Oy uğruna, poz vermek adına yapılan büyük utanmazlık!

Serhat İncirli

Böyle bir zamanda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’ndan “medet” ummak, gidip O’nunla, konutunda bir adet fotoğraf çektirmek için resmen “zavallı” duruma düşmek, acizliklerin en acizliğidir!

-*-*-

“Böyle bir zaman” derken ne demek istedik?

-*-*-

Bakın, Azerbaycan, İsrail’in destekçisi hem de gayet açık bir şekilde destekçisi olan tek Müslüman devlettir!

-*-*-

İsrail’i destekleyen başka devletler, ona hala her türlü silahı satanlar, her türlü gıdayı ihraç edenler mutlaka vardır!

-*-*-

Amerika, İsrail’in destekçisidir!

-*-*-

Ancak acı olan sadece Azerbaycan’daki Müslüman kardeşlerimizin İsrail’i desteklemesi değildir; acı olan, İsrail’in kendi vatandaşlarının katil Netanyahu’ya verdiği destek bile, Azerbaycan halkının verdiği destek oranında değildir!

-*-*-

Sen böyle bir ortamda gidiyorsun ve İlham Aliyev gibi eski bir İstanbul mafyasının önünde büklüm müklüm oturup, oy devşirmeye çalışıyorsun!
Neymiş efendim?
Azerbaycan’ın KKTC’ye desteği sürecekmiş!

-*-*-

Azerbaycan, ne zaman, nerede, ne desteği verdi ki KKTC’ye?

-*-*-

İlham Aliyev’in, Ersin Tatar ile fotoğraf çektirirken yanlarında tek bir bayrak olmaması ağır hakarettir…

-*-*-

BRTK’nın sevgili Yönetim Kurulu Başkanı, Ersin Tatar’a tahsis edilen arabadaki KKTC Bayrağı ile hava basmaya çalışıyor!

-*-*-

Aynı başkan, Azerbaycan’ın İsrail’i desteklediği iddialarını da “yalan” olarak niteliyor!

-*-*-

Canım kardeşim, yalana hiç gerek yok!
Azerbaycan, katil Netanyahu’nun silahlarının yürüyebilmesi için gerekli olan petrolün yüzde 60’ını sağlıyor!

-*-*-

Azerbaycan halkı, yukarıda da dediğim gibi, İsrail halkının Netanyahu’ya verdiği destekten daha büyük oranla kendisini desteklediğini açık bir şekilde beyan ediyor ve gizlemiyor!

-*-*-

Ve ayıptır söylemesi; bizi aldatan, gidip Kıbrıs Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkilerle alakalı anlaşmalar yapmak yanında, “asla Kıbrıs’ta ayrı bir devlet tanımayacağız ve Türkiye de Ada’da işgalcidir” diyen Türki devletlerle bir arada olmak, ne övünülecek bir şeydir, ne de gurur duyulacak bir şey!
Onlarla aynı fotoğraf karesinde yer almak utanılması gereken bir ayıptır, aşağılık bir skandaldır!


O dolap tamir edildi mi?

Gıynık grubunun Ekonomi ekinde 6 Ekim 2025 tarihindeki manşet haber çok ilgimi çekmişti…
Ne deniyordu bu haberde?

-*-*-

Özetle deniyordu ki, Mali Bilgilendirme Birimi (MABEB) 2013’te 20224 yılına kadar 7,6 milyon TL’lik suç gelirine el koydu!

-*-*-

Yaklaşık 12 yıllık bir süreden bahsediliyor… 
Bu sürede el konulan miktar 7,6 milyon TL!

-*-*-

Yaklaşık 155 bin Euro, 135 bin Sterlin ve 180 bin dolara denk gelen bir miktar!
Lefkoşa’da iki yatak odalı bir apartman dairesi alamazsınız bu paraya!

-*-*-

İlk başta bana da çok büyük bir rakam ve muhteşem bir başarı gibi görünmüştü!

-*-*-

Ama sonra öğrendim ki; 19 Ekim 2025’teki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması için Türkiyeli çok çok zengin bir iş insanı, bir kişiye, seçim desteği baabında 10 milyon TL hediye etmiş!

-*-*-

Bu kişi de, makam odasının arka tarafındaki bir başka odada kasa içerisinde bu parayı tutuyormuş!

-*-*-

Nakit!

-*-*-

Ve gelene gidene 10 bin, 20 bin, 30 bin çıkarıp çıkarıp veriyor!

-*-*-

Geçtiğimiz günlerde, yine bir ziyaret sırasında arkaya geçip parayı içinde tuttuğu kasayı ya da dolabı açmak istemiş!
Ama anahtarı kırmış!

-*-*-

Neyse ki yardımcıları, korumaları falan gelip yardım etmişler, dolabın kapısını kırarak açmışlar!
Panik kısa sürede aşılmış!

-*-*-

Merak ettiğim nedir biliyor musunuz?
O dolap kapısı tamir edildi mi?
Yoksa öyle kaldı mı?


Tatar’ın yaptığı en başarılı şey?

Hain, Rumcu, Yunanistan hayranı, Türklük düşmanları ne diyor?
“Ersin Tatar son beş yılda hiçbir şey yapmadı!”
Öyle diyorlar!

-*-*-

Mesela içimizdeki en Rumcu kişilerden biri olan Serdar Denktaş, daha dün sabah benim televizyon programımda dedi ki; “… Yok yahu Tatar yaptığı komikliklerle bizi güldürdü!”…

-*-*-

Bu gerçekten çok iyi bir şeydir!
Ağlatan bir Cumhurbaşkanlığı yapmadı demektir!
Bir çok kişiyi gerçekten güldürdü!

-*-*-

Ama bence faydalı işleri arasında en önemlilerinden bir tanesi, köpeğini hemen her gün yürüyüşe çıkarmak oldu!

-*-*-

Yaz demedi, kış demedi, o köpecik Beşparmakları arşınladı!

-*-*-

Ancak Tatar’ın en fazla iyiliğinin dokunduğu kişi, benim!
Anlatayım: 

-*-*-

Beni önce sarayına aldı, iki gün içinde “atın bunu” dediler, attı!
Kimseye, “ben bu ülkenin cumhurbaşkanıyım, kimse bana talimat veremez, bu adam beş senedir benim yanımda çalışıyor, asla hata yapamaz” demedi!
“Hade yeğenim” dedi!

-*-*-

Akabinde, geçmişinde Türk Bayrağı dahi yakmışlığı bulunan bu ülkenin en kızıl eski komünist kardeşlerinden biri benimle ilgili olarak Tatar’ı tehdit etti!
“Sizi yarın sabah 11’de polise ihbar edeceğim” dedi!
Neden?
Çünkü Tatar’ın televizyonunda yaptığım programda, ayrı devlet isteyenlere, dünkü televizyon programında da yinelediğim gibi, “önce Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarınızı iade edin” diyordum!

-*-*-

Türk Bayrağı yakmışlığı bulunan ama akabinde dans işine acayip alışkın bu dansçı karakter, hemen her gün Güney Kıbrıs’a geçtiği pasaportu vermek istemediğinden olsa gerek, bu konuya çok tepkiliydi…

-*-*-

Ve erken uyuyan biriyim; meğer Tatar beni televizyonundan da kovmuş!
Sabahın ikisinde eşim uyardı; “Sabah sabah kalkma artık işin yok… Uyu” dedi…

-*-*-

Yetmedi!
DAÜ’de ve UKÜ’de mesleğimle alakalı ve de İngilizce dersler veriyordum… 

-*-*-

45 dakikalık bir ders için, bir gece veya iki gece öncesinden en az 3 saat ders çalışmak, ders hazırlamak zorundaydım!

-*-*-

Her iki devlet üniversitesindeki part time görevime son verdi!
Hatta bir de özel üniversite!
Ama özel üniversitedeki görevime ya da derslerime geçen dönem geri döndüm!

-*-*-

Neyse!
İşsiz kalınca, kendimi spora verdim!
Çok üzülmüştüm ve 155 kiloydum! (Fotoğraf o zaman çekildi… )

-*-*-

Kısa mesafe yürüyüşlere başladım!
Bir bisiklet aldım!
Ağırlığımı kaldırmadı, değiştirdim!
Masraf ettim!
Geçenlerde çok iyi yeni bir bisiklet daha aldım; yine değiştirdim!

-*-*-

Bisikletle ilk üç kilometre sürdüğüm gün nefes nefeseydim ama mutluluktan ağlamıştım!

-*-*-

Derken yaklaşık 2 yıl kadar önce diyetisyene gitmeye başladım!
Vakit çok!
İş yok!

-*-*-

Şimdi haftada ortalama 40 kilometre yürüyüş, 50 kilometre bisiklet sürüyorum!
En az haftada bir saat da basketbol oynuyorum ve 110 kiloyum!

-*-*-

Sabah şeker ölçümüm en az 300’lerdeydi; hatta 380’i, 420’yi gördüğüm oldu!
Rum doktor bir gün bana, “bu şekerle yaşanmaz, sen İsa olmalısın, geri geldin, bekle de başpiskoposa götüreyim seni” diye şaka yapmıştı!

-*-*-

Şimdilerde sabah şekerim 112 çıkarsa paniğe kapılıyorum!

-*-*-

Kısacası, Tatar hiçbir şey yapmadı diyenleri kınıyorum; beni sağlığıma kavuşturdu!
20 Ekim 2025 Pazartesi sabahı beni ara; ben her zamanki gibi senin arkadaşınım Ersin abi; ama cumhurbaşkanlığı işini yapamadın!