Okulların açılmasına çok az bir zaman kaldı. Eğitim takvim yılı aylar öncesinden bilinmesine rağmen, ülkeyi yönettiğini zannedenler, hiçbir olumlu adım atmadıkları için, eğitim-öğretim yılı yine kaos içinde, sıkıntılarla, tartışmalarla, hatta eylemlerle açılacak. Burası kesin…
Eğitimde örgütlü sendikalar, okullardaki altyapı ve öğretmen kadrosu eksikliklerini defalarca dile getirmesine rağmen, eğitimin başında olan bakanlık yetkilileri, tüm bu söylemlere kulak tıkamış, eylemleri, açıklamaları görmezden gelmiştir.
***
Eğitimin nasıl açılacağı ile ilgili Yenidüzen’den Ödül Aşık Ülker’e konuşan sendika temsilcileri, aslında yeni eğitim-öğretim yılının nasıl geçeceğini şimdiden söylüyorlar.
***
Her yıl aynı filmi izliyoruz.
Çocuklarımız, öğretmenlerimiz ve velilerimiz için kaosla açılan bir eğitim yılı…
Sendikalar aylardır uyarıyor: Öğretmen açığı var, rehberlik hizmeti yetersiz, fiziki koşullar sorunlu…
Bakanlık ise duymuyor. Duymak istemiyor.
Çünkü partizanlıkla yapılan geçici öğretmen atamaları, bilimsel ihtiyaca değil, siyasi torpile göre belirleniyor.
***
Rakamlarla konuşalım…
İlköğretimde yaklaşık 300 öğretmen açığı var.
Kamu Hizmeti Komisyonu bunun yarısını bile dolduramıyor. Geri kalanı Bakanlık kendi keyfine göre dağıtıyor. Pedagojik formasyonu olmayanlar bile sınıflara giriyor.
Bu mudur eğitime verilen değer?
***
Ya fiziki koşullar?
Çocukların yüzde 12’si geçen yıl konteynerler içinde eğitim gördü. Bu yıl da değişen bir şey yok. Halbuki bu konteyner sınıflar, deprem riski karşısında betonarme binaların yapımı ve güçlendirilmesi tamamlanıncaya kadar kullanılacaktı.
Okulların %27’si hâlâ şantiye alanı.
Deprem raporları var ama güçlendirmeler tamamlanmadı.
Peki evlatlarını bu okullara gönderen biz anne-babaların içi nasıl rahat edecek?
***
Bir de akran zorbalığı konusu var.
Okullarımızda akran zorbalığı artıyor, disiplin vakaları son beş yılda %66 yükselmiş. Ama okullarımızda bu durumun tespitini yapabilecek ve profesyonel olarak müdahale edebilecek eğitimleri almış rehber öğretmenler yok denecek kadar az.
Okullardaki eğitim sadece bilgi aktarmak değildir; çocuğun sosyal, duygusal gelişimini de desteklemektir. Biz ise çocuğu yalnız bırakıyoruz.
***
Önümüzdeki bu “kötü” tabloya rağmen birileri çıkıp da meclis kürsüsünden “Eğitime önem veriyoruz” demekten çekinmiyor.
Eğitim bir ülkenin en önemli ve büyük alanı olması gerekirken, bizde genel bütçeden eğitime ayrılan pay, git gide azalıyor.
Bu para çocuklarımız, öğrencilerimiz, geleceğimiz için değil, şatafatlı başka işler için kullanıldı. Yani gösterişe para var, ama eğitime yok!
O yüzden yeni eğitim-öğretim yılı da kaosla açılacak ve biz yine eğitimin işlemeyen sistemini çok konuşacağız.