ÖZEL SEKTÖRÜN ENAYİLERİ

Sami Özuslu

Her dönemde öyledir ama kriz döneminde bir kez daha tanık olduk ki bu ülkede özel sektörde çalışmak enayiliğin dik alasıdır!
Sağ olsun UBP-HP koalisyonu bize bunu çok açık şekilde hatırlattı.
Büyük büyük karlar elde eden kimi patra babalarından söz etmiyorum kuşkusuz…
Onlar da ‘özel sektör’, ama çalışmıyorlar. Rant ve kimi –bizim anlayamadığımız- yöntemlerle küplerini doldurdukları gibi zaten yüce(!) devletimiz onlara dokunamıyor bile…
Hatta devlet onların hizmetçisi…
Vergi mi?
Vermezler. Ne gereği var?
Yani ‘özel sektör’ derken, bu kategoridekiler değil sözü edilen…
Ya kimler?
İşçiler…
Esnaf…
Zanaatkar…
Gazeteciler, matbaa emekçileri, dağıtımcılar…
Şoförler…
Özeldeki mimar, mühendis…
Yine özeldeki doktor, diş hekimi, hemşire…
Ve anlı-şanlı özel eğitim kurumlarının çalışanları… Yani akademisyenler, yani öğretmenler, yani koruma görevlileri, yani aşçılar, yani hizmetliler…
Listeyi dilediğiniz kadar uzatın gitsin!..

*  *  *

Kamu ile özel sektörü birbirine düşürmek iktidar sahiplerinin pek hoşlandığı bir durumdur. Covid-19 döneminde de hükümet bunu bilerek isteyerek, yani taammüden yaptı.
Hem –aslında emeğiyle geçinen ve dolayısıyla aynı safta ve sınıfta olan- iki kesimi birbirine düşürdüler, hem de birinin halini diğerinin ağzındaki lokmayı almak için kullandılar.
Bir yandan ‘özel sektörün desteğe ihtiyacı var’ deyip kamu çalışanı ve emekliden ciddi kesinti yaptılar.
Sonra dönüp o kesintileri sanki özel sektöre verecekmiş gibi numara çektiler.
Oysa ’90 milyon ayırdık’ demişlerdi, ‘maaş desteği’ için…
Üstelik ‘2 ay’ olacaktı destek.
Sonra ne mi oldu?
Hokus-pokus ile ‘ikinci ayın sonunda tek bir destek’ yaptılar özel sektöre ve muhtemelen gariban özel sektör çalışanlarının gördüğü ve göreceği o kadarla kalacak.
Ve bunu yaparken sosyal sigortalının ‘işsizlik ödeneği’ni gasp ettiler.
Kazanılmış, yasal ve de evrensel bir hakkı ‘kanun gücünde yetki’ marifetiyle budadılar.
Ve o sözünü ettikleri 90 milyon TL için devletin kasasından –muhtemelen- tek kuruş harcamadıkları gibi, muhtemelen bu dönemde –kendilerince- kar bile ettiler.
Zira –rakamlar açıklanmış değil ama- öyle anlaşılıyor ki memur ve emekli kesintileri o 90 milyondan çok daha fazla bir rakama denk düşüyordur.

*  *  *

Bir taşla birkaç kuş vurduğunu zanneden hükümetin hesabı bellidir: Aslında maliyede para vardır. Belki de Türkiye’den de kaynak gelmiştir, geliyordur.
Bunu neden mi saklıyorlar?
Ekim’deki seçim için olmasın!
Önümüzde dört ay var. 
Eylül’de ‘Tüm memur ve emeklilere yaptığımız kesintileri ödüyoruz’ deyip, geniş bir kesimi –aslında önce kaybettirdikleri eşeği buldurmak vasıtasıyla- mutlu edebilirler.
Nasıl olsa bu ülkede hükümet olanların ‘birinci vazife’si bu değil mi?
Öde memuru, emekliyi, tamamdır.
Ya özel sektördekiler?
Boş verin o enayileri!..
Nasıl olsa onlar örgütsüz, güçsüz, sessiz…
Hesap budur ve soru da şu: 
Enayiliğe devam mı, yoksa tamam mı?