Omorfo’da 9, Tekke Bahçesi’nde 33 “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı…

Sevgül Uludağ

 

Kayıplar Komitesi’nin yürütmekte olduğu kazılarda, Omorfo’da dokuz “kayıp” Kıbrıslırum’dan geride kalanlara ulaşıldığı öğrenildi.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgilere göre, Omorfo’da bir mezarlıkta yürütülmekte olan kazılarda ikisi yaşlı kadın olmak üzere toplam dokuz “kayıp” Kıbrıslırum’dan geride kalanlara ulaşıldı ve kazılar devam ediyor.

Tekke Bahçesi’nde yürütülmekte olan kazılarda da 33 “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı. Bunların 1963 “kaybı” Kıbrıslıtürkler olduğu tahmin ediliyor… Bu yönde on yıl boyunca bu sayfalarda Tekke Bahçesi’ndeki isimsiz mezarların yanı sıra, Tekke Bahçesi dış çevresinde de kazıların başlatılması için yoğun biçimde yayınlar yapmış, Tekke Bahçesi’ne yapılan gömülerle ilgili bazı şahitleri Kayıplar Komitesi yetkilileriyle buluşturmuş ve bu bölgeye defnedilmiş olabilecek “kayıp” Kıbrıslıtürkler’in yanı sıra “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın da kimler olabileceği hakkında çeşitli tanıklıklara yer vermiştik.

Tekke Bahçesi’nde şu anda iki kazı yürütülüyor: Birinci kazı isimsiz mezarlarda devam ederken, ikinci kazı da Tekke Bahçesi’nin hemen dışında sürdürülüyor.

Tekke Bahçesi dışında sürdürülen kazılarda da altı “şahıs”tan geride kalanlara ulaşıldı ancak bunların eski gömü mü yoksa “kayıplar”dan geride kalanlar mı olduğu ancak DNA analizlerinde ve laboratuar analizlerinde anlaşılacak.

Kayıplar Komitesi’nin Mora’da başlattığı yeni kazı sürdürülürken, komitenin Vasilya ve Ötüken (Spatharigo) kazıları da sürdürülüyor.
Kayıplar Komitesi’nin Voni’de (Gökhan) askeri bölge içerisinde ve Kermiya’da askeri bölge dışındaki kazıları da devam ediyor.

Bu arada adamızın güneyinde bir okurumuzun göstermiş olduğu Larnaka Kıbrıslıtürk mezarlığı dışındaki kazıda bazı insan kalıntılarına ulaşıldığı ancak bunların aranmakta olan bir Kıbrıslıtürk “kayıp” şahsa mı yoksa eski bir gömüye ait mi olduğu da ancak analizler sonucu anlaşılacağı belirtiliyor.

Kıbrıs’ın güneyinde bir diğer kazı ise Lefkoşa dışında Latça’da bir dere yatağında sürdürülüyor.

Kazı ekiplerinde bulunan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.

------------------------------------------

 

OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…

“Omorfo dışında gösterilen alan iyice araştırılmalı…”

Bir Kıbrıslırum okurumuz, 2011 yılında Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş olduğumuz bir olası gömü yerinin iyice araştırılması gerektiğini söyledi.

Söz konusu okurumuz, bu alanı kendisinin de yıllar önce bir Kıbrıslıtürk ve bazı Kıbrıslırumlar’la birlikte ziyaret ettiğini, bu olası gömü yerinde “kayıp” bir Kıbrıslıtürk’ün gömülü olabileceğini anlattı.

Kıbrıslırum okurumuz bize şöyle yazdı:
“Yaşlı bir adam vardır, adı ….’dır… Bir de ….. vardır ve bir başka kişi daha vardır ve adı ….’dır. Bu sonuncusu İngilizce bilmez… Biz bu üç şahısla birlikte – ikisinin telefonunu size veriyorum – yıllar önce sözünü ettiğiniz olası gömü yerine gittiydik. Aslında aradığımız bir kuyuydu, kuyu kapatılmış olduğu için kuyunun tam yerini bulamadıydık. Belki siz bu kuyunun yerini buldunuz veya bulabilirsiniz.

Bu alan Omorfo’nun kuzeyinde, Kapudi’ye (Kalkanlı) giderken, Tumba tu Skuru denen küçük bir arkeolojik bölgeye yakındır…”
Söz konusu Kıbrıslırum okurumuz bize bu konuda bilgi sahibi olan şahitlerin telefonlarını ve isimlerini de vermiş bulunuyor.
Bu Kıbrıslırum okurumuza sonsuz teşekkürler… Bu konudaki araştırmalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz.
Kıbrıslırum okurumuzun sözünü ettiği ve gerek YENİDÜZEN, gerekse POLİTİS gazetelerinde öyküsünü Mayıs-Haziran 2011 tarihlerinde kaleme aldığımız Omorfo’daki sözkonusu olası gömü yerine Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte gitmiş ve burayı bir şahit eşliğinde Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiştik.

--------------------------------------------------------

“Kayıp” yakınlarından…

Leyla Kıralp: “Savaşa ve savaşları yaşatanlara lanet olsun!”

1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bazı “kayıp” yakınları sosyal medya üzerinden paylaşımlarında duygularını dile getirdiler.

“Kayıp” yakını Leyla Kıralp şöyle yazdı:
"Kuyulara atılan yüzlerce Kıbrıslı insan hala daha kayıp. Akibetleri bilinimiyor. Bu insanlar hakkında bilgisi olanların bir kısmı konuşmuyor. Hala daha "benim kayıbım, onun kayıbı" diye ayırım yapılıyor. Olaya insani olarak değil "ırk, milliyet" üzerinden siyaset yapılıyor. Utanın! Sizleri her zaman kınadım ve bu gün de kınıyorum. Çünkü bu gün 1 EYLÜL dünya barış günü. Dünya BARIŞ günü ama birçok ÜLKE SAVAŞIN acımasızlığı ile kan ağlıyor. SAVAŞA ve SAVAŞLARI yaşatanlara lanet olsun...”

*  *  *

Raif Toluk: “Kalıcı bir insanca barış…”

“Kayıp” yakını Raif Toluk da sosyal medya üzerinden paylaşımında şöyle dedi:
“63 yaşındayım ve 1963 yılında babam işe CYTA dairesine gitmiş ve bir daha geri gelmemiştir. Hala daha da bulunamamıştır. Ailemiz dağılmış, her birimiz mecburiyetlerden İngiltere ve Avustralya’ya gitmişizdir. Aradan epeyi bir zaman sonra Kıbrısımıza geri geldik. Annem ve bir ağabeyim bu arada rahmetlik oldular.
Hala daha bulunması için bekliyoruz. Bir an önce de bir daha savaş olmaması için barış olmasını bekliyoruz ve umuyoruz. Kalıcı bir insanca barış…”