Ölüye doğum günü kutlaması!

Sami Özuslu

 

Ah ah…
Aziz Nesin bu devri yaşasaydı kim bilir neler yazardı!
Ünlü eseri “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz”ın icatlısını, türlüsünü, çeşitlisini öyküleştirirdi.
Hikayenin kahramanı Yaşar, devletin işine geldiği vakit hayattadır, ama devletin işine gelmeyince de meftadır!
Mesela vergi mi verilecek? Devlet Yaşar’a salar vergiyi, “öde” diye buyurur!
Askerlik çağına mı geldi Yaşar? Orduya katılsın diye celpname çıkarır devlet, “gel teskere” şarkısını öğretir!
Ama mesela devlette işe mi girmek ister zavallı Yaşar, o zaman “sen öldün, kütük kayıtlarına göre sen rahmetlenmişsin” der, aynı devlet!
Yahut miras mı kaldı birinden, “ölüye miras kalmaz” der, Yaşar’ı katmazlar mal-mülk paylaşımına…
Türkiye’de benzerleri yaşanmış, insan odaklı, Nesin ustanın mizahla sivriltilmiş kaleminden sayfalara akan harika hikayelerden biridir “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz”…

**

Lakin bu internet çıktı ve Aziz Nesin’in bile pabucu dama atıldı.
Usta hayatta olsaydı eğer, belki de yazmaktan vazgeçer, “Sizin hayatınız komedi” der, kalemi bir kenara koyardı.
Dünyayı kendisine bağımlı hale getiren ve birçok olumlu yanıyla birlikte kimi anlamsız, garip, hatta zararlı sayılabilecek yönü olan Facebook halleri mesela…
Öylesine ilginç durumlar çıkıyor ki ortaya, insan gülsün mü, ağlasın mı kestiremiyor.
Trafikte araç kullanırken cepten girip face’te gezinenler etrafa tehlike saçıyor. Neredeyse üç arabadan birinde sürücüler sürüş anında ‘sosyal medya’ takılıyor.
Aziz Nesin bu durum için nasıl bir hikaye anlatırdı acaba, çok merak ediyorum.

**

Ama sanırım dün farkına vardığım bir başka ‘durumcuk’, deminki örneği gölgede bırakıyor.
Değerli bir ağabeyimizin doğum günüydü dün… Birçok alanlarda sayısız hizmeti bulunan abimizi iki yıl kadar önce kanserden kaybetmiştik.
Dün bir de baktım, kaybettiğimiz abimizin facebook sayfasında millet doğum günü kutluyor!
Tanıyanlar, bilenler ona göre yazmışlar mesajlarını, özlemlerini, üzüntülerini dile getirmişler, amma ve lakin birçok kişi de sanki O aramızdaymışçasına “iyi ki doğdun” diye gönderi atmışlar sayfasına!..
Uyaranlar oldu, “Yahu, abimizi çoktan kaybettik, nedir yazdığınız” diye… Silenler de oldu herhalde ‘kutlama’ mesajlarını, bu uyarılar sonrasında…
Ama birçok kişi de mesaj yazmaya devam etti, ‘pasta’ gönderen, ‘mum’ yakan oldu, onun abinin sayfasında, 24 saat boyunca…

**

Kuşkusuz, o mesajları yazanların kötü bir niyeti yok.
Facebook ortamında tanıdıkları ya da ‘arkadaş’ oldukları birçok insanı bilemiyor insanlar.
Ve çoğu zaman da ‘otomatik pilot’a bağlanmış gibi atılıyor bu tür ‘özel gün’ mesajları…
Sağolsun facebook doğum günlerini hatırlatıyor bize de her gün herkesi mutlu ediyoruz, mesaj atarak…
Ancak, bazen bu tür garip, biraz utandıran ve özü itibarıyla ‘komik’ hallere de düşüyoruz ‘fabrikasyon usulü’ gönül alma operasyonlarında…
Her türlü ilişkinin ‘sanal’ı var artık hayatımızda ve bunun geri dönüşü olmayacak, fazlası yaşanacak belli.
İnsan öldükten sonra facebook hesabını kapatamıyor maalesef… Bir bakımda ‘sanal’ olarak yaşamaya devam ediyor, kendisi mesaj yazamasa da… Ama mesaj alabiliyor sayfasına, kendisi okuyamayacak olsa da…
Ve biz de “iyi ki doğdun” diyoruz, çoğu zaman klişeleşmiş, belki copy/paste marifetiyle yazılmış sözcüklerle, herkesin gününü kutlarken… Ölüye de!..
Aziz Nesin ustayı andım dün bu yüzden…
Ah ah…