Onat ve Cesim

Tümay Tuğyan

Güney Kıbrıs’taki English School ve American Academy’de 2015-2016 eğitim yılı için yapılan kaptanlık seçimlerini, iki Kıbrıslı Türk öğrenci kazandı.

Yani her iki okulda da, sayıca üstün olan Kıbrıslı Rumlar’ın bir bölümü, etnik kimliğine bakmaksızın Kıbrıslı Türk adaylara oy verdi.

İki toplumun bir arada yaşayamayacağını, ya da sayıca üstünlüğü elinde bulunduran tarafın, yine sayıca azınlıktaki tarafa varlık hakkı tanımayacağını iddia edenlere verilebilecek en güzel yanıttır bu sanırım.

--------------

Yok mudur Güney Kıbrıs’taki okullarda eğitim gören Kıbrıslı Türkler’in herhangi bir sorunu?
Vardır mutlaka.
Kimlikleri nedeniyle zaman zaman sıkıntı yaşayanlar vardır, eminim.
Ama tersi olsaydı, yani Kıbrıslı Rum çocuklar/gençler de benzer şekilde gelip, Kuzey Kıbrıs’taki okullarda eğitim alıyor olsalardı, yine eminim ki onlar da kimlikleri nedeniyle zaman zaman sıkıntı yaşayacaklardı.

Fanatik milliyetçilik ada üzerinde nefes aldığı müddetçe, bu tür sıkıntılar olmaya da devam edecek, her iki tarafta da.
Ama zaten önemli olan, yani adına ‘barış’ dediğimiz kavramın özümsenebilmesi de, bu sıkıntıların ne oranda ortadan kalktığına, kalkabileceğine bağlı değil mi aslında?

------------------

Kıbrıs sorununu çözmek ve daha önemlisi, federasyon çatısı altında bir arada yaşayabilmeyi başarmak, federal kültürü ne oranda benimsediğimizle, bu kültürü ne oranda bir hayat felsefesi haline getirebildiğimizle doğru orantılı.
Ve tam da bu nedenle, geçmiş tecrübeler nedeniyle toplumlar arasında büyük oranda erozyona uğrayan güvenin yeniden tesis edilebilmesi amacıyla, güven yaratıcı/artırıcı önlemler, çok büyük önem taşıyor.

İki toplum, ne kadar çok ‘birlikte’ hareket ederse, ne kadar çok ‘ortak’ işe imza atarsa, o kadar çok katkı sağlanabilir federal kültüre.
Ve toplumlar, o kadar çok güven duymayı öğrenebilir birbirine.
Yıllar boyunca birbirine karşı ‘örgütlenen’, birbirine karşı ‘kışkırtılan’ insanların, yeni baştan bir ilişki yaratması, yeni baştan bir ortak hedef kurgulaması kolay değildir.

Hele de Kıbrıs sorununun dinamikleri, ne yazık ki bunun aksi için ortam yaratmaya devam ederken...
Ve hepsinden önemlisi, adanın her iki yakasında yürürlükteki eğitim sistemleri, ısrarla toplumları birbirine ötekileştirmekte ısrar ederken...
Kolay değildir barışmak.
Kolay değildir barış yapmak.
İşte bu zor şartlara rağmen, bu iki okulda elde edilen bu ‘başarılar’, önemlidir.
Onat Ataman’ı ve Cesim Civisilli’yi tebrik ediyorum.

Ama Kıbrıslı Rum adaylardan daha çok oy almayı ‘başardıkları’ için değil, ‘olmaz’ diyenlere inat, birlikte yaşama kültürünün gelişmesinde hayati öneme sahip ‘güven’ faktörünün tesis edilebileceğini bizlere en güzel şekilde kanıtladıkları için!