niyet yok.

Özersay, daha önceki statükocuların “statüko çözümdür” deyişlerini başka bir biçimde dillendiriyor.

***

Özersay, Türkiye’nin sözcülüğünü yapıyor… Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını kollaması, bu yöndeki politikalarını Kıbrıs’tan bir kişi olarak dillendirmesi için Kudret Özersay seçilmiş gibi…

Dörtlü koalisyonun bozulup yeni bir hükümet kurdurulmasının nedeni gün geçtikçe daha çok belirginleşiyor… Özersay kendine biçilen rolü şimdiye kadar ‘onu atayanlar için’ güzel oynuyor.

***

Sorulması gereken sorular var ama; Halkın Partisi’ne gönül verenler için… HP’ye gönül verenler, ‘Toparlanıyoruz’ diyerek yola çıkanlar, sonra HP’de buluşanlar, başkanları Kudret Özersay’ın yürüttüğü politikayı beğeniyorlar mı?

Yola çıkarken talep ettikleri temiz, şeffaf politikanın biçimi bu muydu?

Temiz, şeffaf politika derken daha fazla iç politikada dönen usulsüz, suiistimale açık uygulamalar karşısında ifadeler olarak alınıyordu ancak dış politikada umdukları ‘temiz politika’ şimdi başkanları Özersay’ın uyguladığı politika mıydı?

İç politikada izlediği ‘hükümet bozma, hükümet kurma’ gibi politiği temiz-şeffaf politikaya uygun buluyorlar mı?

HP’lilerin kafalarında bu sorular var mı merak ediyorum!...

***

Özersay, Maraş’ın kademeli olarak açılabileceğini de söylemiş. Envanter çalışması yapılmasının ardından oradaki malların kimlere ait olduğunun saptanacağını ve ortaya çıkan duruma göre Maraş’ın kademeli olarak açılabileceğini de belirtmiş Özersay… Yani şimdiye kadar, 45 yıldır Maraş’taki malların kimlere ait olduğuna dair bir çalışma yapılmamış mı? Bu doğru bir açıklama mı, yapılmamışsa bu doğru bir yaklaşım mı?

Murat Kanatlı paylaşmıştı; 1993 yılının Aralık ayına ait TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin elinde olan “Maraş ve Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın Ekonomik Yararları Hakkında Uzmanlar Ekibi’nin Raporu”nu… Yani mutlaka yapılmıştı önceden… Şimdi nedendir bu envanter sayımı, Doğu Akdeniz’de güç paylaşımı düşüncesiyle girişilen bir Ankara planı olsa gerek!..


Sorumluluk…

Kazalar bitmiyor… Neredeyse her gün bir kaza haberi geliyor… Genç yaşlarda… Gencecik canlar giderken, arkalarında da çok büyük acılar bırakıyorlar… 20 yaşlarında daha çok… 2019’un ilk yedi ayında ki yedinci ay henüz bitmedi trafik kazalarında 18 giden can var. 7 can, 15 ila 27 yaş. Bu ölümlerin her biri trajedi ancak 17 ve 15 yaşlarındaki iki yeğenin hikâyesi ayrı bir trajik hikâye… Ehliyetsiz 17 yaşındaki genç, yanına 15 yaşındaki ve hep birlikte vakit geçirdikleri yeğenini de alıyor ve kebap alıp dönecekler diye yola çıkıyorlar… Acı hem de çok acı haber; Kaza yapıyorlar ve 15 yaşındaki yeğen ölüyor… 17 yaşındaki yeğen de mahkemede… Aile perişan. Kimileri kaza yapan 17 yaşındaki genci suçluyor… Bir kazada kim suçlu? 17 yaşındaki genç/çocuk suçlu olabilir mi! Yanındaki 15 yaşındaki canı gibi sevdiği, yeğeni/kardeşini öldürmek isteyebilir mi? Ancak ortada bir sonuç var; Biri araba kullanıyordu, biri öldü. 17 yaşındaki genci suçlu ilan edip kurtulmak işin kolayı… Ancak o gencin çektiği acıyı da görebilecek, ona destek olabilecek birileri, kurumların olması çok önemli. Yapılanın hata, hem de çok büyük hata olduğunu, o sorumluluk duygusunun bundan sonrası için başka çocuk/gençlere ve öncelikle ailelere geçebilmesini sağlamak gerekiyor çünkü biliyoruz ki ehliyetsiz araç kullanan gençlerimizin/çocuklarımızın sayısı az değil.


Tersine artış

Kıbrıs’ın güneyinden kuzeye geçişler ilk kez fazla çıktı. Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklerden fazla giriş yaptı Kıbrıs’ın kuzeyine… 2019’un ilk üç ayı böyle bir sonuç veriyor… İlk bakışta akaryakıt alımı için olduğu görülebilir… Doğrudur da… Özellikle geçiş noktalarına yakın akaryakıt istasyonlarında 5 arabadan 3-4’ü güney plakalı arabalar… Ancak özellikle deniz kenarlarındaki tatil merkezleri, restoranlar gibi yerlerde de Kıbrıslı Rum sayısının artış gösterdiğini görmek mümkün.


‘Sanal’ paylaşımlar

Birbirimizden o kadar uzaklaştık ki, yüz yüze konuşmak, paylaşmak olanağı bulamadığımız için söylemek, anlatmak istediklerimizi sosyal medyadan paylaşır olduk. Sosyal medya paylaşımları bizi yüz yüze paylaşımlardan gittikçe uzaklaştırıyor… Daha çok insanla paylaşım yaptığımızı sanıyor ama adı üstünde bu paylaşımlar ‘sanal’ oluyor.


 

İnsanlardan nefret etmiyorum, sadece onlar etrafımda olmadığında daha iyi hissediyorum.

Charles Bukowski